HAZRETİ PEYGAMBER (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)’İN HAYATINDA BESMELE’NİN YERİ VE ÖNEMİ

HAZRETİ PEYGAMBER (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)’İN HAYATINDA BESMELE’NİN YERİ VE ÖNEMİ

Ömer İbni Ebû Seleme radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu: “Besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!” (Buhârî, Et`ime 2, 3; )

 

Âişe radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi  “Biriniz yemek yerken besmele çeksin. Şayet yemeğe başlarken besmele çekmeyi unutursa, hatırladığı anda “bismillâhi evvelehû ve âhirehû”  ‘baştan sona bismillah’ desin.”(Tirmizî, Et`ime 47)

Ailenin din eğitiminde, besmele çekme alışkanlığının çocuğa erken yaşlarda kazandırılması gerektiği, bu hadislerde açıkça ifade edilmektedir. İnsan yaptığı her işin farkında olmalı, her işi bilerek ve anlayarak yapmalıdır. Ağzına bir lokma götürürken veya bir şeyi yudumlarken bunu kendisine Allah’ın verdiğini hatırlamalı, O’na şükretmelidir. Yerken ve içerken besmele çekme alışkanlığını kazanmış bir kimse, şükretme görevini de kendiliğinden yapmış olur. Her an Allah Teâlâ ile birlikte olma demek olan ihsan derecesine ulaşmanın en kolay yolu her işe Allah adı ile başlamaktır.

Birlikte yemek yenildiği zaman, ailenin büyüğünün veya hatırlayan birinin, duyulacak şekilde besmele çekmesi, diğerlerinin, özellikle çocukların bu görevlerini hatırlamasına yardım eder. Yemeğe başlarken besmele çekmek gerekmekle beraber, unutulduğu zaman bu kusuru gidermenin yolu da gösterilmiştir. Bu takdirde, Rasul-i Ekrem Efendimiz’in ifadesiyle “bismillahi evvelehû ve âhirehû” yani baştan sona bismillah denmelidir.

 Câbir radıyallahu anhden, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kişi evine girerken ve yemek yerken besmele çekerse, şeytan adamlarına, “Burada ne geceleyebilir ne de yemek yiyebilirsiniz” der. Eğer o kimse eve girerken besmele çekmezse, şeytan adamlarına, “Geceyi geçirecek bir yer buldunuz” der. O şahıs yemek yerken besmele çekmezse, şeytan kendi adamlarına, “Hem barınacak yer hem de yiyecek yemek buldunuz” der.”   (Müslim, Eşribe 103)

Huzeyfe radıyallahu anh şöyle dedi:” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte yemek yiyeceğimiz zaman, O, yemeğe dokunmadan elimizi yemeğe sürmezdik. Yine bir gün onunla birlikte yemek yiyecektik. Derken küçük bir kız çocuğu geldi. Sanki biri onu arkasından itiyormuş gibiydi. Hemen elini yemeğe uzattı; fakat Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem elini tuttu. Daha sonra bir bedevî geldi; o da arkasından itiliyormuş gibiydi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onun da elini tuttu ve sonra şöyle buyurdu:

“Şeytan besmele çekilmeden başlanan bir yemeğe katılmayı pek arzu eder. O, şu yemeğe katılmak için bu kızı getirdi. Fakat ben elini tuttum. Bu bedevî sayesinde yemeğe katılmak için onu alıp getirdi; onun da elini tuttum. Nefsimi kudretiyle elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, şeytanın eli, onların eliyle birlikte avucumdaydı.” Sonra Peygamber aleyhisselâm besmele çekip yemeğe başladı.” (Müslim, Eşribe 102)

Bu hadisten öğrendiğimize göre, gruplar halinde dolaşan şeytanlar bir eve girmek, orada gecelemek ve evdeki nimetlerden faydalanmak isterler. Onların bir eve girmesini ve orada kalmasını engelleyen şey, eve girenin besmele çekmesidir. Bir kimse evine girerken besmele çekerse, bunu duyan şeytanların lideri, adamlarına, büyük bir üzüntüyle, o gece bu evde kalamayacaklarını söyler. Bununla beraber, yemekten faydalanabilecekleri ümidiyle yemek vaktini beklerler. Şayet o evde yemek yenirken besmele çekilmezse, şeytanlar büyük bir zevkle ve belki de besmelesiz yemek yiyen kimseyle ve onun akılsızlığıyla alay ederek, sofrasında karınlarını doyururlar. Eğer yemek yenirken besmele çekilirse, o evden hiçbir şekilde faydalanamayacaklarını anlayarak orayı terk etmek zorunda kalırlar.

Şeytanların Peygamber aleyhisselâm’ın bulunduğu bir sofradan bile faydalanmanın yolunu araştırdıklarını görüyoruz. Allah Teâlâ’nın şeytanları büsbütün serbest bırakmayacağı, bu sebeple onların belli kurallara uymak zorunda kalacakları şüphesizdir. Bu hâdis-i şerifler, şeytanlara Allah’ı anmayı unutarak gaflete düşen, evinden içeri besmelesiz giren, sofrasına besmelesiz oturan kimselerin hem evlerinden hem de yemeklerinden faydalanma izninin verildiğini göstermektedir. Fakat gönlü uyanık olan, her zaman Allah’ı hatırlayıp anan, evine besmeleyle giren, sofrasına besmeleyle oturan kimselerin ne evlerinden ne de yemeklerinden şeytanın asla faydalanamayacağı anlaşılmaktadır.

Şeytanın gayesi ve şüphesiz en büyük zevki, insana maddî ve manevî zarar vermektir. Yemeğe başlarken besmele çeken bir kimse hem Allah’ı anmanın hazzını duymuş hem yemeğini şeytana kaptırmamış hem de ona bir mü’mine zarar verme zevkini tattırmamış olur.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında birisi yemek yiyordu. Adam son lokmaya kadar besmele çekmedi. Son lokmayı ağzına götürürken “bismillâhi evvelehû ve âhirehû” (baştan sona bismillah) dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem güldü ve şöyle buyurdu:“Şeytan onunla birlikte yemek yiyordu. Adam besmele çekince, şeytan yediklerini kustu.” (Ebû Dâvûd, Et`ime 15)

 Bu hadis, besmelenin mü’minin silahı olduğunu çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.

      Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashâbından altı kişiyle birlikte yemek yiyordu. Bu sırada bir bedevî geldi ve yemeği iki lokmada bitiriverdi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:  “Şayet o besmele çekseydi, yemek hepinize yeterdi.” (Tirmizî, Et`ime 47)

Yemeğin bereketini koruyan besmeledir. İnsanın düşmanı olan şeytan, başka konularda olduğu gibi, yediği yemeğin bereketini gidermek suretiyle insana zarar vermek için fırsat kollar. Bir Müslüman manevî düşmanı olan şeytanı her zaman önemsemeli, onun oyununa gelmemek için tedbirli olmalıdır. Gerek bir şey yerken içerken,  bir yere girip çıkarken ve her hayırlı işe başlarken besmele çekmeyi asla unutmamalıyız. Şüphesiz bu da, küçük yaştan itibaren alınacak olan İslâm terbiyesiyle mümkündür. Peygamberimizin sünnetinde bu tür davranışların uygulamalı olarak öğretildiğini görüyoruz. İnsanlarla birlikte, onlardan biri olarak yaşayan Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem yeme-içme, hatta tuvalet adabına varana kadar her şeyi öğretmiş, uygulamasını da takip ederek bizlere bu sünneti miras bırakmıştır.

Burada, İslâm görgü kurallarını bilmeyenlerin yaptığı bir hataya işaret etmeliyiz. Müslüman olmayanların yemek kurallarını filmlerden gören, onları taklit eden Müslümanlar, yemeğe başlarken dua etmektedirler. Hâlbuki yemeğe başlarken bismillah, yemekten sonra da en azından elhamdülillâh demek gerekir. Verdiği nimetlerden dolayı Allah’a daha çok dua etmek isteyenler, Peygamber Efendimiz’in hadislerinde zikredilen dualarından birini okumalıdır. Rasul-i Ekrem Efendimiz’in en çok yaptığı dualardan biri de şudur:“Elhamdü lillâhillezî et`amenâ ve sekânâve ce`alenâ müslimîn” (Bizi yediren, içiren ve bizi müslüman eden Allah’a hamd olsun.)

Müslüman bir İngiliz çiftçinin yakalamakta zorlandığı koyunlarını, yakaladıktan sonra, besmele çekerek başlarını okşayarak hayvanların bağlanmadan sakinleşerek hareketsiz bir şekilde kesimi beklediğini haberlerde ibret ve şaşkınlıkla izledik. Cenabı Hak bizlere besmele ile başlayan, besmele ile devam eden bir hayat nasip etsin. Âmin.

Kaynak: Riyazüssalihin                   

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.