GÖZÜMÜ HARAMDAN NASIL KORURUM?- M. Yusuf GÜVEN

Kıymetli okuyucularımız! Bu ay sizlerle yine amele yönelik bir eser daha tanıyacağız. Işık Yayınlarından çıkan ve M. Yusuf GÜVEN’in hazırladığı Gözümü Haramdan Nasıl Korurum isimli eser. Yazımın başımda hemen ifade edeyim ki özellikle gençlerimizin okuması gereken bir eser. Yazılan cümleler okuyanı etkiliyor. Ve hemen uygulamaya geçiriyor.
Müslüman çoğu zaman bakma tiryakiliği hastalığına yakalanıp, ne olacak ki tesellisiyle kendisini avutup, yahu ortam böyle nidalarına kulak verip, güzele bakmak sevaptır sözünü tersten anlayıp harama bakma günahını işler. Daha sonra da aklım dağınık, hafızam çok zayıf, çok unutmaya başladım, çocuklarımız artık erken ergen oluyor, ahlaken sıkıntılıyım, ahiretimden sürekli endişeliyim gibi cümleler sarf ediyor.
Hâlbuki insanoğlu beden gözünü her türlü tehlikeye karşı nasıl koruyorsa gönül gözünü de aynı şekilde hatta daha titiz bir şekilde korumalıdır. Zira gönül gözümüzü koruduğumuzda ahlakımızı, dinimizi, aklımızı, sağlığımızı, kalbimizi dahası dünya ve ahretimizi korumuş oluruz.
Eserimiz dört ana bölümden oluşuyor. Her bölüm alt başlıklara ayrılmış ve çok güzel örnekler vererek açıklanmış. Mesela: harama bakmak ile ilgili “ne olacak ki” hastalığını anlatırken; Koca bir yıllık mahsulün bulunduğu harmanı, bir kibrit çöpüyle ateşe vermek gibi; “ne olacak ki” demek ufak görülen bir günah neticesinde bütün bir hayatın mahsulünden olmak ihtimali var.
Bir düşünelim beden sıhhatimiz söz konusu olduğunda hiç; “ Ne olacak ki; küçücük bir mikrop veya virüs. Bana ne yapabilir?” diyebiliyor muyuz? Zira hepimiz çok iyi biliyoruz, öyle mikroplar ve virüsler var ki kanımıza karıştı mı, vücudumuza bir yerleşti mi, kurtuluşumuz nedeyse mümkün değil.
Yazar haram bakmayı bir de şöyle düşünmemizi istiyor: Alanında uzman biri bizlere sağlığımızla ilgili veya başka herhangi bir konuyla ilgili bir tavsiyede bulunsa dediklerini harfiyen uygulamaya çalışırız. Peki, zerreden küreye her şeyi yaratan bizlere bir emir vermişse bu konuda daha titiz davranmamız gerekmiyor mu?
Yazarımız düşüncelerini örnek olaylarla bölüm sonlarında verdiği Hadis-i Şerif veya kısa hikâyelerle desteklemiş. Bu da kitaba rahatlatma sağlamış. Ayrıca yazarımızı tebrik etmemiz gereken bir husus da sorunları ortaya koymakla beraber uygulanabilir çözümler sunmuş olmasıdır.
Varsa böyle bir hastalığımız: “ Düşünelim ve bir bakmada batmamanın yollarını arayıp bulmaya çalışalım.” diyerek, bu kitabı okumanızı ısrarla tavsiye ediyorum.