Gençlik Yolunda Şehid Olan Gençler!

Ardından gelenler için dertlenmek, yolculuklarında bu 4 Genç Adamın ortak noktasıydı. İnsanı yola çıkartan da dert değil midir zaten? Dert ne kadar yüce ise yolculuk da o kadar mukaddes oluyor, sonu şehadete uzanıyor…

Kağan Talip Kığılı, 25 yaşında, Türk Telekomda Endüstri Mühendisi, Genç İHH başkanı, ardından gelenler için dertlenmiş bir Mücahid.

Yusuf Taha Göktaş, 22 yaşında, Gebze Teknik Üniversitesinde Mühendislik öğrencisi, YediHilalde Teknoloji Takımı lideri, ardından gelenler için dertlenmiş bir Mücahid.

Muratcan Kaya, 21 yaşında, İstanbul Üniversitesinde Bilgi ve Belge Yönetimi Öğrencisi, Genç İHH Lise Başkanı, ardından gelenler için dertlenmiş bir Mücahid.

Tarık Kesekçi, 26 yaşında bir baba, Baykar Savunma Şirketinde Uçak Mühendisi, İHH Gönüllüsü, ardından gelenler için dertlenmiş bir Mücahid.

Bursa’da liseliler için düzenlenen Teknoloji Kampı’na giderken elim bir trafik kazası sonucu hayatlarını kaybettiler. Şehadetine şahitlik eden binler ile kılındı cenaze namazları. Bu yazıda, şehadetin geçmiş yüzyıllarda kalmadığını bizlere gösteren 4 Genç Adamı bildiğim kadarıyla ve tanıdıklarının bahsettiği minvalde sizlere tanıtmak istiyorum.

Kimdi bu gençler? Neden böyle bir yolculuğu kendilerine gaye edinmişlerdi?

Önce, şahsen tanıdığım, “Erbakan Olma” hayalini paylaşımlarında dile getiren Tarık Kesekçi abiden bahsetmek isterim. Kendisiyle 2018 yılında ortak bir arkadaş vasıtasıyla iletişime geçmiştim. Ondan bahsedenler onun önce iyi bir Müslüman sonra iyi bir mühendis olma gayretinde olduğunu söylüyorlardı. İstanbul Pendik’te bir salon programında liselilere hitap ettiği gün ben de hem onu dinlemek hem de program sonunda kendisiyle tanışmak için programa gittim. Program çıkışında biraz muhabbet ettik ve ayrıldık. Muhabbet sırasında sorduğum bir soruya verdiği cevap aslında onun kimliğini kişiliğini de gözler önüne seriyordu. Kendisine “Hem iyi bir mühendissin hem de İHH’nın çeşitli faaliyetlerinde yer alıyorsun. Bunu nasıl yapıyor, dengesini nasıl sağlıyorsun?” diye sorduğumda cevabı: “Üniversite bana nasıl iyi bir mühendis olunacağını öğretti, fakat neden bu işi yapmam gerektiğini mazlum coğrafyalara gittikçe, oradaki hayatları gördükçe, İHH’nın çeşitli faaliyetlerinde yer aldıkça öğrendim.” olmuştu. Abisi Ömer Kesekçi ise bu konuda şöyle söylüyor: “Tarık hep hedeflediği uçak mühendisliğini kazandığında bunun içindeki boşluğu doldurmadığını, başka hedefler koyması gerektiğini düşünmüştü…”

Kağan Talip Kığılı, arkadaşlarının güzel şahitliklerine vesile olan bir hayat anlayışı ile karşımızda. Kendisini tanıyanların ifade ettiği şekliyle sürekli “bir şeyler” yapma çabasında bir gönüllü. İyi diye nitelendirebileceğimiz bir şirkette mühendis olması kadar gençlere milli teknoloji hamlesini sevdirmek, onlarda bir şeyler başarmanın verdiği mutluluğu ve özgüveni görmek de önemliydi onun için. Sırf bu sebeple teknoloji takımları kurmuş ve onlara mentörlük etmişti. Hatta mentörlüğü de geçen bu muhabbet aralarında abi-kardeş ilişkisinin de oluşmasına vesile olmuştu.  Ancak Kağan’ı bu kadar dar bir alana hapsetmek de doğru olmaz. Zira o, ümmetin dertlerini kendine dert edinmiş, Afrika’da bir çocuğun bir damla fazla su içebilmesi için de gayret sarf etmekten geri durmamıştır.

Muratcan Kaya, yine tanıyanlarının ve ailesinin onu tarif ettiği şekliyle bir örnek şahsiyet daha çıkıyor karşımıza, hatta babasının bile örnek aldığı 21 yaşında bir delikanlı. Öz kardeşine yaptığı abiliği vakıftaki gençlerden, yetimlerden, mazlumlardan esirgemeyen bir şahsiyet. Okumayı çokça seven, öncü şahsiyetleri rehber edinen ve ömrünün ilkbaharında ardından gelenlere öncü olan bir şahsiyet. Hayatını Allah’ın rızası ve iyilik olmak üzere temel iki nokta üzerinden sürdüren Muratcan, İHH ile yurtdışında yer aldığı programlar vesilesiyle birçok yetimin başını okşamış, inşasında emeğinin geçtiği okulda okuyanlardan bolca dua almış bir isim.

Yusuf Taha Göktaş, duvarında Hasan El Benna’nın tavsiyelerini asmış, heyecanlı, hareketli, teşkilatçı, ümmetin bilincini önce kendine sonra etrafına aşılama gayretinde bir genç. Arkadaşlarının anlattığı kadarıyla Yusuf, kendi akademik gayret ve hedeflerinin yanı sıra yer aldığı gönüllülük faaliyetlerini hayatının bir parçası haline getirmiş ve kendinden küçüklere yol göstermekten geri durmamış. İslam’ı mühendislik alanında yapacağı çalışmalar ile yayma şuurunda olan Yusuf, gayesi için rahatından ödün vermekten geri durmamış ve çevresindeki insanlara çalışkanlığıyla ilham olmuş.

Bu gençler, her zaman olduğu yerden farklı bir konumda değillerdi. Her zaman yaptıkları işlerden farklı bir şey yapmıyorlardı. Her zaman çıkmaya hazır oldukları yolculuktan farklı bir yolculuğa da çıkmamışlardı. Aslında onlar tam olarak bulundukları hâl üzere rabbine kavuşan bir avuç GENÇ ADAMDI!