Gençlere Sorduk

Kıssaların günümüze yansımalarını bir de kardeşlerimizden duyalım, onların da fikirlerini öğrenelim istedik ve sorduk:

Sizce gençler Kur’an-ı Kerim’deki kıssaları biliyor mu? Biliyor ise nasıl anlıyor?

Şeyma Kepti: Gençlik ve Kur’an-ı Kerim başlığını ele aldığımızda öncelikle Efendimiz dönemindeki genç sahabelerin Kur’an’ı yani Allah’ın Resulüne bildirdiği, insanlara emrettiği vazifeleri yerine getirip, hayatlarına nasıl yansıttıklarını görürüz. Efendimiz vefat ettikten sonra ise Ashabı Kiram, Kur’an ve sünnete uygun bir hayata devam etmişlerdir. Günümüz gençleri ise Kur’an-ı Kerim’i anlamaktan ziyade daha çok okumaktan ibaret görüyorlar, elbette Kur’an-ı Kerim’i okumak bir ibadettir ama asıl olan bu ibadeti yapmakla beraber hayata geçirip uygulamaktır. Kur’an’da ki kıssalar, emirler çoğu genç tarafından bilinmiyor olmakla beraber, bilenlerin ise hayata geçirmediğini görüyoruz ne yazık ki… Bu durumun düzelmesi içinse Müslümanlara çok görev düşüyor. Bu görevleri yerine getirdiğimiz zaman Kur’an’ı anlayan ve yaşayan bir gençlikle karşılaşmak zor değil, Rabbim bunu ümmete nasip eylesin.

Rabia Adeviye Uyar: Kıssaları biliyor ve hikmetlerini düşünerek zamanımıza uyarlıyor muyuz? Bizim vaziyetimiz bu durumda nedir ve biz ne yapmalıyız? Mesela Hz. Yunus balığın karnında, denizin içinde ve gecenin karanlığında. Biz ise nefsimiz bizi yutmuş, gecemiz istikbal. Denizimiz dünyamız. Hz. Yunus’un balığı 60 senelik bir hayatı mahveder, bizim balığımız ise ahiret hayatımızı mahveder. Balığımız bizi yutmayacak biz balığımıza bineceğiz…

Zehra Sütay: Aslında çoğu genç kıssaları bir yerlerden duymuştur. (Ailesinden, öğretmenlerinden, büyüklerinden…) Fakat bunu kimse kıssa olarak bilmediği ya da Peygamberlerimizin bunları yaşadığını bilmediği için onlardan bir şey anlamıyor ve bir hikâye, masal gözüyle bakıyor.

Tuğba Yavuzer: Aslında gençler Kur’an’da ki kıssaları biliyorlar ama onları kıssa olarak değil hikâye olarak duydukları için onların Kur’an’da geçen kıssalar olduklarından haberleri yok. Bu yüzden de okuduklarında ona göre ders çıkartıyorlar ama aslında onların ayet olduğunu bilseler daha farklı anlayabilirler, daha farklı dersler çıkarabilirler.

Sena Çelik: Gençler Kur’an’da ki kıssaları biliyorlar fakat tanımıyorlar. Yani kıssalara ibret nazarı ile bakılması gerekirken kıssalar sadece bir olay örgüsü olarak görülüp biraz hafife alınmaya başlandı. Biz kıssaların isimlerini ve olayların işleyişini biliyoruz, fakat kıssalarda asıl ulaşmamız gereken amaca ulaşamıyoruz. Kıssaları tanıyabilmemiz ve öğüt alabilmemiz duasıyla…

Ümmiye Kayış: Türkiye’deki tüm gençleri göz önünde bulundurursak bence maalesef kıssalar bilinmiyor. Ama bizim mütedeyyin, orta halli çevreyi ele alırsak birçoğu bilir ama anlamaya gelince daha yüzeysel olarak biliniyor. Hikmeti ve asıl hedefi acaba neydi? Sanki sadece o zamana gelmiş, o insanlar yaşamış ve bitmiş gibi bir algı var. İbret çıkarmada eksikler var.

Zeynep Senem Yiğit: Gençler Kur’an’da ki kıssaları tam olarak bilmiyor, bilenlerin çoğu da kulaktan duyma biliyor. Bu da onların çoğu zaman yanlış anlamasını sağlıyor.

Şeyma Efrens: Bilenler bilmeyenlerden az; bilenlerden de anlayanlar az bence. Çünkü birçok genç Kur’an’ın mesajının anlaşılmasının zor olduğu kanaatinde. Ancak ben bir genç olarak Kur’an’ı ve özellikle kıssalarını yüreğimde derinden hissediyorum. Kur’an ki bu hayat sokağında yolumuzu aydınlatan sokak lambamız…

Hayrulnisa Akdoğan: Çok fazla haberdar olmadıklarını söyleyebiliriz. Televizyonlarımızın her Ramazan Yusuf peygamberin hayatını yayınlamaları durumu biraz kurtarıyor çok şükür. 🙂 İnsanlık tarihinin ilk günlerinden itibaren hak ve batılın birbirinden ayrıldığının sembolü Habil ve Kabil de isimleri her ne kadar Kur’an’da geçmese de gençlerimiz tarafından aşağı yukarı bilinmektedir. Aynı şekilde Hz. İbrahim’le İsmail’in kıssası, Ashabı Uhdud, Ashabı Kehf… de bilinmektedir. Yani televizyonlarımızın filmleştirdiği kıssalardan genel olarak haberdar olunduğunu söyleyebiliriz.