Gençler Paylaşım Sitesinde Ne Paylaşır?

Bilim ve teknoloji tarihine katkı vermeyeli beri, Avrupalıların icad ettiği iletişim ve teknoloji araçlarına hazırlıksız yakalanmak kaderimiz oldu. Romana hazırlıksız yakalanmıştık. Son asırda ise, her şey yıldırım sürati ile geldi bize. Romanı takiben, ilk önce tiyatro, peşinden sinema geldi. Aldık kabul ettik. Arkasından televizyon. Televizyona biraz direndiğimiz bir vakıadır. Ancak direncimiz fazlaca sürmedi. Videoya direnç bile gösteremedik. İkisi de, bunlar nedir, ne değildir demeden davetsiz misafirler gibi evlerimizin başköşesine kuruldular. Cep telefonu ülkeye girer girmez Avrupa’da cep telefonunu en çok kullanan millet olmakla gurur duymaya başladık. Bütün bunların neler getirdiğini peşinen görüyorduk. Lakin neler götürdüğünü hesap etmeye hiç vaktimiz olmadı!
Şimdi sıra internette. Bu gün internetsiz ev harabe olarak kabul edilmeye başlandı. Fakir, zengin, okumuş okumamış herkes, çoluk çocuk bu meretten yoksun kalmasın diye internete râm olmuş durumdadır. Kime sorarsanız sorun size birkaç saniyede internetin faydalarını saymaktan geri durmayacaktır. Fakat hiç kimse, kullanılan teknolojinin kimlerin ürünü olduğunu ve hangi dünya görüşünün bir sonucu neşet ettiği konusunda akıl yürütmeye yanaşmaz. İşin ilginç tarafı, insanlarımız, çocuklarının önüne koydukları bilgisayarın ve bütün dünyayı iyilikleri ve kötülükleri ile ayaklar altına seren internetin denetlenmesi gereğini bile düşünemez durumdadır.
Toplum, bireyselciliğin tahakkümü altında süratle batılılaşırken, sosyal paylaşım sitelerinin kullanımın yaygınlaşması, tezat oluşturmaktadır. Hem sosyal, hem paylaşım. Gerçekten güzel çağrışımları olan kelimeler. Gelin görün ki gerçek hiç de böyle değildir. Günümüzde sosyalleşme olgusu maalesef dine bigane kalarak ortaya çıkmaktadır. Paylaşım genel olarak sadece menfaatler için gerçekleşir durumdadır. Toplumumuzda halen geçerli olan ve dinden kaynaklanan gelenek ve göreneklerin ön gördüğü sosyal paylaşım normları da gittikçe zayıflamaktadır. Üstelik internetin baş müşterisi durumundaki gençlerimiz bu paylaşım normlarına iltifat etmekten kaçınmaktadırlar. Öyleyse sosyal paylaşım sitesi üyesi milyonlarca genç, bu sitelerde neyi paylaşmaktadır?İnançlı aile reislerinin bu soruyu çocuklarına sormakta acele etmeliler…
Nispeten dini eğitim almış 200 civarında gencin sosyal paylaşım sayfalarından elde ettiğimiz sonuçları sizlerle paylaşmak yerinde olacaktır. Tabiki bu sonuçlar bilimsel kesin sonuçlar kabul edilmemelidir. Sadece bir ipucu niteliğinde varsayılmalıdır. Ayrıca, yazımızda iyi örneklerden bahsetmemeyi tercih ettiğimiz de bilinmelidir.
Anlaşıldığı kadarı ile sosyal paylaşım sitelerine üye olmak gençler arasında salgın bir moda konumundadır. Böyle bir siteye üye olmak prestij kabul edilmektedir. Gençlerin bu siteleri kendilerini bir ifade aracı olarak kabul ettikleri verdikleri cevaplardan anlaşılmaktadır.
Mini araştırmamıza konu olan gençler, sayfalarının profil bölümlerinde kendilerinden istenilen tanıtım bilgilerini eksiksiz vermektedirler.Güvenlik endişesi taşımadıkları gibi,bu bilgeleri verirlerken mahremiyet duygusu taşımadıklarını hissettirecek ayrıntıları bile çekinmeden yazmışlardır. Bir takım genç kızımız profil sayfalarına kendi fotoğraflarını koymakta bir sakınca görmemişlerdir. Bazı kızlar kendi resimleri yerine pop sanatçılarının veya dünya çapında yıldızlaşmış mankenlerin ve artistlerin fotoğraflarını kullanmışlardır. Bu da gösteriyor ki fiziken beğendikleri ve idol haline getirdikleri insanları öne çıkartma istekleri ağır basmıştır. Bu durum aynı zamanda gençlerin popüler kültürün etkisinden kurtulamadıkları sonucunu doğurmaktadır.
Yazışmalar da ve “Notlar” bölümünde genç kızlar daha ziyade aşk cümlelerini öne çıkartırken; erkekler “ilgilendikleri” bölümüne “kadınlar” yazmaktan çekinmemektedirler. Ahlakı ve edebi öne çıkartan aile mensupları oldukları düşünülürse bu durumun gençlerde bir hayâ duygusu kaybı olduğu sonucuna varılabilir. Diğer bir gerçek ise gençlerin ailenin bilmediği gündemlerle hem hal olduğudur.
Sayfanın “kitaplar” bölümüne verilen cevaplar arasında ekseriyetle doğru dürüst kitap ismine rastlanamamıştır. Bu da gösteriyor ki, dindar ailelerin çocukları da okuma alışkanlığı kesp edememişlerdir. Onlar da “sıradanlaşma” yoluna revan olmaktadırlar.
“Sinema ve diziler” bölümüne verilen cevaplar arasında İslâmî terbiye almış herkesin eleştirdiği dizi isimlerine fazlaca rastlamak çok şaşırtıcı olmuştur. Her akşam evde olan bu gençler gayri ahlaki olan bu dizileri nerede seyretmektedirler!Gerçekten calib-i dikkat!
Bu arada kendilerinden bahsetmediğimiz iyi örnek olabilecek gençler arasında bazılarının kafa karışıklığından kurtulamadıkları göze çarpmaktadır. Sayfasının baş kısmına hadis levhalarını, Efendimiz’in Arapça yazılmış ismini ve O’nu öven sözleri koyan gencimiz (sanki sabredemeyerek) resimlerin sonuna nedense çiftleşen iki güvercin resmi koymayı ihmal etmemiştir.
İncelediğimiz kadarı ile gençler arasında Batı Edebiyatı örnekleri ile doğum günü kutlamak artık kanıksanmıştır.
Kendi yazdıkları aşk şiirlerini notlar bölümünde yayınlayan genç kızların varlığına rastlamak da insanın herkes tarafından ilgi görme isteğinin ne kadar abartıldığına delillerden bir delil olmaktadır.
Sayfalarında gençler birbirlerinin fotoğrafları hakkında rahat rahat yorum yapabilmektedirler. Hatta erkekler kızlar hakkında mahrem duvarları rahatça aşabilecek iltifatlarda bulunmaktadırlar. Genç kızlar da yanlış anlaşılabilir endişesine kapılmadan erkek arkadaş(!)ları için süslü cümleler kurmaktan çekinmemişlerdir.
“Sanat Eğlence” kutusunun içerisine yazılmış cevaplar arasında Rock& Metal,Metallica ve benzeri yabancı grupların isimlerinin fazla olmasının yanında; yerli popçular da eksik tutulmamış.Bir Ömer Karaoğlu,bir Mehmet Emin Ay,bir Mustafa Demirci ismine rastlamak ne mümkün!Babalarının ve annelerinin müziğin fetvasını tartışarak bu zamana geldikleri düşünülürse; gençlerin ne mesafeler kat ettikleri ortadadır!
Bir de “İlham Alınan Kişiler” bölümü çok dikkate çekici geldi bana. Siteyi kuran kişiler ahmak değil tabi ki. Kuralım siteyi herkes istediği gibi kullansın diye düşünecek değiller. Elbette onların da inançları var. İlham alınan insanlar türetsinler ki; gerçek ilham verenler unutulsun… Bu bölüme verilen cevapları, gençlerin ilham almanın ne anlama geldiğini bilemediklerini ispat etmeye yetecek kadar seviyesiz müzik grupları oluşturuyordu.
Sadece bir paylaşım sitesindeki örneklerini aktardığımız gençler senin, benim el hâsıl hepimizin çocuklarıdır. Onları tanımadan, düşüncelerini paylaşmadan, onları anlamaya çalışmadan paylaşım sitelerine yönlendirmek ne derece doğrudur? Hadi öyle oldu diyelim. Ailede iletişim noksanlığı var diyelim. Şöyleydi, böyleydi diyelim. Çocuklarımızın “paylaşım siteleri”ne şöyle bir sarf-ı nazar etmek zor mudur? Yoksa kimilerine “bahar” getiren bu paylaşım siteleri yazımızı kışa döndürebilir.
Benden söylemesi…