Yalan

Yalan; gerçeği saklamak küfrün esası, nifakın birinci alametidir. Allah’a karşı bir yalan uydurandan veya onun yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Zalimler kesinlikle iflah olmaz.(En’am, 21)

Ayeti zihnimizden geçirirken bile tüylerimiz ürperiyor değil mi? Peki gerçekten hayatlarımızda yalana karşı bu kadar hassas mıyız, yalanın bizi hangi zümrenin içine kattığının farkında mıyız, yoksa yalanların önüne arkasına pembe, beyaz gibi kelimeler koyarak bir kılıf mı arıyoruz onlara? Ya da konuşmamız gereken yerlerde safiyane gözüken susmalarımızla gerçeği örtüyor ve saklamıyor muyuz?

 “Siz de bize karşı bir üstünlük olduğunda görmüyoruz aksine biz sizin yalancı olduğunuzu düşünüyoruz” dediler (Hud, 27)

Âlemleri yaratan Rabbim peygamberini tanımayan, sonları Allah’ın gazabı ile sonuçlanan Ad kavmi bile yalancılığın ne kadar ağır bir itham, aşağılık bir vasıta olduğunu çook iyi biliyordu. Buradan hareketle Müslüman için yalancı olmamak, yalan söylememek bir seçenek midir sizce? Böyle bir seçenek olabilir mi? Cevabı sizlere bırakıyorum selam ve dua ile.