İnsan Hakları, Gazze ve İki Ayet
Her eylemde yeniden dirilebilmek niyetini bir madalya gibi göğsünde taşıyan heyecanlı dergimiz Genç Adam’ın 45. sayısıyla karşınızdayız.
Mayıs 2024 sayımızla birlikte 11 yılı geride bırakıyor, 12. yaşımıza erebilmenin sevincini yaşıyoruz.
11 yıl evvelin bu dergiyi çıkaran öğrencileri, mezun oldu, evlendi, mesaiye ve çoluk çocuğa karıştı. Allah her birine salih ve saliha eşler, inanmış nesiller, müstakim yuvalar nasip etti.
Burs alanlar, burs verir duruma geldi. Arkadaşları onlara hala isimleriyle hitap ediyor olsa da evdeki adları anne-baba oldu.
Sürdürdükleri meslek hayatında edindikleri tecrübeler sayesinde hayatın kenarından yaptıkları dikey geçişle yaşamın tam içine girdiler.
Günler saat, haftalar gün, aylar hafta, yıllar ay gibi geldi, geçti… Genç Adam dergimizin ilk üçlüğünün üzerinden 12 yılda 45 sayı geçti.
Mevsimler gibi yılda dört kez boy gösteren Genç Adam’ın yeni sayısının kapak konusu “insan hakları” olarak belirlendi.
Enes Belada, Türkiye’de İslami programın liberal insan hakları üzerine kurulmasına değindi. Abdulkadir Başgelen, hangi insan hakları sorusuna eğildi.
Bilal İnal, Müslümanların insan hakları metinlerinin başarısı üzerinde düşündü.
Ramazan Öncül, mimari ve insan hakları çerçevesinin içini doldurmaya gayret etti.
İsmail Albayrak, evrenselleşmiş bir çığırtkanlığa dönüşen insan hakları karşısında kul hakkını gündeme getirdi.
Burak Akgün, Medine Müsalahasını anlamaya çalıştı. Avukat Mustafa Yavuz, Batılı ve Öteki gibi kavramlar üzerinden geliştirilen hak-hukuk tanımlarını ve uygulamalarını masaya yatırdı.
Furkan Bozkuş, Veda Hutbesinde insan ve haklarını anlattı.
İsmail Arık, 21. yüzyılda Hakk’ın hâkimiyeti gündemimizin düşündürdüklerini ele aldı. Faruk Özcan, seküler bir tanımlama olan insan hakları karşısında, hakiki bir adlandırma olarak kul hakkı kavramının altını çizdi.
Gazze’yi, Cihad ve Ribat topraklarının sakinlerini gıptayla selamlıyor, fedakârlıklarını, öğretmenliklerini, zafere ve şehadete olan bağlılıklarını en kalbi hislerimizle alkışlıyoruz. Yardımlarımız ve dualarımız izzetli kardeşlerimizledir.
İki ayet-i kerimeyi zikrederek vedalaşmak isteriz:
Nisa 104: Düşman topluluğunu takip hususunda gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız şüphesiz onlar da sizin çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Üstelik siz Allah’tan, onların beklemedikleri şeyleri umup bekliyorsunuz! Allah her şeyi bilmektedir, hikmet sahibidir.
Tevbe 14-15: Onlarla savaşın ki, Allah onları sizin elinizle cezalandırsın, onları rezil rüsva etsin, sizi onlara karşı başarılı kılsın, inananların yüreklerine su serpsin, kalplerindeki öfkeyi yatıştırsın. Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah bilmekte, hikmetle yönetmektedir.