Mayıs 2024 Ömer Faruk ÖZCAN A- A+
A- A+

En İyisi Hakkını Vererek Hakkı Gözetmek

Hak ve hukuk kavramları toplumda en çok konuşulan konulardandır. Fakat kapsamı açısından bakıldığında biraz dar olarak ele alınmaktadır. Şöyle ki, insan hakları konuşulmadan önce insanın konumu yerli yerince belirtilmelidir. İnsan yaratanına karşı sorumludur. İnsanın beşer yönünün yanında kul olduğunu bilmek ve bildirip altını kalın bir şekilde çizmek gerekmektedir.

Önce Hukukullah

Hukukullah’a riayet “Allah’ın emrine saygı”, O’nun varlığına ve birliğine iman edip hükümlerine uygun şekilde yaşamakla gerçekleşir.

Hukukullah’ın anlaşılması için iki hakikati anlamak ve yaşamak gerekmektedir. Birincisi, Allah’tan başka ilah olmadığına iman ve peygamberleri aracılığıyla bildirdiği vahye iman ve tâbi olma gayretidir.

Rab olarak Allah’ı bilmek ve terbiye edici, kanun koyucu olarak yegâne varlığın Allah Teâlâ olduğuna inanmak ve gereğini yerine getirme çabası Hukukullah’ın ikinci esasıdır.

Yaratan, yaşatan ve rızık veren Cenab-ı Hakk’ın emrine isyan edenlerin insan haklarından bahsetmesi abesle iştigal etmek anlamına gelmektedir. İnsan faydacı bir varlık olarak ta değerlendirilir. Kendisine sayamayacağımız kadar nimet veren yaratanının hakkını yerine getirme çabası hayattaki en ulvi görevidir.

Kul Hakkı Ve Hassas Denge

Kul hakları genellikle insanların canları, bedenleri, ırz ve namusları, manevî şahsiyetleri, makam ve mevkileri, dinî inanç ve yaşayışları gibi konulardaki kişilik haklarıyla mallarına ve aile fertlerine ilişkin haklarından oluşmakta ve bunlara yönelik olarak yapılan kötülükler, verilen zararlar kul haklarına tecavüz sayılmaktadır.

Belli bir kişiye verilen zararlar yanında zimmet, irtikâp, karaborsacılık, fitne, idarî baskı ve zulüm gibi ammenin maddî ve manevî haklarına ve menfaatlerine, huzur, güvenlik ve refahına zarar verme sonucunu doğuran her türlü faaliyet de çeşitli ayet ve hadislerle diğer İslami kaynaklarda kul hakkına tecavüz sayılıp yasaklanmıştır. Öte yandan kul haklarına dair hükümler aynı zamanda Allah’ın koyduğu hükümler olduğundan bunlar da geniş anlamda hukukullah içinde görülmüş ve bu hakların gözetilmesi Allah’ın emrine saygı olarak değerlendirilmiştir. (D.İ.B. İslam Ansiklopedisi)

Ayetlerde Kul Hakkı

“Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.” (İsra, 26)

“Mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır.” (Zariyat, 19)

“Yetişkinlik çağına erinceye kadar, muhafaza ve yardım maksadıyla en güzel şekilde olanı dışında, yetimin malına yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı adâletle tam yapın. Biz hiç kimseyi gücünün üstünde bir şeyle sorumlu tutmayız. Konuştuğunuz zaman, en yakınlarınızın aleyhinde bile olsa adâleti gözetip doğruyu söyleyin. Allah’a ve Allah için verdiğiniz sözleri yerine getirin. İşte bunlar, düşünüp ders almanız için Allah’ın size emrettiği hususlardır.” (Enam, 152)

İlgili ayetleri dikkate alarak Kur’an-ı Kerim’de kul haklarını biri insanların sahip olduğu maddî ve manevî haklara tecavüz etmek, zarar vermek, diğeri dini, ahlaki ve hukukî hükümlerin onlara verilmesini gerekli kıldığı şeyleri vermemek şeklinde iki kısma ayırmak mümkündür.

Bir kimsenin, her ne şekilde olursa olsun kendisine ait olmayan bir şeyi haksız yoldan elde etmeye kalkışması kul hakkına tecavüzdür. Nitekim insanların hırsızlık, ölçü ve tartıda hile yapma, emanete hıyanet, kumar, tefecilik, zimmete mal geçirme gibi suçları da kul hakkı kapsamındadır.

(el-Bakara 2/188; Âl-i İmrân 3/161; en-Nisâ 4/29-30, 161; et-Tevbe 9/34; el-İsrâ 17/34-35); canlarına kıymaları (el-Bakara 2/84-85; en-Nisâ 4/92-93; el-Mâide 5/32)

Kişiyi küçük düşürecek manevi şahsına yönelik iftira, alay, arkadan çekiştirme, kötü lakap takma, suizan, kusur arama, gıybet gibi tutum ve davranışlar da kul hakları kapsamındadır.  (en-Nisâ 4/112; el-Hucurât 49/11-12; el-Kalem 68/11; el-Hümeze 104/1)

Kul Hakkına Hassasiyet Örneğimiz, Efendimizdir Aleyhisselam  

Her konuda önderimiz olan peygamberimiz, kul hakkı konusunda da son derece hassas davranmıştır. Biz onlarca konu ve hadis arasından sadece beş maddeyi öne çıkarttık.

  1. Mekke de kendisine yıllarca zulmeden Müşriklerin, Peygamberimizde olan emanetlerini Efendimiz, Hz Ali r anh’e bırakarak hicret etti ve emanetleri sahiplerine teslim edilmesini istedi.
  2. Ebu Zerr’in r anh Hz. Bilal’e kara kadının oğlu ifadesi karşısında verdiği ders sadece kendi döneminin değil tüm çağların en büyük hak duruşlarından biridir.
  3. Erdemliler hareketi oluşumuna daha peygamber olmadan katılması ve çalışması… Risaleti döneminde de şimdi olsa yine katılır destek olurum buyurması ümmetine verdiği en sosyal mesajlardan biridir.
  4.  Şu Hadis-i Şerif’e dikkat!

“Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, namusu veya malıyla ilgili bir zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyamet günü gelmeden evvel o kimseyle helalleşsin!” (Buhari, Mezâlim-10)

  1. Allah Resulü aleyhisselam, bir gün ashabına:

“–Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sormuştu. Onlar:

“–Bize göre müflis, parası ve malı olmayan kimsedir” şeklinde cevap verdiler. Bunun üzerine Rasulullah şöyle buyurdu:

“–Şüphesiz ki ümmetimin müflisi şu kimsedir: Kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelir. Fakat şuna sövdüğü, buna zina isnat ve iftirasında bulunduğu, şunun malını yediği, bunun kanını döktüğü ve şunu dövdüğü için iyiliklerinin sevabı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilir ve neticede Cehenneme atılır.” (Müslim, Birr-59; Tirmizî, Kıyâmet-2; Ahmed, II, 303, 324, 372)

 

Farklı Açıdan Kul Hakkı

Değişen dünya ve yaşam tarzları yeni tip, yeni nesil kul hakları da doğurdu.

Keyfimize keyif katmak için gittiğimiz piknik alanını pis bırakmak en kötü kul hakları arasında olabilir. (pislik açısından)

Adına ne denirse denilsin, düğün çalgısı, düğün veya seçim konvoyu, asker uğurlaması, şöhret karşılaması, misalleri çoğaltıp, sesi rahatsız edecek konumda bangır bangır bağırtmaya devam ediyorsak, hastaların, çocukların, ders çalışanların, hatta bu yazıyı yazan adamın hakkına girmiş olursunuz.

Yere tükürmek, balgam atmak, izmarit fırlatmak gibi densizliklerde kul hakkının âlâsı olmaktadır.

Kamu mallarına zarar vermek, israf etmek, yandaşlarına peşkeş çekmek, adam kayırarak liyakat ve ehliyeti ortadan kaldırmak birçok açıdan kul hakkıdır.

Daha da yazarım ama yeter be kardeşim der gibisiniz. Bence de yeter yapmayalım.

Kul hakkı işlemeyelim. 

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Mayıs 2024

Sayı: 45