Kasım 2023 Genç Adam A- A+
A- A+

Bizim Dünyamız

Kendinizi Buralardan Kandırmayın (Filistin ve Mescid-i Aksa)

Filistin’le alakalı şimdiye kadar birçok şey söylendi, söylenmeye devam da edecek. Neden bu kadar çok söz var? El Cevap=Biz söylenenleri yapmadığımız için lafı çoğaltıyoruz. Bu nedenle lafımız çok, icraatımız az.

Meseleyle alakalı birkaç söz, önce kendi nefsime sonra da sizlere söyleyip bizleri harekete geçirmesi amacıyla ben edeyim. Serlevhamız, “Kendinizi Buralardan Kandırmayın”. Peki ne demek kendinizi buralardan kandırmayın…

Halifelik kaldırılıp, İsrail işgalciliğine başladığından beri Filistin’deki Müslümanların gözyaşı hiç dinmedi. İsrail ve yahudiler tarafından yapılan saldırı ve zulümler, haksız tutuklamalar, baskı ve eziyetler günümüzde de halen devam etmekte. Bu kısmı okurken birkaç saniye duralım… Zihnen ve kalben kendimize şu soruları soralım.

Madem yıllardır burada Müslümanlara yapılan bir zulüm var. Katil İsrail’in saldırılarının tavan yaptığı şu zamanın öncesinde bizim zihnimizde, gönlümüzde ve gelecekle ilgili planlarımızda, hedeflerimizde veya ufuklarımızda Filistin ve Mescid-i Aksa neredeydi?

Oradaki Müslümanların çektiği acının hüznünü biran olsun yaşadık mı?

Veya buradaki zulüm nasıl biter, diye biraz olsun kafa yorup gündemimiz haline getirdik mi? Eğer bunların hiçbirini yapmadıysak/yapmadıysanız, Kendinizi Buralardan Kandırmayın!

El-Aksa Tufanı devam ederken Filistin’le alakalı; basın açıklamaları, yürüyüşler, fotoğraf sergileri ve konferanslar yapılıyor. Her birine mutlaka katılmalıyız ama deşarj olalım diye değil aksine şarj olalım, diye. Şu an için hepimizde Katil İsrail’e karşı öfke, kardeşlerimizin şehadetleri nedeniyle de hüzün var. Kısacası şu an hepimiz, Filistiniz… Aradan geçen zamanla birlikte öfke ve hüzün duygularımız da geçiyorsa, İsrail sanki zulmünü durdurmuşçasına hayatlarımıza devam ediyor, bir an olsun hatırımıza bile gelmiyorsa burası, Kendinizi Buralardan Kandırmayın!

Tepki ortaya koymak ve zulmü duyurmak amacıyla yapılan(!), sosyal medya paylaşımlarına karşı değilim. Fakat paylaşılan birçok sosyal medya içeriğinde, Mescid-i Aksa zannedilerek (sarı renkli) Kubbet-üs Sahra’nın kullanılmasını anlayamıyorum. Düşmanımızın uzun vadeli planları ve hedefleri karşısında, bizler daha neyi savunduğumuzu bilmiyorsak, Kendinizi Buralardan Kandırmayın!

Müslümanın genel-geçer gündemleri olmaz. Ânı en güzel şekilde değerlendiririz ama ânın esiri olmayız. Anlık hedeflerimiz yoktur. Çünkü Rabbimizin rızasını kazanmak gibi geniş zamana yayılmış hedeflerimiz vardır. Bizim kavgamız kıyamete kadar sürecektir. Bu nedenle hem kendimizi hem de düşmanımızı iyi tanımamız gerekir. Esasında, ümmet olarak yaşadığımız problemlerimizde, İslamsız Olmaz! Önce Allah ve Peygamber! diyemediğimiz için Mescid-i Aksa’mız ve Filistin’imiz bu halde. Öyleyse şu soruyu soralım. Kendinizi Buralardan Kandırmıyorsunuz değil mi?

 

Burada Kal (Dönemlik Değil, Devamlı Boykot)

İsrail, Müslümanlar üzerindeki zulmünü arttırmışken ve piyasada boykot listeleri dolaşmaya başlamışken(halbuki bu listeler evlerimizin buzdolaplarında çok önceden beri asılı olmalıydı) ve şuanda İsrail’e desteğine açıklayan bu markaların satışlarında düşüşler yaşanıyorken, Burda Kal Müslüman Kardeşim. Yıllar sonrada sen burda kal! Torunlarının bile bu ürünlerden almamasını sağlayacak planlar yap. Komşularınla, akrabalarınla, arkadaşlarınla konuş onlar da burada kalsınlar!

Neden burada kal, diyorum. Numan ibni Beşir radıyallahu anhüma' dan rivayet edildiğine göre, Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar." (Buharî, Edeb 27; Müslim, Birr 66)

Efendimiz (s.a.v.), hadis-i şerifinde Mü’minleri bir vücuda benzetmiş. Bunun bir çok anlamı var. Ama ben şu kısma dikkat çekmek istiyorum. Dünya’nın en uzak noktasındaki bir Mü’minin derdi benim derdim, acısı benim acımdır. Çünkü o Mü’min benim vücudumun bir organı gibidir. Benim parçamdır, o olmadan ben tam olamam. Ümmet olmak demek, kardeşlerimizin acısını da sevincini de gönülden hissetmek demektir.

Yahudi şirketlerin ve İsrail’e desteğine açıklayan firmaların ürünleri piyasada bolca bulunmakta. Satın alınan her bir ürün, Filistinde ki bebeklere, kadınlara kurşun olarak geri dönüyor. Tüm bunları bilerekten elimiz o raflara nasıl uzanır? Bırakın el uzanmasını, sadece raflarda gördüğümüzde bile, içimizdeki öfkemiz artmayacak mı? Aylar sonra hiç bir şey olmamış gibi rahat rahat kullanmaya devam mı edeceğiz? Bir paket deterjana, bir bardak kahveye veya bir hamburgere kardeşlerimizin hayatını mı değişeceğiz?

Yemezsen, giymezsen, içmezsen kısacası Yahudi ürünlerini kullanmazsan ölmezsin, ama kullanırsan öldürürsün. Hemde Müslüman kardeşini öldürürsün! Müslüman katil değildir, hele kendi kardeşinin katili hiç değildir. (Yahudilerin ürünlerini)Giyme, içme, temizlenme, kullanma! Birkaç aylığına değil, 100 yıl sonra yine kullanma!

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Kasım 2023

Sayı: 43

Genç Adam Arşiv