GEÇMİŞİN SÖZLERİYLE KONUYA BAKIŞ: 1 ATASÖZÜ 1 DEYİM

Dergimizin bu sayış için seçtiğimiz atasözü “AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR” deyim ise “SONRADAN DANK ETMEK.” Kıymetli okurlar sizden ricam bu bölümü okurken dergimizin genel başlığıyla bağlantı kurmanız ve bu bağlamda deyimlerin ve atasözlerinin hiç de yabana atılmayacak öneme sahip olduğunu kendinize hatırlatmanızdır. Kelimelerin sırrı olduğunu bunları basitleştirdikçe dilimizde afet meydana geldiğini önce kendimiz idrak etmeli ve hayatı üç beş kelime ile idame ettiren gençlerimize örnek olmayız. Genç nesil duygularını; mutluluğunu, sevincini, öfkesini ifade ederken argo ve daha aşağısı ifadelere başvuruyorsa eğer dilimizin, kelimelerin değerini idrak edemeyişlerinden ve bizler de üzerimize düşeni yapmayışımızdandır. Bu serzeniş içeren uzun girişten sonra asıl konuya geçebiliriz.

ATASÖZÜ: Ağaç yaşken eğilir. Her işin bir zamanı vardır; geç kalındığında değişim zorlaşır. Eğitimci olarak bizlere verilen dersler arasında öyle bir konu var ki tamda bu atasözünün tercümesi niteliğinde. “Kritik Zaman” bu ifade Gelişim Psikoloji dersinin konusu ve tanımı; bireyin öğrenmeye en açık olduğu zaman dilimi. Çocuğa zamanında konuşmayı öğretmezseniz konuşmakta zorlanır aynı şey tuvalet eğitimi, kalem tutma vs. içinde geçerlidir. Kritik dönemde bunları vermezseniz çocuğa sonrası daha zor. Ha işte tam da bu, eğer bizler de kendimize veya sorumlusu olduğumuz bireylere aynı şekilde bir şeyleri öğretmekte ve değiştirmekte zamanında müdahale etmezsek sonrası daha zor. Sonra bekle ki baharlar gelsin bize, sevdiklerimize. Bunu somutlaştıralım hayatımızdan örneklerle: Vaktinde verilmeyen namaz eğitimi sonrası çocuğa en asi olduğu en dik başlı olduğu ergenlik döneminde namazı dikte etmek ne kadar doğru? Senin namaz eğitimine anne karnında dua ile başlaman gerekmez miydi? Çocukluk döneminde namazı sevdirmen ve örnek olarak temeli sağlam atman gerekmez miydi? Güzel ahlakı toplumda dışlanmasın diye değil de Allah cc istedi Peygamber sav ahlakı tamamlamak için gönderildiğinde Onu örnek alan ümmeti olmak için öğretmemiz gerekmez miydi? Sonra ne mi oluyor sürekli şikâyet ettiğimiz ve beğenmediğimiz z alfa beta kuşakları… Sen bahar gelsin istedin de hayatına kalbine ektin mi tohumları? Ne demişti Üstat Necip Fazıl “Tohum saç bitmezse, toprak utansın.” Peki, aynayı kendimize çevirelim geç kalmışlık duygusu var mı? Mesela oturtamadığımız namazlar, tövbesi yapılmamış günahlar… Zamanında eğmedikleri yani eğitmedikleri için mi? Bu belli bir yaşa kadar bahanemiz olabilir belki ama idrakini ve iradesi eline almış yetişkinler olarak değişime daha fazla geç kalmamak artık bizim elimizde. Ama nasıl bir değişim cennet hedefi olan bir yolculukta Allah cc. bizden istediği Müslümanca yaşam üzerine değişim. Ne demeliyiz bazı dağlar bahara geç kavuşur ama kavuşur. İki âlemde de bahara kavuşmak duası ile.

DEYİM: Sonradan dank etmek. Anlamanın gecikmesi, bir gerçeğin geç idrak edilmesi. Bu deyimi İslami bir terminolojiyle ifade edecek olursam aklıma ilk gelen kavram hidayet kavramı. Hayatın gerçek amacını idrak etmek. Ahiret var ona göre yaşamalıyım demek. Sekülerizmin bize pazarladığı sadece bir kere yaşıyorum istediğim gibi yaşarım algısına kapılmadan yaşamak. İslam’ın algısı olan düşünce, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya yarın ölecekmiş gibi ahirete çalış, olsa gerek. Aslında sonradan akıl erdirmek normal bir durum olmasaydı “Ey iman edenler iman ediniz” (Nisa 136) mealindeki ayet nazil olur muydu? Bazı şeylerin içerisinden olmak demek durumu kavramak demek değildir. Müslümanım ama gerçek bir Müslüman mıyım? İşte bunu düşünüyorsak bir şeyler bize dank edecektir. Şunu da unutmamakta fayda var her daim hidayet üzere olamayabiliyor insan herkesin inişleri çıkışları duraklama dönemleri oluyor tıpkı ağaçlara don vurması gibi ama vakti geldiğinde don vurmuş çiçekten meyve verdiriyor yaradan. Asıl hedef Cennet için çıkılmış yoldan patikalara sapmamak bilinciyle yürümek ve bu yürüyüşte bizi yola çıkaranla iletişimi koparmamak. Belki bir şeyleri geç idrak etmiş olanlardanız, belki dank etmemiş olanlardanız ama biz umudumuzu yitirmeyenlerdeniz. Çünkü ömrünün sonralarında İslam’ı kabul etmiş ve geçmiş günahları affedilmiş, tertemiz bir sayfayla ömrünü tamamlamış mühtedilerin olduğunu biliriz. Şimdi diyebilir miyiz bazı baharlar için geç. Baharı verene çokça dua etmeliyiz ki bahar er ya da geç gelsin bize. Allah cc hidayet versin ve kafası dank edenlerden etsin. Âmin.