Fikrimiz ve Zikrimiz – ilkadim DergisiFikrimiz ve Zikrimiz – ilkadim DergisiFikrimiz ve Zikrimiz – ilkadim DergisiFikrimiz ve Zikrimiz – ilkadim DergisiFikrimiz ve Zikrimiz – ilkadim Dergisi

Fikrimiz ve Zikrimiz

Fikrimiz ve Zikrimiz

Cinsiyet ayırt etmeksizin Genç Adam olma ve yetiştirme niyetindekilerin, üç ayda bir dertlerini okuyucularına takdim ettikleri dergimiz 29. sayısı ile huzurlarınızda.

İlk ve en heyecanlı sayımız diyebileceğimiz birinci üçlüğü attığımızda tarihler Mayıs 2013’ü gösteriyordu. Mayıs ayı bizler için her zaman bir yıldönümü oldu. Bu Mayıs vesilesiyle de yedinci yılımızı geride bırakıyor, sekizinci yılımıza Allah’ın izniyle girebilmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Zaman zaman vurgulamak ve hatırlatmakta fayda gördüğümüz bazı özelliklerimizi anmak, anlaşılmamız konusunda bizlerin en büyük yardımcılarından olacaktır inşallah. Şöyle ki; Her Eylem Yeniden Diriltir Bizi gibi bir motto, Heyecanlı Gençlik Dergisi gibi bir slogan, Derdimiz Var ki Dergimiz Var gibi bir niyet taşıyoruz ve adımızı da üstad Necip Fazıl Kısakürek’in Gençliğe Hitabe olarak yazdığı satırların başından alıyoruz.

Yine üstadın ifadelerinde manasını bulan cümlelerle belirtmek gerekirse “Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı” Genç Adamlardan olmak ve onların yetişmesine karınca misali de olsa katkılar sunabilmek iddiasını, tüm acziyetimize rağmen üzerimize edindiğimiz vazifelerden bir vazife olarak kabul ediyoruz.

Varlık sebebimiz, referans noktalarımız, niyetimiz ve hedeflerimiz hakkında verdiğimiz özet niteliğindeki bilgilerin ardından son sayımızın dosya gündemine dair bazı hususlara değinebiliriz.

Bu sayımızda “Fikrimiz ve Zikrimiz” üst başlığını kendimize kapak konusu edindik. Fikrimizi, Mefkûremiz İslam’dır kametinden/duruşundan hareketle ortaya koymaya çalıştık.

Zikrimizi ise Kalp, Dil, Amel Ahengi kıvamından yola çıkarak anlamaya ve anlatmaya gayret ettik. Bu üçlü, İslami Hareket mensupları için hayat-memat meselesi diyebileceğimiz bir öneme ve olmazsa olmaz bir özelliğe sahip.

Malumunuz olduğu üzere kalp, vücutta öyle bir et parçasıdır ki o düzgünse bütün beden sıhhat bulur, yoksa hastalıklı bir kalp hastalıklarla dolu bir dil ve amellerin ortaya çıkacağı cesede dönüşmüştür. Öyle ki Peygamberimizin buyurduğu üzere “Dilini tutan kurtulmuştur.” Bir başka hadis-i şeriften öğrendiğimize göre “Allah Teâlâ bizim mal ve suretlerimize değil, kalp ve amellerimize bakar.” İşte size Kalp, Dil, Amel ahengi konusunun neden ölüm-kalım meselesi olduğunun cevabı.

Bir diğer başlığımız ise Niyetimiz. Niyetsiz bir iş veya kişi düşünülemez. Niyet işin başıdır, tabiri caizse besmelesidir. Çünkü yapılacak her iş taşıdığımız niyetlere göre bir paha kazanacak veya yerin dibine geçecektir. Niyet makbul ise amel de makbul olacaktır inşallah. Denklemin çözüm yolu niyet ve amel uyumuna ve uygunluğuna bağlıdır.

Fikrimiz, Zikrimiz, Niyetimiz derken son olarak da İlkelerimizi gündeme getirmek istedik. Niyeti aynı ancak isimleri farklı İslami Hareketlere baktığınızda her birinin yine manası benzer ama telaffuzları farklı ilkelerini görürsünüz. İlke, yoldur. İlke, yoldaki işaretlerdir. İlke, kaza ve hastalık anında tedavidir, ilaçtır. Yolcu, hareketin ilkelerini kendi fikri ve zikri edindiği oranda yola çıktığından, yolda olduğundan ve yola yakıştığından bahsedebilir.

Allah’ın birer rızık olarak verdiği fikri, zikri, niyet ve ilkeleri kendine azık edinip yoldan ayrılmayan yolcular için yine o yolda can verebilmek ne büyük bir nimettir. Şehidlerimiz ve öncü şahsiyetlerimiz, somutlaşmış birer fikir, zikir, niyet ve ilke örneklerdir.

Kadim ifadeyle “Dervişin fikri neyse zikri de odur.” Fikrimiz de zikrimiz de İslam’dır. Değişmez kanundur; iddia, ispat gerektirir. Rabbimiz, iddiasını ispat gayretinde olanlardan ve ölenlerden eylesin. Amin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.