Ezvâcı Tâhirât’ın Bize Örnekliği

Rasülullah (Sallâllâhu aleyhi ve sellem )ve onun pak zevceleri bizlere yaşanabilir hayatlar bıraktı. Hz. Aişe validemiz (radiyallahu anha) alime bir hanımefendiydi. Sahabe efendilerimiz Hz. Aişe validemizin evine gider perde arkasından ondan hadisi şerifleri dinlerler ve bazen de bazı meseleler hakkında annemizden hüküm sordukları da olurdu. Bu konu hakkında Ebu Musa diyor ki, “Rasülullah (asm)’ın Ashabı olan bizlere her ne zaman bir hadis müşkülat arz edecek olsa, hemen Hz. Aişe’ye sorardık, o bize bu hususta mutlaka bir bilgi sunardı.” (Tirmizi, Menakıb, no: 3877)
Aişe validemiz aynı zamanda Mekke ekolünün müfessirlerindendi. Bunların hepsi Allah Teâlâ’nın razı olduğu şekilde mahremiyete zeval gelmeden vuku bulurdu.
Yine validelerimizden biri olan Zeynep bint Cahş çok cömert ve kanaatkâr bir hanımdı. Vefat ettiğinde geride bir dirhemi bile kalmamıştı. Bir defasında Hz. Peygamber(Sallâllâhu aleyhi ve sellem) eşlerinin içinde kolu en uzun olanın kendisine en önce kavuşacağını söylemiş, kol uzunluğuyla cömertliği kastetmiştir. İbn Sa‘d’ın kaydına göre Zeyneb el işçiliğine önem verir, deri tabaklama, deri dikme, boncuk dizme gibi işlerden elde ettiği parayı Allah yolunda harcardı . Hz. Ömer zamanında kendisine tahsis edilen yıllık 12.000 dirhemi elini bile sürmeden fakirlere dağıtmıştı.
Resûl-i Ekrem isabetli görüşleri sebebiyle Ümmü Seleme’nin fikrini alırdı. Meselâ Hudeybiye Antlaşması’nda Mekkelilere büyük tavizler verildiğini düşünen müslümanlar üzüntü içinde iken Rasülullah onlara kurbanlarını Hudeybiye’de kesmelerini ve tıraş olmalarını emrettiği ve bunu üç defa tekrarladığı halde hiç tepki vermediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber, Ümmü Seleme’nin yanına giderek üzüntüsünü dile getirdi. Ümmü Seleme ona dışarı çıkıp kurbanını kesmesini ve kendisini tıraş ettirmesini, ardından ashabının da mutlaka bu davranışlarını izleyeceğini söyledi. Hz. Peygamber onun tavsiyesini uyguladı ve gerçekten Ümmü Seleme’nin dediği gibi oldu (Buhârî, “Şürûṭ”, 15).
Validelerimiz Müslüman hanımefendilere olabilecek en güzel örnek olduklarından bu yazımda onları zikrettim çünkü biz saadet asrıyla bağlarımızı kopardıkça savruluyoruz dağılıyoruz. Bugün Müslüman hanımlar evlerini terk etti birkaç kuruş fazla para kazanmak için. Elbette helal dairede hanımefendilerde para kazabilir ancak bugün hepimiz çok iyi biliyoruz ki ülkemizde çalışma alanları ihtilat ortamlar. Hem kadın erkek karışık ortam olması hem de çalışma saatleri bir hanımefendiyi tüketen çalışma temposu kadınların fıtratını bozmaktadır.
Aslımıza rücu etmek için saadet asrını siyer kaynaklarından okumalı, Rasülullah efendimizin ashabına emanet bırakmış olduğu sünneti ve beyanları bugün eşi benzeri bulunmaz bir müktesebat olarak elimizde. Bize düşen ise küçük bir gayretle o güzel kitaplara ulaşmak, okumak ve ihlasla amel etmek.