Ey Aciz!

Ey Aciz!

Rabbin İlk Kelamı: Oku!

Ey Aciz!

“Onlar görmezler.”, “Kalpleri mühürlüdür.” (Bakara, 7) ayetine muhatap olmadın mı sen? Kara belli değil, su belli değil… Bataklığın içinde kaybolmadın mı sen? Din diye dayatılan putları görmedin mi? Yürü bakalım putlar memleketinde… “İslam coğrafyasındayız.” diyerek aldat kendini… Gönlün sıkılmadığı gibi bir de cühela ile dans et. Nereye kadar?!

Oku Aciz oku! İslam coğrafyası olmaya en layık yer Kâbe değil miydi? Peki, niçin etrafı putlarla sarılıydı? Bir peygamber gelmeliydi. Bir takım taş parçasına put derken, diğer yandan yine taşlarla yapılmış Kâbe’ye kutsal diyen bir peygamber. Ama önce O’nu aleyhisselam çağıran Hira’nın omzuna yaslamalıydı başını. Sonra bir teselli… Bir uyarı… Bir çağrı… Bir emir…

“Oku, yaratan Rabbinin adıyla oku!” (Alak, 1) Okuma, yazma bilmeyen bir Resul’e aleyhisselam gelen ilk emir: “Oku!” Dilini kıpırdatmaya başladı Efendimiz aleyhisselam ama O’ndan istenen bu muydu? Ya da sabah akşam ezber yapar gibi ayetler okumak mıydı?

Ey aciz düşünmedin mi sen? Bir Resule “Oku!” deniliyor ama O ömrünün sonuna kadar okuma-yazma bilmiyor öyle mi? “Elbette hayır.” der, ayıplanası bir durum gibi karşılarsın. Sıralamaya başlarsın sonra: Diplomalar, sertifikalar, katılım belgeleri…

İlkokulu Hira’da okuyan Efendimiz aleyhisselam, ortaokulu Darü’l Erkam’da, lise ve üniversiteyi Suffa Mektebi’nde okumuştur. İletişim becerileri, diksiyon ve hitabet sertifikalarının yanı sıra Bedir, Uhud ve Hendek katılım belgeleri mevcuttur.

Ahh aciz! Okumak diyorum sana, yani Rabbinin ilk kelamı…

“İlk kelama yüklenen mana ne ola?” der, sorarsın büyüklere. Büyükler, eskilerden bahseder sana: “Bir düğün olacağı zaman davetiyeler olmazdı da çağrılarımıza ‘okumak’ derlerdi.” Bizimse İslam’la olan düğünümüze bir davettir, okumak… Sonra her çağrıya Rabbinin yaratan olduğunu bilerek kulak vermektir. Yönelmektir her mahlûka… Yaratılış gayesindeki hikmetleri aramaktır. Aramak ve her ayette, her detayda yüce Rabbinin varlığını görmektir. Evrende çözülmeyi bekleyen şifrelere odaklanmaktır.

Düşünmek, tefekkür etmektir okumak. Evrende kendini bulup fıtratını tanımaktır. Ağır yükler altında kaldığında “Kimseye kaldıramayacağı yükü vermeyiz.” (Bakara, 286) diyen Rabbini hatırlamaktır. Fıtratımı tanıdım, dinimi kolay yaşayayım derken sınırları aşmamaktır. Kılıfına uydurup haddi aşmamaktır, okumak…

Okumak, yaşamaktır. Suya su, toprağa toprak demektir. Bataklıktan kurtulmaktır okumak… Okumak “Neden?” demektir. Şüpheyle değil, merakla hakikate ulaşmaktır. Okumak; öğrenmek, inanmak, yaşamak, yaşatmak ve neticeleri Allah’a bırakmaktır. Teslim olmak, tevekkül etmek, tedbir almak…

Okumak, cennete niyetlenmektir.
Okumak, ömür orucu tutmaktır.
Okumak, iftarda Rab ile buluşmaktır.
Ey Aciz Nefsim!
Arşın gölgesinde ‘Oku’yanlarla buluşmak için…
Oku!

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.