Estetik Tavrın İdraki

Estetik Tavrın İdraki

Hayata ve varlığa emanet nazarından şahitlik eden insanlar için yaşam, merkezine salih ameli alan erdemli bir kulluk tecrübesi ve estetik duyarlılığı oluşmuş sanat eylemidir. Yeryüzünde halife sıfatıyla yolculuğunu sürdüren insanoğlunun sorumluluğu; iyi, doğru ve güzelin izinde hakikatin talebesi olmaktır. Fâni dünya ömrüyle sınırlı kalmayan söz konusu “hayat görüşü”, kimliğini zarafetle inşa eden “muhsin” şahsiyeti meydana getirecektir.

Tevhidî düzeni “İman, İslam ve İhsan” değerleri üzerine kurulmuş mükellef varlık, itikat ve amel bağlamında inancının hareket noktasına güzelliğin idrakini koymuştur. İhsan, “iyilik yapmak ve işi güzellikle yerine getirmek” manasına gelir. Söz ve davranışlarımızda ifadesini bulan edep, ihsanla doğrudan bağlantılıdır. Nitekim, uyum ve ahenk ile görünüm kazanan ahlâki tavırların gölgesinde nezaket ve ruh yüceliğini hissederiz.

İhsan, dini tefekkürün ve hayat telakkisinin tezahürü olmasının yanında gelenekli sanatların üretilmesinde etkilidir. Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin hüsn-i hat levhasında, Hezarfen Necmeddin Okyay’ın ebrularında, Koca Sinan’ın Süleymaniye’sinde, şairler sultanı Bâki’nin beyitlerinde, Buhûrîzâde Mustafa Itrî Efendi’nin bestelerinde ve nice sanat eserinde nadide bir üsluba bürünmüş estetik şuuru temaşa ederiz. Kuşatıcı bir anlam dünyasının izlerini işaret eden eserler, görünenin ötesindeki görünmeyenin güzelliğinden ilham alır ve sonsuzluğun tahayyülü içerisinde soyut olanı mücessem hâle getirir.

Ahmet Hamdi Tanpınar, ihsan değerini yaşam tecrübesine ustalıkla yansıtmış medeniyet ufkumuzu şöyle tarif eder: “Cetlerimiz inşa etmiyorlar, ibadet ediyorlardı. Maddeye geçmesini ısrarla istedikleri bir ruh ve imanları vardı. Taş, ellerinde canlanıyor, bir ruh parçası kesiliyordu. Duvar, kubbe, kemer, mihrap, çini, hepsi Yeşil’de dua eder, Muradiye’de düşünür ve Yıldırım’da harekete hazır, göklerin derinliğine susamış bir kartal hamlesiyle ovanın üstünde bekler. Hepsinde tek bir ruh terennüm eder.” (Beş Şehir, Dergâh Yayınları, 2019.)

Mâzinin sayfalarında asıl kimliğimizi aramaya çalışırken, tarihi süreklilik içerisinde özümüze yerleşmiş erdemleri ve hayat düzenini keşfetmek, köklerimizden beslenen “adil ve asil” bir hikayenin sayfalarına geçmemizi mümkün kılabilir. Ortak hafıza ve dil aracılığıyla kuracağımız düzen, ihsan kavramıyla izah ettiğimiz güzel tanıklığın neticesi olacaktır.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.