EĞİTİM / Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme Sorunu “Ölçme ve Değerlendirmenin Yeri, Önemi-II”

Bir önceki yazımızda belirtildiği üzere ölçme ve değerlendirme denildiğinde ilk akla gelen ve önemli bir yanılgıyı ifade eden gerçeğin, sınav ya da test kavramlarıyla eşdeş olarak kullanılmasıdır. Elbette eğitim süreçleri açısından sınavlar ya da testler önemsiz ve gereksiz değildir. Yanlış olan; sınav ya da testin, ölçme ve değerlendirme açısından yalnızca bir araç olduğunun göz ardı edilerek amaç olarak algılanması ya da işlev görmesidir. Bu yanlışın altı özel olarak çizilmelidir. Çünkü bu yanlış algı, insani bir süreç olan eğitimi, yerine göre içinden çıkılamaz bir süreç ya da sorunlar yumağı haline getirmektedir.
Bu yanlış algı öyle bir hal almıştır ki eğitimcisinden fikir adamına, velisinden öğrencisine eğitim başarısının yegâne ölçütü yapılan testlerden yüksek puan almak, lise ya da üniversitede iyi bir okulu kazanmak, ölçütlerden biri olmanın ötesine geçmiş yegâne ve en önemli ölçüt haline gelmiştir.
Zeki insan ya da faydalı birey tanımlamasıyla okunulan okul ya da testlerden edinilen başarı eşleştirilmiştir. Buna karşılık yüksek puanlarla en iyi okullara yerleşen bireylerin toplumu anlamak, uyum sağlamak, toplum yararına faaliyetlerde bulunmak konusundaki başarısızlıkları çoğu zaman gölgede kalmış, göz ardı edilir olmuştur. Kendini anlatamayan ya da anlatmaktan aciz, yaşamını sürdürme konusunda gerekli yeterliklere ya da becerilere sahip olmayan milyonlarla ifade edilen bir topluluk ortaya çıkmıştır.
Nihayetinde ölçme, bir tespit etme işi, değerlendirme ise tespitler doğrultusundan bir karara varma işidir. Tespit yapmada sınavlar ya da testler, yalnızca bir araçtır ve yapılan tespitler, bir amaç için karar vermeye dayanak oluşturur. Bunun ötesinde bir anlamı ya da işlevi yoktur. Her şeyi test, sınav ya da test-sınav sonuçlarıyla anlamaya ve anlatmaya çalışmak, ölçmeye, olması gerekenden büyük ve önemli bir anlamı yüklemek anlamına gelmektedir ki birçok sorunun çıkış kaynağı da budur. Bu bakış açısı, materyalist-pozitivist-nicel paradigmanın bizim dimağlarımızı tarumar eden bir algı operasyonunun ürünüdür.
Önce ölçmekten amacın ne olduğunu sormak gerek. Ölçmenin amacı, varlığın herhangi bir ölçülebilir özelliği hakkında tespitte bulunmaktır. Varlığın ağırlığı, boyu, şekli, rengi, sayısı vb. her özelliği bu kapsama girmektedir. Ölçme işlemi, tespit etmekle sınırlıdır. Peşi sıra varlık hakkında bir karar vermek amaçlanır ki buna değerlendirme adı verilmektedir.
Ölçülen varlığın kendi, özelliğin niteliği, kullanılan ölçme aracının niteliği, ölçme yapılan ortamın niteliği, ölçme işlemini yapan kişinin yeterlikleri vb. ölçme sonucunu etkileyen değişkenlerdir. Tüm bu değişkenleri ölçme yapmaktaki amaç doğrultusunda organize etmek ve koordine etmek gerekir ki bu kompleks ve zor bir süreçtir. Bu işlemi yapacak ölçmeci/eğitimcinin, bu bileşenler hakkında bir takım bilgilere ve yeterliklere sahip olması gerekmektedir.
Eğitim süreçlerinde temelde üç amaçla ölçme ve değerlendirme yapmak amaçlanmaktadır. 1. Tanımak/Tanılamak (teşhis etmek). 2. Biçimlendirmek/Yeniden yapılandırmak. 3. Sonuçlandırmak.
Tanımak amaçlı ölçme ve değerlendirme, eğitim süreçlerinin başında yapılır. Varlık hakkında bir takım tespitler yaparak eğitim sürecinin nasıl yapılandırılacağına ilişkin kararlar vermek amaçlanır. Bir okula kayıt yapılırken çocuğun boyuna, yaşına, ailesinin eğitim durumuna vb. ilişkin ölçmeler/tespitler yapmak bu kapsamdadır. Benzer şekilde bir şey yiyecekken sertliğine, tadına, dış yapısına, büyüklüğüne ilişkin tespitler yapmak da bu kabildendir. İşlemek üzere fabrikaya alınacak bir hammaddenin uygunluğuna ilişkin tespitlerde bulunmak amacıyla yapılan incelemeler de buna örnektir. Bir ders, seminer ya da söyleşi öncesinde dinleyici kitlenin (öğrencinin) konu hakkında ne bildiği, ne kadar bildiği, öğretilmek istenen bilgi ya da duyguların ne kadarına sahip oldukları gibi konularda yapılan ön ölçme değerlendirmeler de tanımak amaçlı olana örnek olarak verilebilir.
Biçimlendirmek/yeniden yapılandırmak amaçlı ölçme değerlendirme, süreç devam ederken ortaya çıkabilecek aksaklıkları tespit edip anında gidermek amaçlı yapılanlardır. Sürenin ya da sürecin boşa geçmemesi, harcanacak emek ya da zamanın boşa harcanmaması için süreç boyunca yapılan tespitleri ve yeniden düzenleme konusundaki kararları vermek üzere yapılır. Yemeği ağzımıza aldıktan sonraki çok soğuk ya da sıcak gelmesine göre sergilediğimiz refleksler, fabrikada makinelerde işlem görürken makinenin ayarlarını kontrol edip oynamak, seminer ya da ders boyunca öğrencilerin gözlerine bakarak ya da sorular sorarak tekrarlamalar, daha yavaş ya da hızlı konuşma ve yazmalar vb. hep biçimlendirme ve süreci yeniden yapılandırma ölçme ve değerlendirmeleridir.
Sonuçlandırmak amaçlı olan ölçme ve değerlendirme ise, sürecin sonunda yapılan ve sürece, varlığa, kişiye ilişkin son kararı vermek amacını güdenlerdir. Ağza alınan yemeğin yutulup yutulmayacağına, fabrika ürünü mamul maddenin piyasaya sürülüp sürülmeyeceğine, ders ya da seminerin tamamlanıp tamamlanmadığına, öğrencinin dersi geçip geçmeyeceğine ilişkin karar vermek amacıyla yapılan ölçme ve değerlendirmelerdir. Ölçme değerlendirme denildiğinde genel olarak akla gelen ve üzerinde yorum yapılan ölçme ve değerlendirmeler, bunlardır. Çoğu zaman diğer ikisi akla bile gelmemektedir. Yanlışın önemli bir kısmı da bu algı ya da kabul hatasından kaynaklanmaktadır. Yanlış bir başlangıçla, yanlış iş ve işlemlerle yapılanan bir sürecin sonunda başarının yakalanamayacağı teorik olarak bilinse ve kabul edilse de bütün dikkatler sonuç üzerinde yoğunlaştığından, sonda karşılaşılan başarısızlıklar esas alınarak yorumlar yapılmaktadır.
Gerçekte bir de, süreç tamamlandıktan sonra yapılan ölçme ve değerlendirme de bulunmaktadır ki genel olarak buna ‘geribildirim’ ya da ‘feedback’ denilmektedir. Yemeği yuttuktan sonra midenin verdiği reaksiyon, ürün satıldıktan sonra piyasanın verdiği reaksiyon, ders ya da seminer sonrası karşılaşılan sorunlara bilgi ya da becerilerin transfer edilebilme durumu vb. buna örnektir.
Kısaca her dört ölçme ve değerlendirme de önemlidir ve zamanında ve doğru bir şekilde yapıldığında başarıyı getirme üzerinde çok etkilidir. Ancak önemli olan, ölçme ve değerlendirmenin; amacına uygun, uygun araçlarla, zamanında, doğru bir şekilde yapılması ve doğru yorumlanmasıdır. Bir sonraki yazımızda; ölçme ve değerlendirmenin ‘doğru’ yapılması üzerinde durulacaktır. Bu çerçevede geçerli, güvenilir ve kullanışlı ölçme-değerlendirme araç ve işlemleri ele alınacaktır.
Selam ve dua ile…