DİNLER TARİHİ

Dinin tarih boyu insanla birlikte varlığını sürdürdüğü, bir başka ifadeyle insanın olduğu her zaman diliminde ve her yerde var olduğu bir gerçektir. Öyle ki inanılan varlık ve değerlere yönelik zaman zaman birbirinden çok farklı yapılar gösterse de insanlar mutlaka bir inanç içerisinde olmuşlar ve bu inanca dayalı tutum sergilemişlerdir. Dinler tarihi; tüm dinlerin tarihini, inanç, ibadet, ahlak sistemlerini, dini kurumlarını ve yapılarını inceleyen bir bilim dalıdır. Mensubu bulunan veya bulunmayan geçmişte veya günümüzde yaşayan bütün dinler, dinler tarihinin konusunu oluşturur. Dinler tarihi dinleri tarafsız bir şekilde oldukları gibi tasvirci bir yöntemle duygular ve önyargılardan bağımsız bir şekilde ele alıp inceler. Dinleri mukayese ederken onları hak batıl doğruluk yanlışlık ve üstünlük bakımından değerlendirmeye tabi tutmaz. Dinler tarihi normatif bir bilim değildir bu özelliği nedeni ile kural koyucu bir niteliğe sahip değildir.
Dinler tarihi dinlerin tasnifiyle ilgili birçok kavram kullanmaktadır. Bunlardan bazıları;
Monoteist: Tek tanrılı dinler
Politeist: Çok tanrılı dinler
Düalist: İki tanrılı dinler
Deist: Tanrı evreni yaratmıştır ve hiçbir şeye karışmamaktadır inancına sahip dinler. Tüm dinleri yok sayarak sadece tanrının varlığını kabul eder peygamber, vahiy, ahiret, melek vs. inançları bulunmaz.
Agnostik: tanrının varlığının ya da yokluğunun bilinememesi (Bilinmezcilik)
Gnostik: sezgi ya da düşünerek tanrının kavranması düşüncesi
Kristosentrik: Mesih merkezli din Hristiyanlık gibi
Teosentrik: Tevhit merkezli din İslam dini gibi
Etnosentrik: Seçilmişlik merkezli din
Yahudilik gibi
Birde tanrı konusunda net olmayan dinler vardır Budizm Şintoizm gibi.
İslam tarihinde diğer dinler hakkında bilgi verme geleneği Kuran ı Kerim’le başlamıştır. Kuran Yahudiler, Hristiyanlar, sabiler ve Mecusilerden söz etmektedir. Bu bilgiler, Müslüman âlimleri diğer din ve inançlar hakkında araştırma yapmaya ve onlarla ilgili eserler ortaya koymaya yönlendirmiştir. İslam tarihinin erken dönemlerinden itibaren reddiye kabilinden birçok eser yazılmıştır. Ayrıca çeşitli İslam dışı inanç ve gelenekleri tanımlayan bazı telif ve çeviri eserler ortaya çıkmıştır. Milel ve Nihal geleneği, farklı inançların, Müslümanların iletişim içerisinde bulunduğu farklı dinsel ve kültürel grupların tanınmasını ve anlaşılmasını konu almaktadır. Bunu yaparken özellikle elden geldiğince objektif olmaya çalışılmakta; ele alınan gelenekler yargılanmadan tanımlanmaya gayret edilmektedir. Milel ve Nihal kavramlarına İslam âlimlerinin farklı anlamlar yükledikleri bilinmektedir. Bazı İslam âlimleri Milel terimini temel dini akımlar ve gelenekler anlamına, Nihal terimini ise alt gruplar, hizipler ve fırkalar anlamına kullanmaktadır. Bazıları ise Milel terimini vahiy geleneğine dayanan dini akımlar için Nihal terimini ise vahiy geleneğine dayanmayan akımlar ve yollar için kullanmaktadır. Her durumda Milel ve Nihal kavramları insanların bağlı oldukları her tür inanç ve düşünce akımlarıyla sosyal, siyasal ve ideolojik gelenekleri kapsamaktadır. Bu yönüyle bu gelenek bağlamındaki çalışmalar, adeta bir kültür atlası gibi insanlığın kültürel mirasını tanıtmayı, tanımlamayı ve yer yer onlar arasında karşılaştırmalar yapmayı hedeflemektedir.
Kaynakça: Auzefkitap.İstanbul.edu.tr