Depremin Psikolojik Etkileri İle Başa Çıkma

Depremin Psikolojik Etkileri İle Başa Çıkma

‘’Hiçbir çaresizlik

 yıkılmış bir binanın altında sevdiklerinin

  ölüsüne ya da dirisine ulaşmak için bekleyenlerin acısına denk olamaz.’’

Fatma Barbarosoğlu

 

Bazı günler vardır diğerlerinden çok farklı başlar ve etkisi çok uzun sürer. 6 Şubat 2023 günü ülkemiz adına en acı günlerden birisi oldu. Şiddetli bir deprem pek çok ilimizi ve bütün ülke insanımızı derinden yaraladı. Can kayıpları, mal kayıpları ve devam eden sallantıların zararlarının acısını bütün insanlık olarak yaşadık.

Afet, gündelik yaşantıyı kesintiye uğratarak büyük zararlara yol açan her türlü doğal veya insan kaynaklı olaylar şeklinde tanımlanmaktadır. Yaşadığımız bu deprem dünyada eşi benzeri görülmemiş bir felaket olarak adlandırıldı. Afetler çoğunlukla öngörülemezdir ve bu da kişilerin şok durumuna girmesine sebep olabilir. Evler, insanlar için güvenlik sağlayan yerlerdir. Ancak afetler sonucunda kişilerin evlerinin, mülklerinin ve diğer değerli varlıklarının zarar görmesi, mağdurlarda bir güvensizlik duygusunun ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Deprem sırasında ve sonrasında çocuklar ve aileler bu durumdan yoğun biçimde etkilendiler. Normal yaşamlarını devam ettirmekte zorlandılar. Depremi yaşamayan bölgelerdeki insanlar bile çok sarsıldılar. Bu süreçte yaşanan psikolojik duygu durum değişiklikleri genelde travma kapsamında değerlendirilir.

Travma; Zorlu, örseleyici, bireyin fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne tehdit olarak algılanan durum ya da olaya bağlı olarak bireyin baş etme becerilerinin yetersiz kaldığı, kişisel iyilik hâlinin ve psikolojik sağlığının bozulduğu, genellikle yoğun belirsizliklerin yaşandığı karmaşık süreci ifade eder. Travma sonrası gelişen anksiyete bozuklukları, depresyon hali, uyku ve yeme bozuklukları, stres ve davranış bozuklukları çocuklar ve yetişkinler arasında yaygın görülen durumlardır.

Deprem sonrası sıkıntı yaşayan kişiler için yardımcı olabilecek tavsiyeleri şöyle sıralayabiliriz.

*Kendinize bakmayı ihmal etmeyin. Düzenli beslenmeye (mümkün olduğunca) ve yeterince dinlenmeye (uyuyamasanız bile) özen gösterin. Mümkünse spor yapın. Unutmayın ki fiziksel sağlık ve ruh sağlığı birbiriyle yakından ilişkilidir.

*Çevrenizde olup bitenleri anlamak için kendinize zaman verin. Duygularınızı bastırmayın, aynı zamanda güçlü yanlarınızı da hatırlayın. Bir anda normal hayata dönmeye çalışmayın.

*Yakınlarınızla, arkadaşlarınızla ya da sevdiklerinizle iletişim kurmak oldukça yararlı ve önemlidir. Bazen yalnız kalmak istemeniz oldukça normaldir ancak kendinizi sevdiklerinizden uzaklaştırıp izole etmeyin.

*Duygu ve düşüncelerinizi paylaşın. Hissettiğiniz duygularla başa çıkabilmek için onlarla yüzleşin. Birileriyle konuşmak, toparlanmaya ve olup biteni daha iyi anlamanıza yardımcı olur. Şayet yaşadıklarınızı birileriyle konuşmaya hazır değilseniz bunları kaleme almanın da oldukça yararlı olduğunu unutmayın.

*Günlük yaşantınıza devam etmeye çalışın. Günlük rutinlerinizin devam etmesi normalleşme sürecinize katkı sağlayacaktır.

*Yaşamınızı bütünüyle değiştirecek ani kararlar vermeyin. Yaşadıklarınızı değerlendirirken sabırlı olun.

*Medya ya da sosyal medya üzerinden deprem sonrası ne olup bittiğini öğrenmek istemeniz oldukça doğaldır. Ancak ilgili haberleri aşırı şekilde takip etmekten, sürekli tekrarlayan zorlayıcı görüntüleri izlemekten vb. kaçının

*Ortak çalışmalara katılarak yalnızlık hissinden uzaklaşın.

Çocuklara nasıl yardımcı olabilirsiniz?

*Çocuklarınız için yapabileceğiniz en iyi ve anlamlı şeylerden biri onları dinlemektir. Çocuğunuzu dinleyin, soru sormalarına izin verin ve görüşlerine saygı gösterin.

*Çocuklarınızın kaygı ve korku gibi yaşadıkları duyguları size anlatmalarına izin verin. Ancak onları özellikle yaşananlar hakkında konuşmak için zorlamayın, deprem sürecinde yaşanan duyguların normal olduğunu anlatın.

*Her zamankinden biraz daha fazla ilgi, yakınlık ve şefkat göstererek çocukların toparlanmasına büyük katkı sağlayabilirsiniz. Çocuğunuza samimi bir şekilde onu sevdiğinizi söyleyin.

*Özellikle çocuklarınızın olumlu davranışlarını gördükçe bu davranışlar için onları takdir edin.

*Çocuklarla birlikte eğlenceli bir şeyler yapın ya da onlarla oyunlar oynayın.

*Deprem sonrası devamlı görsel medyada deprem haberleri, görüntüleri, depremden bahseden yayınların açılması çocukların travmalarının uzamasına yol açabilir. Bu yüzden ekrandan uzak tutun.

*Evi taşıma, bir süreliğine başka bir yerde kalma ya da okul değişikliği yapılacaksa bu süreçten çocuk haberdar edilmeli ve yaşına uygun bir şekilde açıklama yapılmalıdır.

Sonuç olarak, deprem gibi zorlayıcı bir yaşam olayı karşısında insanlar, kendilerini güvende hissetmek ve her şeyin kontrol altında olduğunu bilmek ister.  Bu dönemde kendimize ve sevdiklerimize iyi gelen etkinliklere odaklanmak psikolojik sağlamlığımızın güçlenmesine yardımcı olacaktır.

Depremi yaşamayan ülke insanımız da 6 Şubat’tan sonraki birkaç gün içinde toplumsal davranışlarda nezaket, şefkat ve merhamet öne çıktı. Yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk herkes gücünün yettiği faydayı sağlamak için çaba gösterdi. Seksen beş milyon tek yürek oldu. Maddi, manevi her türlü destek verilmeye çalışıldı. Bu dayanışma çok önemliydi.

Psikiyatrist Kemal  Sayar ‘Zor durumdaki insanlara yardım ettiğimizde, bir hayır kurumuna destek verdiğimizde, gönüllü olduğumuzda, başkaları için para harcadığımızda kendimizi daha iyi hissederiz. Yardımsever insanların hem ruh hem de beden sağlığının daha iyi olduğu çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir’ diyor. Yani başkalarına iyilik yaparken aslında kendimize iyilik yapmış oluyoruz.

Rabbim iyiliklerimizi daim eylesin, dersler çıkararak, daha iyi insan olma yönünde özeleştiri yeteneğimizi geliştirerek birbirimize tutunup yeniden başlamayı nasip etsin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.