Değersiz Değerler

‘Kov bostancı danayı’ diye uyutulur bu toprakların çocukları. Bana hep ilginç gelmiştir bu ninniler. Hatta itiraf edeyim, çocukken ne demek istediğini bile anlamazdım. Hep deriz ya atalar bir şey biliyormuş da söylemiş diye, burada da durum aynı. Atalarımız biliyormuş uyuyacak adama anlamlı şeyler söylersen onları düşüneceği için uyuyamayacağını.
Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalamış derken asırlar geçmiş ve ninniler yok olmaya yüz tutmuş. Ne hikmetse bir bebeği uyutamayan çağın insanları milyonlarca insanı aynı anda uyutmaya başlamışlar. Bebeği uyutan ninninin hikmetini dünyanın ağa babaları keşfetmiş. Dünya halklarına anlamı bir türlü izah edilemeyen hayat idealleri çizmişler. ‘Özgürlük, eşitlik, her şey güzel olacak’ kelimeleriyle besteler yapılmış ama esaret, haksızlık tavan yapmış. Hikmeti bu ya, bu saçmalık zihinlerde bir yere oturmamış, hoş besteler eşliğinde ninni oluvermişler.
Fikir özgürlüğü… Kulağa o kadar hoş geliyor ki hem fikir hem özgürlük kelimesi aynı yerde geçince mükemmel bir değer gibi algılanıyor. Fikir özgürlüğü, fikrin değil sahibinin özgürlüğünü anlatır. Baskılar insanın her türlü özgürlüğünü elinden alırken fikirlerine dokunamaz. Fikrin nimetlerinden yararlanan fikir sahibi, o fikrin zararlarından da korunması anlamına. Yani ben ortaya bir fikir attım ama bu fikir benim için ölmeye, hapse girmeye değmez demek. Hâlbuki o fikirler dünyada savaşlar çıkarmış, kardeş kardeşi öldürmüştür. Sahibinin ölmeye değer görmediği bu basit fikirler uğruna her gün dünyada yüzlerce insan ölmekteyken veya acı çekerken, birilerinin ekranları başından bilgisayar oyunu oynar gibi dünyayı yönetmesine fikir özgürlüğü denir.
İslam’ın değer anlayışında, bu anlayışın hiçbir yeri yoktur. Peygamber ordu geri hamle yaptığında atını ileri sürerken, ‘ben peygamberim, ölmemem gerekir.’ demeyen bir inanca sahiptir. Hafızlar, âlimler, dervişler… Savaş meydanında anlattıkları fikirlerin ölmeye değer olduğunu göstermişlerdir. Biz bu fikirlerimizi ölmeye de öldürmeye de değer görürüz. Diğerleri fikirlerini öldürmeye değer bulurken ölmeye değer görmezler. Yani fikirleri canlarından değersiz, diğer insanların canları da onların değersiz fikirlerinden daha da değersizdir.
Çağımızın ninnileşmiş bir başka değeri de çağdaşlıktır. Aslında her çağ kendi zamanında buna benzer değerler üretmiştir. Ama bir sonraki çağın insanları için hiçbir değer taşımadığı için biz bu değeri orijinal görüyoruz. İnsanın bu gün uğruna ölmeye değer gördüğü bir değerin yüz yıl sonra kötülendiğini, üç yüzyıl sonra gülünüp geçildiğini ve bin yıl sonra da ‘bu kadar mı salakmış bu insanlar!’ denilip geçildiğini göremeyecek olması ne kadar acıdır.
Ne güzeldir ki bugün inandığım değerlerin ve yaşadığım duyguların binlerce yıl önce de binlerce yıl sonra da aynı şekilde yaşanabiliyor olması. Bir kaç yüzyıldan öteye anlam ifade etmeyen saçmalıkları değer olarak kabul etmemek ne güzel bir duygudur.
Ne güzeldir, insanın değer diye kabul ettiklerinin gerçek bir anlamı olması. Birkaç kurnazın keyfince dünyayı yönetirken tuttukları kalkanın bir parçası olmayı değer görme zilletine düşmemiş olmamız, ne güzeldir.