Çoğunluğun Tahakkümü

Gün geçtikçe yeni bir fikrî, siyasi, içtimaî, iktisâdi akımlar ortaya çıkıyor. Belki de insanlık tarihinde hiç bu kadar düşünsel aktivitenin olduğu başka bir zaman dilimi olmamıştır. Her gün yeni bir bilgi, her gün yeni bir oluşuma maruz kalıyoruz. İşin kötüsü ise her yeni bir oluşum bizleri belli siyasi, içtimai duruşa zorluyor.

Son iki yüz yıldır başlayan modernite hareketleri ile beraber her yeni “izm” söylese de söylemese de din olma iddiasını taşımakta. E, hâliyle her din de müntesiplerine belli şeyleri dikta eder. Hayatımıza yön verme gayesinde olan her oluşum belli manada “rab” olma iddiası taşımakta. Oysa biz daha ilk başta, kelime-i tevhidi zikreylerken her türlü rabden arındığımızı ikrar ediyoruz. Bu tür alternatiflerin çoğalması bizlerin kafasını karıştırmamalıdır. Baktığımızda bu alternatifleri oluşturan insanlar şuan dünyada gücü (her anlamda) elinde bulunduran insanlardır.  Zaten her anlamda muktedir olunmayınca senin cüzlerin parıldayıp yeryüzüne çıkamıyor. Ol sebepten ötürü biz müminler rüzgârın o yandan esmesine bakıp da herhangi bir tereddüte düşmemeliyiz. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de zaten Allah Teâlâ bunu haber veriyor. Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürürler. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar”. (Bakara, 257)

Tefsir âlimlerimiz burada “karanlık” yerine “karanlıklar” çoğulunu kullanılmasının, kâfirlerin ve onların her türlü oluşumlarının her zaman müminlerden kemiyet olarak fazla olacağına delalet ettiğini aktarmaktadır. Buna karşın “nur” kelimesinin tekil olmasının ise, doğrunun, hakikatin her zaman tek olduğuna işaret ettiğini söylemektedirler. Bu ayet muvacehesinde kâfirlerin ve onların her türlü unsurunun kemiyet olarak fazla olması bizleri aldatmamalı. Hakikat her zaman tektir. Yalnız da olsa kalabalık da olsa tektir. Bu şuur ile çevremizdeki her türlü gayrı İslami hareketlerin takdir toplaması, iyi anşaşılmalı!  Uygun olmasını iltifat etmeyip yolumuza odaklanmalıyız. Son olarak da rabbimizin şu ayetini zikrederek yazımızı hitama erdirelim “İnkârcıların (refah içinde) diyar diyar dolaşması, sakın seni aldatmasın!” (Ali İmran, 196)