CİHÂD DERSLERİ / Devamlı Hadis Okuyoruz

CİHÂD DERSLERİ / Devamlı Hadis Okuyoruz

Yüce dinimiz İslâm’ın iki temel kaynağından birincisi Kur’ân-ı Kerîm, ikincisi de Hadîs-i Şerîfler’dir. Kur’ân-ı Kerîm, Yüce Rabbimiz’in sözü; Hadîs-i Şerifler de sevgili peygamberimizin sözleridir. Sevgili peygamberimizin söz, fiil ve takrîrlerinin tümüne birden de sünnet denir. Müslümanlar olarak dinimizi çok iyi öğrenebilmemiz için, bu iki ana kaynağı çok iyi okumamız ve devamlı bu iki kaynaktan beslenmemiz gerekir. Her gün, Kur’ân-ı Kerîm’den ve Hadîs-i Şerîfler’den gıdasını alan ve onlarla beslenen Müslümanlar, diri ve zinde olurlar; manevî hastalıklara yakalanmazlar. Onulmaz yaraları ve şifâ bulmaz illetleri yoktur böylelerinin.

Yüce Allah’ın emir ve yasaklarını öğrenmek, emirlerine sımsıkı sarılıp yasaklarından kaçınmak için devamlı Kur’ân-ı Kerîm okuyoruz. Kur’ân, hayatımıza canlılık ve mânevî bir lezzet katıyor. Dünyamızı onun aydınlığında yaşamanın ayrı bir tadı ve lezzeti oluyor. Kur’ân, bize güç ve kuvvet veriyor. Onsuz bir hayatın zindan olacağını yine ondan öğreniyoruz.

Okuduğumuz Kur’ân-ı Kerîm bize, yaşadığımız dünya hayatında Hz. Peygamber efendimizi lider ve önder olarak gösteriyor. Yüce Allah, Kur’ân-ı Kerîm’de, O’nun hayatını uyulması gereken örnek hayat olarak sunuyor ve şöyle buyuruyor: “And olsun ki, Rasulullah, sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (el-Ahzâb sûresi, 33/21)

Rabbimiz, her konuda, sevgili peygamberimize kulak vermemiz ve O’nu dinlememiz gerektiğini de şöyle ifâde eder: “… Rasulullah size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azâbı çetindir.” (el-Haşr sûresi, 59/7)

Yüce Allah, insanlar içerisinden Hz. Muhammed aleyhisselam’ı seçip bize peygamber olarak göndermiştir. Biz, O’nu imam, önder ve lider olarak tanıyoruz. Canlı Kur’ân olarak bakıyoruz kendisine. O bizim müderrisimiz, profesörümüz, öğretmenimiz ve muallimimizdir. Yüce Allah, O’nun hayatını Kur’ân-ı Kerîm’le koruma altına almıştır. Hayatının büyük bir bölümünü, Yüce Allah bize hikâye etmekte, anlatmaktadır. O’nun etrafındaki “Nurdan Halka” olan sahâbe-i kirâm efendilerimiz de onun sözlerini, fiil ve davranışlarını, dâvâ ve cihâdını kendilerinden sonraki nesillere sağlam ve sahih bir şekilde anlatmışlardır. Sahâbe-i kirâm efendilerimizden sonra gelen nesiller de O’nun hayatını Siyer ve İslâm Tarihi kitaplarında, sözlerini de Hadîs kitaplarında toplamışlardır. Sevgili peygamberimizi iyi tanımak ve kendimize örnek almak için bu iki ilim dalında te’lif edilmiş kitapları okumamız lazımdır.

Hem, Hadîs ilmi dalında hem de Siyer ve İslâm Tarihi ilmi dalında çok güzel eserler yazılmıştır. Bu eserler efendimizin hayatını gözümüzün önüne getirmekte ve bizi onun hayatına götürmektedir. Hadîs-i Şerifleri okurken de onunla konuşuyor gibi oluyoruz. Yani O konuşuyor, nasihat ediyor, yol gösteriyor, biz de dinliyoruz, kulak veriyoruz.

Aziz okuyucu! Asr-ı Saâdet’te yaşamak istemez misin? Hz. Peygamber ile Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali radıyallahu anhum ve diğer Ashâb-ı kirâm ile Mekke ve Medîne sokaklarında birlikte gezmek, Bedir, Uhud, Hendek ve diğer gazâlarda beraber kılıç sallamak, Medîne mescidinde oturup o güzel insanlarla Hz. Peygamber efendimize kulak vermek istemez misin? İstersin herhalde. Öyle ise bunun yolunu arayıp bulmalısın. Bunun yolu, her gün Hadîs-i Şerîf okumak, Siyer okumak ve sahâbenin hayatını okumaktan geçer. Yaşadığınız çağın pisliklerine batmak istemiyorsanız, sizi çepeçevre kuşatan günahların içine düşmek istemiyorsanız bunu yapmak yani okumak mecburiyetindesiniz. Okumuyorsanız bu hastalıklardan kendinizi kurtaramazsınız. Bizi, çevremizi saran günahlara düşmekten Yüce Allah’ı ve O’nun sevgili Peygamberini çok iyi tanımak ve onlara kulak vermek kurtarır.

Hadis sahasında yazılan bütün eserler güzeldir. Erkam yayınları tarafından sekiz cilt halinde neşredilen Riyâz’üs-Sâlihîn terceme ve şerhi de çok güzeldir. Çıktığı günden itibaren okuduğumuz bir kitaptır bu eser. Gece-gündüz okuyoruz. İmam Nevevî’nin ihlâsı ile hadisin bereketi bir araya gelmiş bu eserde. Tercüme ve şerheden hocalarımıza saygı ve şükranlarımızı arz ediyoruz. Asr-ı Saâdeti, Hz. Peygamberi, sahâbe’yi, Mekke ve Medine’yi getirmişler gözümüzün önüne. Allah râzı olsun kendilerinden. Her şey var bu eserde. Hadis, tefsir, fıkıh, kelâm, siyer, ahlâk, tasavvuf, edebiyat, ilmihal…

Hadis okurken bir de Hayâtu’s-Sahâbe okusak beraberinde diyorum. Bu okuma, saf oğul balı ile tereyağını birlikte yemek gibi güzel ve tatlı oluyor; tadına doyum olmuyor. Kur’ân, manevi semâmızın güneşi; Hz. Peygamber efendimiz bu semânın dolunayı, sahâbe-i kirâm efendilerimiz de yıldızlarıdır. Evine, güneş, dolunay ve yıldızların dolduğu bir Müslüman ne kadar mübârektir, ne kadar bahtiyardır, değil mi? Bu eve hiçbir şeytan giremez. Bu evin mânevî düzenini hiçbir müfsit bozamaz. Bu ev, nurlu ve aydınlıktır. Çağımızın mücâhidlerinin evleri böyle olmalıdır. “Cihâd Dersleri” köşemizi takip eden siz değerli okuyucularımın evlerinin böyle olduğunu biliyor ve size çok duâ ediyorum.

İçinde yaşadığımız hayat, insanımızı bozmak için elinden geleni ardına koymuyor. Televizyon kanalları bu konuda yarışıyorlar. Mânevî hayatımıza kasteden televizyon kanalları, yaptıkları haber programları, diziler ve filmlerle dînî hayatımızı ve âile hayatımızı dinamitliyorlar. Televizyon başında saatlerini geçirmiş, geç vakit yatağa girmiş bir Müslüman’ın gecesinin ne derece karanlıklarla dolu olduğunu ve sabah namazına kalkamadığını düşünün bir kere. Bir de akşam ve yatsı namazlarından sonra, çocukları ile birlikte Kur’ân okuyan, meâl ve tefsir müzâkeresi yapan, Hadis ve Siyer ile Hz. Peygamber’in ve sahâbenin dünyasına giren ve bu atmosfer içinde yatan bir Müslüman’ın gecesinin ne kadar aydınlık ve nurlu olduğunu düşünün.

Acaba siz, hangi tarafta bulunuyorsunuz?

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.