Çeçen Değil Kafkas Cihadı!

Çeçen Cihadı 19. yüzyılda gaza sancağını eline alan ve on yıllar boyunca başarıyla taşıyan İmam ve Şeyh Şamil’le başlamaz. Rusların başlattığı ve işgallerle sonuçlandırdığı Asya seferleri ile ta Osmanlı’nın Kanuni dönemine yani 500 yıl öncesine kadar gider.
Günümüzde Kafkaslarda yaşanan silahlı direniş hareketleri her ne kadar Çeçen Cihadı olarak anılsa da bu tabir ufku ve sınırları daraltılmış tuzak, uzaktan kumandalı bir isimlendirmedir. Kafkas direnişinin başlangıcından 300 yıl kadar sonra yani 1800’lerde cihad meydanına şura kararıyla lider olarak seçilip atanan imam ve mürşid/şeyh Şamil’in mücadelesini verdiği toprakların sınırlarında sadece Çeçenistan yoktur.
İmam Şamil, Çeçenistan değil Kafkasya Emiri’dir. Daha açık bir ifadeyle Kafkasya’da kurulan ve içinde Çeçenistan da dâhil birçok ülkenin bulunduğu İslam Devleti’nin başkanıdır. O, bir ülkenin değil koca bir coğrafyanın İmam’ıdır. Kafkasya İslam Emirliği’nin devlet başkanı olan şeyh Şamil’in ‘İmam’ unvanı bu makamından gelmektedir. Kafkas halklarını temsilen Rıza-i İlahî uğrunda Ruslara karşı verdiği silahlı mücadelenin siyasi haritasında beş vilayet/valilik/naiblik noktası vardır.
İmam Şamil’in Kafkas Haritası
İmam’ın atadığı naibler tarafından yönetilen bu beş merkez şunlardır: Dağıstan Vilayeti, Çeçenya Vilayeti, İnguşetya Vilayeti, Kabardin-Balkar-Karaçay Birleşik Vilayeti, Nogay Stepleri Vilayeti. İmam Şamil, Çeçen/Çeçenistanlı değildir. 1797, Dağıstan doğumludur. Avar boyuna mensup bir anne ve babadan dünyaya gelmiştir. Ancak verdiği mücadele bugün daha çok Çeçenistan doğumlu gazi ve şehid dervişler tarafından devam ettirildiği için kendisi de Çeçenistanlı olarak akıllarda kalmıştır. Merhum İmam’ı Çeçenistanlı zannetmek uzaktan kumanda sahiplerinin algımızın genetiği ile nasıl oynadıklarını anlayabilmek için bir örnektir.
Kafkas Cihadı olarak doğup büyüyen ve günümüzde Çeçen Cihadı olarak bilinçli bir şekilde algı ve isim daralmasına uğratılan ve silahlı bir şekilde hala devam eden direnişte imam Şamil’den sonra sancağı taşıyanlar arasında ilk akla gelenler Cevher Dudayev, Aslan Mashadov, Şamil Basayev, Abdulhalim Sadullayev, Emir Hattab, Zelimhan Yandarbiyev, Dokka Umarov gibi hür generallerdir.
Müfessir Generaller
İmam Şamil de dâhil bu isimleri google’a ayrı ayrı yazıp görsellerde aratır mısınız? Aratmadan önce bu isimlerin simasını zihninizde canlandırmaya çalışır mısınız? Yukarıdaki paragrafta İmam hariç yedi hür generalin adı geçti. Kaç tanesinin yüzünü daha önce görmüşüzdür acaba? Bırakın kendilerini görmeyi adlarını bile belki ilk defa duyduğumuz bu şehidler Ahzab Suresi 23. ayeti mücadeleleriyle, yaşayarak, bizzat tefsir ettiler. Bu müfessirler Elmalılı merhumda yok. Ama külüne muhtaç olduğumuz komşumuz Çeçenistan’da çok. Gitmesek de görmesek de adlarını bilmesek de onlar ve oralar bizim. Biz bir ümmetiz.
Türkiye’de yani aramızda Çeçen gazilerin aileleri, çocukları yaşıyor. Demokrasinin Çeçenistan’a armağan ettiği güya devlet başkanı Ramazan Kadirov’un zulmünden bunalıp Müslüman Türkiye’ye sığınmışlar. Tam bir mülteciler. Mülteciliğin ne demek olduğunu ve muhacirlerin yaşam şartlarını Suriye’de yaşananların ardından ülkemize gelen Suriyelileri yakından görerek daha iyi anladık değil mi?
Tıpkı Suriyelilerde olduğu gibi Çeçen şehidlerinin ve gazilerinin emaneti olan aileler için de yeterince harekete geçmemiz için onların da mı sayılarının yarım milyonu bulması, hatta geçmesi gerekiyor? Onlar için de mi şehir kapasitesine ulaşacak kadar çok insanın içinde yaşadığı kampların kurulması icap ediyor? Çeçenler ülkemizde sadece uğradıkları suikastlarla mı gündeme gelmeyi hak ediyor?
Fenerbahçeli Çeçen Aileler
Bir bulmacada ya da bilgi yarışmasında çıkarsa boş geçmeyin diye genel kültür maksadıyla söylüyorum: Kısa adı İMKANDER olan İnsanı Müdafaa ve Kardeşlik Derneği ülkemizdeki Çeçen ailelerle yakından ilgileniyor. Ev kiralarını ve faturalarını ödüyor. Gıda ve giyecek ihtiyaçlarını karşılıyor. Gazi ve şehidlerimizin çocukları için oyun parkları yapıyor, kamplar ve etkinlikler düzenliyor. İHH da bu ailelerin aynı ihtiyaçları için koşturuyor. Ramazan’da gıda kolisi, Kurban’da et dağıtıyor. Bayramlarda yetimleri giydiriyor.
Yine bir bulmacada ya da bilgi yarışmasında çıkarsa boş geçmeyin diye genel kültür maksadıyla söylüyorum: Mücahid Çeçen aileler İstanbul’da Fenerbahçe, Beykoz ve Ümraniye’deki kamplarda yaşıyor. Bir kısmı da Yalova’daki kampta hayata devam ediyor. Mücahidlerimizin çocuklarını sevindirmek çok kolay. Bunun için onlara bir çift ayakkabı veya bir okul çantası almanız yetiyor.
Bu konuları ne kadar yazsak, okusak da ateş düştüğü yeri yakıyor. Bazı şeyler “anlatılmaz, yaşanır” olma özelliğini hiç kaybetmiyor. Toshiba marka bir dizüstü öğrenci bilgisayarında, sınırsız internet ve alttan ısıtma kalorifer sisteminin bulunduğu bir evde aç karına, iki büklüm yazılan bu yazı vicdan ve imkân sahiplerini harekete geçirebildiği ölçüde bir anlam kazanıyor ve değer ifade ediyor. Bu satırlar bunu başarabilirse bir görevini daha yerine getirebilmenin mutluluğunu yaşıyor.
Hz. Ali’nin ifadesiyle “Bizi harekete geçirmeyen iman, sırat köprüsünden de geçirmiyor”.