Can Dostum, Aziz Kardeşim Ahmet Ağmanvermez’in Ardından…

Can Dostum, Aziz Kardeşim Ahmet Ağmanvermez’in Ardından…

“Her nefis ölümü tadıcıdır. Sonra Bize döndürüleceksiniz.” (Ankebut, 57)

Can Dostun, Aziz Kardeşin ardından…

Değerli Okuyucu,
Söze, Ahmet Kardeşimize bir Fatiha okuyarak başlayalım isterseniz.
İnsanın bazen nefes almakta zorlandığı, güçlük çektiği anlar olur. Bir ömrü birkaç saniyede bütün hatıraları ile yeniden yaşar da; duyguları ve hissettikleri ile ilgili birkaç cümle kurmaya, birkaç kelime yazmaya güç yetiremez, muvaffak olamaz. Duyguları, yaşadıkları onu bir girdap içerisinde savururken bağırır, feryat eder ama sesini kimseye duyuramaz…
Şu an öyle bir halet-i ruhiye içerisindeyim.
Çok yazı yazmasam da konuşmayı sevdiğimi, konuşmakta zorlanmadığımı arkadaşlarım her fırsatta dile getirirler. “Aziz Kardeş” ile ilgili duygu ve düşüncelerimi, O’nun hakkında hissettiklerimi, O’nun mümtaz özelliklerini, yaşadıklarımızı ben söyleyeyim de birileri yazsın istedim. Olmadı. İş başa düştü.
1961 yılında Nevşehir Merkez Herikli Mahallesinde dünyaya gelen Ahmet Kardeşimle yollarımız 1976 yılında Nevşehir İmam-Hatip Lisesinde kesişir. O yıl başlayan ve hiç kesintisiz 38 yıl devam eden dostluk, arkadaşlık, kardeşlik…
Kaydolduğumuzda müdürlüğünü rahmetli Zeki SOYAK Hocamızın yaptığı lise yıllarımız çok güzel geçer. Biz okulda parasız “yatılı” olarak pansiyonda kalırken kendisi de “gündüzlü” diye isimlendirdiğimiz arkadaşlarımız arasında idi. Tabii hem yatılılar hem de gündüzlüler aynı sınıfta idik. Ahmet kardeşi bu dönem içerisinde hep ‘candan bir dost’ olarak bulduk. Diğergam, arkadaşlarına yardım etmeyi seven, elindekileri onlarla paylaşmaktan zevk duyan bir kardeş olarak tanıdık. Dört yıl süren İHL yıllarımızda Ahmet Kardeş’in bir tek kimse ile kavga ettiğine, tartıştığına, kalbini kırdığına şahit olmadık. Hep ağır başlı, vakur, sakin, çalışkan, ödevlerini zamanında yaparak bütün öğretmenlerinin takdirini kazanmaya muvaffak olan, prensipli, düzenli, tertipli, özetle; ‘hepimize örnek olacak bir evsafta’ idi.
Ahmet Kardeş’imiz sadece İHL’de öğrenci iken değil, hayatı boyunca bu güzel hasletlerden ödün vermeden yaşadı. İHL yıllarında Ahmet’i bir dönem okulumuzun futbol takımında top koştururken izledik. Rahmetli Zeki Hocamızın oluşturduğu, Nevşehir’de büyük yankı uyandırarak takdir toplayan Mehter Takımında da beraber idik Ahmet Kardeşle…
Hafta içi okul çıkışlarında veya hafta sonu izinlerimizde pansiyondaki arkadaşlarımızla çarşıda uğradığımız ilk adres Ahmet Kardeş’in babası Mehmet Ali Amca’nın Keçeciler caddesindeki attar dükkânı olurdu. Ahmet kardeşi hep orada ya bir çorap tezgâhının başında ya da bir çakmağa gaz doldururken bulurduk. Zamanımıza ve o anki imkânlara göre bizlere çay, simit vb. ikram ederdi. Şunu da unutmadan söyleyeyim; meşhur Nevşehir simidinin her iki uç tarafındaki kenarda bulunan parçayı kimseye vermez, ‘ben bu kısmı çok severim’ diyerek kendisine ayırırdı. Vakıftaki simit-peynir partilerinde de kenar kısımlar tartışmasız ‘Hacı AĞMAN’ın hakkı idi.
Güzelliklerle dolu dostluğun, kardeşliğin, arkadaşlığın zirve yaptığı bu dört yıllık lise hayatının ardından Konya Yüksek İslam Enstitüsü’ne yine birlikte kaydolduk. Nevşehir İHL’de başlayan bu kardeşlik, dört yıl boyunca Konya’da da artarak devam etti.
Daha sonraları ‘İlahiyat Fakültesi’ alacak olan okulumuza 1980 yılında başladığımızda ben evli idim ve İHL’deki ‘parasız yatılılık durumum burada iki yıl daha devam etti. İki yıl okulumuzun hemen bitişiğindeki pansiyonda kaldım. Ahmet Kardeş ise okulumuzun yakınında tuttuğu bir kerpiç evde babaannesi ile birlikte kalıyordu. Bizim genellikle hafta sonları diğer Nevşehirli arkadaşlarla birlikte uğradığımız yerlerden birisi Ahmet Kardeşin bu mütevazı kerpiç evi idi. Burada babaannesinin demlediği çayı içer sohbet ederdik. Sınıflarımız burada farklı idi ama teneffüslerde ve öğle aralarında yine hep beraber idik.
Okulumuz İlahiyat Fakültesi olunca bizim pansiyon kapandı. Ben de çoluk-çocuğu kasabadan yükleyip Konya’ya getirdim. Ahmet Kardeş de bu arada evlenmiş yine okulumuz yakınında güzel bir eve yerleşmiş idi. 1984 yılındaki mezuniyetimize kadar ailecek ziyaretleşmeler hep devam etti.
Ahmet Kardeşin hayatında benim; benim hayatımda Ahmet’in yeri hep farklı olmuştur Vefatına kadarki vakıf, dergi, radyo çalışmalarımızda -rahmetli hocamızın da teşviki ve koordinesi ile- hep beraber oluşumuz, diğer kardeşlerimizin de itirafı ve bu durumu kabullenmeleriyle de bu farklılık tescillenmiştir. Bütün bu vakıf çalışmalarımızdaki görev taksimatlarında AĞMAN’IN yanında kim olsun: BAŞARAN, BAŞARAN’IN yanında kim olsun: AĞMAN tanımlamasının hep yapıla gelir olmasında; bu ikili arasında temelleri ta 1976’lı yıllarda atılan sevinçte, tasada ve eylemdeki “bir”liğin rolü tartışılmazdır.
1984 yılında Fakülteden mezuniyetle birlikte 1985 yılı Mart ayında ben Kırşehir-Mucur’da, Ahmet Kardeş de Ankara Aşağı Ayrancı Ticaret Meslek Lisesinde göreve başladık. Ahmet Kardeş kısa bir süre sonra Nevşehir’e geldi. Benim 1992 yılında evi Nevşehir merkeze taşıyıncaya kadar diyalogumuz; zamanın imkânlarına göre iletişim araçları, bayram ve tatillerdeki birlikteliğimizle devam etti.
1992 yılından sonraki birlikteliğimiz Rahmetli Hocamız’ın ilimizde çok daha önceleri başlattığı çalışmalarla daha değişik bir boyut kazandı. Nevşehir’de devam eden vakıf çalışmalarına katılmamda, İlkadım Dergisine abone olmamda Ahmet Kardeşin çok büyük teşviki ve katkıları vardır.
Rahmetli Zeki SOYAK Hocamız, insanları çok iyi tanır, onları kabiliyet, kapasite ve donanımlarına göre istihdam ederdi. Bu konuda emsali görülmemiş, çok büyük bir feraset sahibi idi. 1995 yılında Enderun Eğitim Vakfımızın kuruluşunda Ahmet Kardeşe: “Genel Başkanımız sen ol Ahmet Hoca” derken de Ahmet kardeşimizdeki ihlâsı, çalışma gayretini, fedakârlığını, mihnetlere-zorluklara katlanma gücünü görmüş, bu ağır ve mesuliyetli yükü Ahmet kardeşimizin omuzlarına yüklemişti. Onca kardeş içerisinde böyle bir görev için Ahmet kardeşimizin tercih edilişi kendisine “onur ve kıvanç” olarak yeter de artar.
28 Şubat sürecinin o zor ve meşakkatli günlerinde bırakın başka türlü çalışmalar yapmayı insanların cemaat namazı için camilere gitmeye çekindiği, fişlendiği, “aman benim ismim resmi kayıtlarda bulunmasın da ileride bundan dolayı bir mahrumiyet yaşamayayım” diye köşe-bucak gizlendiği günlerde vakıf, dergi, radyo vb. çalışmalarımızda önümüzde sarsılmaz bir iman, amel ve aksiyon abidesi gibi duran rahmetli hocamızın hemen arkasında aynı kararlılık ve fedakârlıkta duran Ahmet Kardeşimizin o günlerde Vakıf Genel Başkanı olarak ortaya koyduğu performans; rahmetli Hocamızın Ahmet Kardeşi tercihte ne kadar isabet ettiğinin en güzel ispatıdır. Ahmet kardeşimiz vakfımızın resmi sorumluluğunu büyük bir özveri, güven, vakar ve gururla üstlenmiş, taşımış, bu konuda birçok mihnete katlanmıştır.
Rahmetli Hocamızın etrafındaki “1. Kuşak hizmet erleri” arasındaki en yüksek tahta oturmaya ne kadar müstahak olduğunu görevindeki üstün gayretleri ile ortaya koymuştur.
Ahmet kardeşimiz vakıf Kurucu Genel Başkanlığı görevini bıraktıktan sonra da vakıf hizmetlerinde liderliğini sürdürmüştür. Bir kermes (rahmetli hocamızın tanımlaması ile: hayır çarşısı) çalışması yapılacak; görevin en ağırı Ahmet hocamızda tabii ki. O koordine edecek, görevli listesini o yapacak, kimin ne getireceğinin listesi yine O’nun elleri ile şekillenecek, kermes yerini O bulacak, kermeste satılacak malzemeler O’nun başkanlığında toplanacak, açılış için gerekli her türlü çalışmayı AĞMANVERMEZ ailesi yerine getirecek.
Öğrencilerimize burs, vakıf çalışmalarıma destek için patates toplanacak; işin organizesi yine Ahmet Hocamızda. Kim nereye neyle-kiminle gidecek orada kimlerle irtibata geçilecek; bunun tespiti için yine Ahmet Hocamızın ağzına bakılır. Bu işler için gerekli çuval vb. Ahmet kardeş tarafından ayarlanır ve onun arabası ile gerekli yerlere ulaştırılır.
Dergiye abone çalışması yapılacak Ahmet kardeş yine en önde. Kim hangi ilçeye gidecek, kim hangi caddede çalışma yapacak, hocamızın eserleri nerede kimler tarafından pazarlanacak, bu işlerde de yine Ahmet kardeş başrollerde.
Esnaf ziyareti yapılacak; vakfa destek ve öğrencilere burs için kardeşlere gidilecek; esnafla diyalogu en iyi olan, çarşıyı en iyi tanıyan, bir şey isteneceği zaman insanların kendisini üzmekten hayâ edecekleri kimdir; Ahmet kardeş.
İlçelere, köylere sohbetler düzenlenecek; seferler yapmak için görevlendirilecek eleman ararken akla yine ilk gelen isim: Ahmet kardeş, vasıta AĞMAN’ın arabası.
İl dışındaki arkadaşlara, vakıf şubelerine ziyaretler yapılacak. İlk sırada yine AĞMAN var…
Ahmet Kardeş! Hizmetlerde, fedakârlıkta, infakta, diğergamlıkta, dostlukta, kardeşlikte, ahde vefada, ihlâs ve samimiyette ve birçok ahlak-ı hamide de hep bizden önde; en önde idin.
Bütün çalışmalarında, hizmetlerinde müşahhaslaşan bu güzel hasletlerini gıpta ile izler, sana benzemeye, seni taklit etmeye; güçsüz, cılız adımlarımızla sana yetişmeye çalışırdık.
Bilmiyorum senin çoğu zaman tek başına yaptığın bu ağır, meşakkatli, yorucu ve fedakârlık isteyen işlere kaçımız omuz verecek. Şuna da inanıyoruz ki; bu yol bereketli, bu yol şerefli.  Rahmetli Hocamızın vefatının ardından da benzeri pek çok konunun-sorunun cevaplarını aradık da; Rabbimiz hep elimizden tuttu bizlere yardım etti. Hizmetler hep artarak, büyüyerek devam etti. Elhamdülillah. Rabbimizin lütuf,  in’am ve ihsanı, yardımı bizlerle. Hocamızın himmeti ve duası hala aramızda. Siz ve sizden önce Rahmet-i Rahmana gönderdiğimiz kardeşlerimizin gayretli, bereketli çalışmaları yolumuza ışık tutmaya devam edecek; çalışmalarımız artarak bereketlenecektir.
Ne mutlu bu yolun yolcularına.
Hizmet, hizmet diye koştururken rabbine mülaki olanlara.
Ak bir alınla, Allah’ın dinine hizmete adanmış, vakfedilmiş bir güzel ömrün sahibi olarak göçüp gidenlere.
Rahmetli hocamızdan sonra kardeşlerimiz hayatı hep senin gibi anlamlandırıp senin gibi yaşayarak göçmek istediler bu dünyadan.
Hayatına, eserlerine, hizmetlerine hayran çok büyük bir yokluğuna ağlamakta bugün.
Yolun açık olsun güzel insan.
Yolun açık olsun can dost, aziz kardeş.
Sen gittin benim de yarı parçam sanki seninle gitti. Öksüz kaldım. Bir ben miyim öksüz ve yetim kalan?…
Geride bıraktığın tüm sevenlerinle birlikte kurulmasına ve hizmetlerine ömrünü adadığın vakfımız -bir kez daha- yetim kaldı.
Program yaptığın Radyomuz, dinleyicileriyle beraber yetim kaldı.
Salı, Çarşamba, Perşembe Sohbetlerin yetim kaldı.
Gittiğin, gezdiğin gördüğün yerler, iller yetim kaldı.
Diğer il-ilçe ve kasabalardaki dostların yetim kaldı.
Yardım için koşuşturduğun tarlalar, köylüler, çarşılar, esnaf kardeşlerin yetim kaldı.
Görev başında iken bırakıp gittiğin M. Emin Günel Ortaokulundaki öğrencilerin, meslektaşların yetim kaldı. Onlardan bir kısmını evinde ağıt yakarken, mezarına toprak atarken gördüm. Ağlıyorlardı.
Evinin önünde yetim kaldı araban, onu şimdi kim koşturacak Allah yolunda.
Çarşamba oturumundaki kardeşlerini yetim bıraktın.
Aylık Vakıf Toplantılarına katılan kardeşlerin yanıyor senin için.
Yetim kaldı kandil gecesi programları,
Yetim kaldı Mesireler.
Sensiz yapılacak bundan sonra Aşure Ziyafetleri.
Yolun açık, bahtın açık olsun Genel Başkanım. Aziz Dostum. Can Kardeşim.
Seni seven herkes yetim kaldı bizim camiada en çok da ben…
Kabrin Nur olsun. Rabbim seni Cennetlerinde Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) ve Rahmetli Hocamızla komşu eylesin. Tüm sevdiklerin de -rahmetli hocamızın ifadesi ile- cemian yanında bulunsun inşallah.
Aziz hatıran bizlerle birlikte hep yaşayacak kardeşim. Hayırla anılacak, Fatihalar ve Yasinlerle yâd edileceksin.
Hayatın ve hizmetlerin bizlere, vakfımız gençliğine örnek olacak hep.
Bu satırları yazarken birisi bana: “Bir gün senin de yazını yazarlar” dedi. “Kim yazacak, ne yazacak bilmem ki, yazılacak neyimiz var? Hangi hatıramız keleme almaya değer?” dedim hıçkırıklarla.
Rabbimden niyazım dünyadaki birlikteliğimizin ahirette de devam etmesi. Ama biz hangi yüzümüzle, hangi amelimizle, hangi hizmetimizle ahirette sana yoldaş olabileceğiz ki…
Ama Sevgililer Sevgilisi: “Kişi sevdiği ile beraberdir.” buyurmuyor mu?
Bu Kutlu Müjdeye nail olabilmek ümidi, Rabbimin sonsuz af, mağfiret, rahmet ve bereketine gark olman dualarımla…
Nur içinde yat Aziz Kardeşim…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.