Bu Böyledir & Rüzgarlı Pazar / Mustafa Kutlu

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucuları! Bu ay sizlerle Dergâh Yayınlarından çıkan Mustafa KUTLU’nun kaleme aldığı Bu Böyledir ve Rüzgârlı Pazar isimli hikâye kitaplarını inceleyeceğiz.
Mustafa KUTLU’yu hikâyeci olarak tanırız. Erzincan doğumludur. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunudur. Uzun yıllar dergi yöneticiliği yapmıştır. Dergâh yayınlarında uzun yıllar görev yapmıştır. Belli bir süre de öğretmenlik yapmıştır. Dergâh yayınlarından çıkan otuzun üzerinde hikâye kitabı vardır.
Bu Böyledir hikâye kitabını 1987 yılında yayınlamıştır. Kitapta Lunapark metaforu içinde bir çekirdek ailenin başından geçenler anlatılıyor. Yazar, ülkemizdeki sosyal değişimi eleştirirken bir yandan da insanın dünya hayatındaki temel varoluş meselesine vurgu yapıyor. Yazarın üslubuna aşina olmayanlar kitabı okurken yazar ne demek istiyor sorusunu kendine sık sık sorabilir. Yazarın her bir karakter üzerinden bizlere bir mesaj verdiğini bilmemiz gerekiyor.
Yorgancı Hafız’da geleneklerine ve dinine bağlı, değişimlerden etkilenmeyen, değerlerini muhafaza etmeye çalışan bir karaktere vurgu yapıyor.
Rafet dayı ise modern yaşama ayak uydurmaya çalışırken kendi değerlerinden yavaş yavaş tavizler veren, iş hayatının yoğunluğu içerisinde ibadetlerini araya sıkıştırmaya çalışan, iş hayatına verdiği önem artarken dini hayatına verdiği önem o oranda azalan ve bu durumdan da üzülen ve bu durumdayken de iş yerinde son nefesini veren bir karakteri yansıtıyor.
Üzerinde en çok durulan Süleyman ise Yorgancı Hafız’ın yanında yetişmiş, bankada çalışmaya başlayan, dolayısıyla iki arada bir derede kalan bir karakteri yansıtıyor ki lunaparkta yaşadığı metafor da tam bunu anlatıyor bizlere.
Rüzgârlı Pazar kitabın ise halk hikâyesinden masala doğru yürüyen bir özellik taşımakta. Bu kitap için “Bir kent masalı” tabiri kullanılsa yerinde olur. Mustafa Kutlu bu uzun hikâyesinde esas itibarı ile “yoksulluk” temasını işliyor.
Sevginin, dayanışmanın, merhametin destansı hikâyesini sunuyor. Duran Demir isimli bir çocuğun üzerinden Anadolu insanının büyükşehir macerasını, taşı toprağı altın rüyasıyla çıkılan yolculuğun sonunda insanımızın elinde, verdiklerinin karşılığında ancak bir avuç toprak kaldığını okuyoruz.
Rüzgârlı Pazar’da bir üst geçit ve çevresinde kurulan pazarda onlarca farklı tip bir araya gelmiş ve her birinin dünyası da birbirinden farklı. Yazarımız her bir karakter üzerinde de ayrı ayrı duruyor. Cümlelerin arasına farklı türkülerden alınmış bazen iki mısraya bazen de bir dörtlüğe yer verilerek anlatım zenginleştiriliyor.