Bizim Dünyamız / Durun Kalabalıklar

Bizim Dünyamız / Durun Kalabalıklar

Güneşin üzerimize doğduğu her gün, rızık arama meşgalemiz ile devam ediyoruz. Hayatına genelde böyle devam eden büyük bir kalabalığız. Evden çıktıktan itibaren bunun farkında da oluyoruz. Trafikte, metroda, otobüste, iş yerinde… Sel gibi akıyoruz bir yerlere. Tuttuğumuz takım şampiyon olduğunda ya da siyasilerin mitinglerinde de böyleyiz. Bedava dağıtılan her ne varsa orada, indirim yapan avmlerin önünde ve mahalle aralarındaki kahvehanelerde de. Kalabalığız!

Üstadın şiirinde olduğu gibi seslensek bir “Durun kalabalıklar…”, desek. Ve bu kalabalığı durdursak. (Ah zaten bu kalabalığı bir durdurabilsek, bu kadar kolay olsa, söylenecek, anlatacak çok şey var ama biz şimdi kolayca durdurduğumuzu varsayalım) “Nereye gidiyorsunuz?” diye bir soru sorsak. 

Hiç şüphesiz herkesin gittiği bir yer var. Bu soru cevapsız da kalmayacak. Ama doğru cevabı kim verecek? Nereye gittiğinin bile farkında olmayan ama gitmeye devam eden, akıbetinin ne olacağını merak bile etmeyen bu soruya da (her şeyde olduğu gibi) dünyalık cevap veren bu kalabalık mı?

Durun abiler, durun. Bu gidiş nereye? Hem de kalabalık halde. Bu hız ve hırs neyin nesi? Bu kalabalıkları kim yönetiyor?

Gelin bu halimiz Mümin kimliğimizle uyuşan bir kalabalık olsun. Hatta bu duruma “kalabalık” demek doğru olmaz. Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de buyurduğu “Ey mü’minler! Hepiniz birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeyin.” (Al-i İmran, 103) ayetini muhatap alıp “birlik” olalım. Kuru kalabalık değil, kaliteli ve birlikte hareket eden Müslüman çoklar olalım. Allah’ın ipine sarılalım. Nefsimizin, medyanın ya da siyasilerin peşinden değil, ezan-ı muhammedi ile camilerimizin saflarını dolduralım. Zalime ve zulme karşı olmak için birleşelim. Gazze’nin hatırına dargınlıkları bırakıp İslam çatısı altında toplanalım ve yalnız Allah(c.c.)’tan korkalım.

Kirlettiğinin Farkında Mısın?

Fıkıh kitaplarımız suların hükmüyle, yani temizlikle başlar. İnsanın onuruna ve kişiliğine en çok yakışan niteliklerin başında gelir temizlik. Dinimiz İslam, her daim hem maddi hem de manevi kirlerden arınmayı tavsiye etmiştir. Bu konuda Peygamber Efendimiz aleyhisselam “Temizlik imanın yarısıdır.” buyurmuşlardır.

Ne var ki halk olarak temizlik konusunu bencilce algılama yanlışlığı yapıyoruz. Bu hayatı birlikte paylaşıyoruz. Kirletmek, kirlilik yapmak diğer tüm insanlara kötülük yapmaktır. Doğaya çöp atmakta kirletmektir. Özgürlük safsatası altında, giyinmeyi unutup sokağa çıkmak da, ahlaksızlık yapmak da kirliliktir. Kimsenin kimse adına bir fayda sağlayamayacağı bir gün nedeniyle, kimsenin kimseye haksızlık ve vurdumduymazlık yapma hakkı da yoktur. Bu sokakları, caddeleri bu dünyayı kirletmeyin! Kirlenmekte, kirletmekte hiç güzel değildir. Peygamberimiz aleyhisselam “Allah güzeldir, güzel olanı sever; temizdir, temizliği sever; kerem sahibidir; cömertliği sever.”  buyurmuşlardır.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.