Kapak – Bir Konuş İstersen

Bizi yoktan var eden, sayısız nimetlerle rızıklandıran, imanı sevdiren, küfrü, fıskı ve isyanı kerih gösteren, Recep ve Şaban’ı mübarek kılan ve bizi Ramazan’a kavuşturan Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun.
Rabbimiz, biz kullarını çeşitli vesilelerle imtihan eder. Bu imtihanlar neticesinde bazen kazanır bazen kaybederiz. Kaybettiğimiz imtihanların bize getirisi günahlardır. Günahların affedilmesi için tövbe eder, Allah’tan mağfiret dileriz. Kulluğumuzun aczi içerisinde istiğfar ederiz. Bütün bunları belli günlere denk getirirsek affedilme olasılığımız artar. Yüce Rabbimiz bizlere affetme katsayısı yüksek günleri belirterek fırsatlar verir.
Haram aylardan olan Recep ayı bu fırsatların verildiği aylardan biridir. Allah’a yönelip kulluğumuzu muhasebe edebileceğimiz, rabbimizle iletişimimizi, ona olan itaatimizi gözden geçirebileceğimiz müstesna zamanlardandır. Bize düşen, bu fırsatları iyi değerlendirip Rabbimizin rızasını kazanmaktır.
İnsanlar birbiriyle iletişim kurmak için mektup yazar, mail atar, mesaj atar, telefonla arar, görüntülü arar, yüz yüze konuşur. Neticede duygularını, düşüncelerini, haberlerini paylaşırlar. Kul da Rabbiyle irtibatı sağlamalı, bağını koparmamalı ki kulluğunun farkına varabilsin. Peki, kulun Rabbiyle olan iletişimi nasıl olur, bunu bir gözden geçirelim.
- Evvela imanı dil ile ikrar, kalp ile tasdik, vücut ile tatbik edecek.
- Günde beş vakit, Allah’ın huzurunda olduğu bilinciyle namazlarını eda edecek.
- Önceki ümmetlere de farz olan orucunu midesiyle birlikte tüm azalarına tutturacak.
- Bollukta ve darlıkta zekatını, sadakasını, infakını ihmal etmeyecek.
- İmkanı olduğunda Beytullah’a gidip ibadetlerini yerine getirecek.
- Rabbinin kelamını daima okuma, anlama ve yaşama gayretinde olacak.
- Hangi şart ve durumda olursa olsun ellerini açıp alemlerin Rabbine dua ederek yardım isteyecek.
- Her daim zikir ve tefekkür halinde olup gaflete kapılmayacak.
- Mazlumun yanında, zalimin karşında saf tutacak.
- Helallerle yetinip haramlardan uzak duracak.
- Gönlünde her daim i‘lâ-yı kelimetullah mefkuresini taşıyacak.
- İnsanlara karşı yıkıcı değil, yapıcı davranışlar içinde bulunacak.
- Her türlü sınanmalarda daima sabrı kuşanacak.
- Peygamberimizin ahlaki erdemlerini idrak ederek hayatına idame edecek.
- Kendiyle ilgili konularda affedici, davayla ilgili meselelerde tavizsiz olacak.
- Elinden ve dilinden diğer Müslümanlar emin olacak.
Bütün bunları yapan bir Müslümanın rabbiyle irtibatı kuvvetli olur. Başına gelenlerin Allah tarafından geldiğini bilerek olanlara sabreder. Mutlak itaatinin sorumluluklarını yerine getirir. İman eden kullar, Allah ve Resulünden gelen emirlere kayıtsız kalamaz. Mümin, Allah ve Peygamberine itaat eden, Kur’an ve Sünnette yer alan emir ve yasaklara, öğüt ve tavsiyelere uyan insandır. Mümin, Kur’ân ve Sünnete ne kadar uygun hareket edebilirse o nispette kamil mümin olur. İşittik ve itaat ettik diyenlerden olur. İşittik ve isyan ettik diyenlerden olmaz. Daima kulluğunun gerekliliklerini yerine getirmeye gayret eder.
Böylelikle kul, Allah ile irtibatını sağlam tutarsa itaatini yerine getirmiş olur. Dünyanın sıkıntıları, nefis ve şeytanın vesveseleri, kötü insanların telkin ve tehditleri karşısında Allah’a sığınır, O’ndan yardım ister ve O’nun rızası doğrultusunda hayatını sürdürür.