BAŞYAZI – Nureddin Soyak – Hizmetin Kıymeti
Allah rızası için hizmet edenler, Allah’ın nimetlerine kavuşurlar. Hizmet nimettir. Hizmetleri külfet görenler, her türlü nimetten mahrum kalırlar. Dünyevi hesaplarla hizmet edenlerin, tüm emekleri zayi olur. Ya bizzat kendisi hizmet edecek ya da imkânları hizmet verecek.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize: “Sadakanın hangisi efdaldir?” diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: “Allah yolunda bir köleyi hizmete koymak” (Tirmizi).
“İşte onlar, Rableri tarafından gösterilmiş doğru yol üzeredirler ve onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Lokman, 5)
Kul için en büyük nimet Rabbinin gösterdiği yol üzerinde olabilmektir. Bu yola ulaştığında da o yolda olmaya bütün gayreti ile çalışmak gerekir. Çünkü Rabbin yoluna ulaşmak, o yolda sürekliliği garanti etmez. Rabbin yolunda daim ve kaim olabilmek için sürekli gayret göstermelidir. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin örnek alınmadığı bir hayat, hayat değildir. Kurtuluşun yolu o yüce Resulün örnekliğinden geçer.
“Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için nimetleri bol cennetler vardır.” (Lokman, 8)
İmanın gereği, güzel davranışlarda bulunmaktır. Samimi iman, sahibini güzel davranışlara sevk eder. Salih amelleri, güzel davranışları ve hizmetleri, hayatın yegâne gayesi haline getirenler için ilahi ve nebevi müjdeler çoktur. Kul için cennet en büyük müjdelerdendir.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu ki:
“Bir kul salih amel işlerken araya bir hastalık veya sefer girerek ameline mani olsa, Allah ona sıhhati yerinde ve mukim iken yapmakta olduğu salih amelin sevabını aynen yazar.” (Buhari).
Kul gücü ve imkânları dâhilinde, kulluğa ve hizmete yönelmelidir. İmkânsızlıklar nedeni ile bunları yerine getiremediğinde Rabbi ecrini ona hiç eksiltmeden vermeye devam etmektedir. Rabbimize ne kadar hamd etsek az, kullarına kulluğu ne kadar kolaylaştırmıştır. Kul imanının ve salih amellerinin devamı için Rabbinden yardım dilemelidir. Bu nimetleri kendisine bahşettiği için şükretmelidir.
“Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki Allah hiçbir şeye muhtaç değildir. Önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur.” (Lokman, 12-14).
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu ki: “Halka teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmez.” (Tirmizi).
Hizmet ehli mümin, Rabbi başta olmak üzere kendisine hizmet imkânı sunanlara da yüksünmek yerine teşekkür etmelidir.
“Lokman: Yavrucuğum! Yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa yine de Allah onu getirir.” (Lokman, 16).
Hizmetlerin önündeki en büyük engellerden biri de gösteriştir. Mümin, bu hastalıktan azami derecede nefsini muhafaza etmelidir. Aksi halde bütün emekleri zayi olur. Sen hizmetini Allah için yapıyorsan varsın kimsenin haberi olmasın. Emeklerim zayi olur diye korkma. İnsanlar bilse de bilmese de hiçbir amelinin boşa gitmeyeceğini bil, insanların bilmemesi senin için daha hayırlıdır.
“Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.” (Lokman, 17).
Hizmet ehli mümin, çevresindeki olaylara bigâne kalamaz. Hele hele yanlışlara asla. İnsanlar kırılır, üzülür diye veya onlardan korkup çekinerek onların yanlışlarını söylemeyenler onlara iyilik etmiş olmadığı gibi, Rablerine de karşı gelmiş olurlar.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz şöyle buyurmuştur: “İçlerinde kötülük işlenen bir cemiyet, bu kötülükleri bertaraf edecek güçte olduğu halde, seyirci kalır, müdahale etmezse, Allah’ın hepsini saran umumi bir bela göndermesi yakındır.” (Tirmizi; İbn Mace).
“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez. Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt. Unutma ki seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman, 18).
Hizmet ehli mümin, hizmetlerde ne kadar başarılı olursa olsun, ne kadar çok hizmet ederse etsin, ne kadar fedakârane çalışırsa çalışsın, Rabbinin kendine bahşettikleri yanında hizmetlerinin hiçbir şey olmadığını anlar, böbürlenip kibirlenmez.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz: “Size cehennem ehlini haber vereyim mi? “Bunlar kaba, cimri ve kibirli kimselerdir.” (Buhari; Müslim; Tirmizi) buyurmuştur.
“İyi davranışlar içinde kendini bütünüyle Allah’a veren kimse, gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır.” (Lokman, 22).
Hizmetler, nafile ibadetlerden daha faziletlidir. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizle sefere çıkan ashabdan bir kısmı oruçlu iken bir kısmı oruç tutmuyordu. Mola yerinde oruçlular yığılıp kaldılar. Oruç tutmayanlar kalkıp, çadırları kurdular, hayvanları suladılar, yemekleri pişirdiler. Bunun üzerine, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz: “Bugün sevabı oruç tutmayanlar kazandı.” buyurdu (Buhari; Müslim).
“Ey İnsanlar! Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.” (Lokman, 33).