BAŞYAZI-Hayattan Daha Güçlüsün

İmanımız kâmil, amellerimiz salih, ahlakımız hamide, niyetlerimiz halisse hayat çok kolaydır. Hayatta sorumluluklarımızla ilgili her engeli aşarız.
Rabbimiz; “Bu Allah’ın inananların yardımcısı olması, inkâr edenlerin ise hiçbir yardımcısı bulunmamasından dolayıdır.” (Muhammed/11) buyurmaktadır.
Hayatın şifrelerini hayatın sahibi olan Allah vermiştir. Hayatı o şifrelerle çözebilir, hayatı o şifrelerle anlamlandırabilirsek hayat kolaylaşır, aksi halde hayatın dolambaçlı yollarında kaybolur gideriz. Bu neden böyle? Bu böyle olmamalıydı? Bunlar benim başıma neden geldi? Benim başımdan bela ve musibetler eksik olmuyor? Ben bu ihanetleri hak etmiyorum ve benzeri ifadeler tehlikeli şikâyetlerdir. Şakilik şikâyetle başlar. Mümin şikâyeti bırakıp şükretmeye bakmalıdır.”Beterin beteri var.” diyerek kendini teselli ne güzel bir ruh halidir.
Rabbimiz; “Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki kere belaya çarptırılıp imtihan ediliyorlar. Sonra ne tövbe ederler, ne de ibret alırlar.” (Tevbe/126) buyurmaktadır.
Kaçımız günde kırk kere tekrar ettirilen şu tek bir ayetin farkındayız. Farkında olmamak, farkında olup gereğini yerine getirmemek bizleri kurtarır mı?
Rabbimiz; “(Allah’ım!) yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” (Fatiha/5) buyurmaktadır.
Ben bu sözümün arkasındayım diyebilen kaç Müslüman çıkabilir? O zaman Müslümanlar olarak tekrar tekrar kendimizi hesaba çekmek zorundayız. “Ben ne yapıyorum? İmanın neresindeyim? İbadetlerin neresindeyim? Ahlakın neresindeyim? Kısaca Rabbime kulluğun neresindeyim?” deyip gereğini yapmalıdır.
Acziyet edebiyatı yaparak hem kendimizi hem de başkalarını aldatmayalım. Allah’ın emir ve yasaklarını güç yetirilemez emir ve yasaklar olarak gören bedbahtlardan olmayalım.
Rabbimiz; “Hiçbir kimseye gücünün üstünde bir yük ve sorumluluk teklif edilmez.” (Bakara/233)
“Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.” (Bakara/286)
“Biz hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz” (Müminun/62) buyurmaktadır.
Yaşadığı hayatta insanın sorumluluklarını yerine getirme hususunda güç yetiremeyeceği hiçbir şey yoktur. Çünkü insan gücünü yaratanından almaktadır. İnsan imtihan gereği sınanıp denenmek için önüne konan bütün engelleri aşabilir. Bu engeller, iradesi ile aşabileceği engellerdir. Aşamayacağı engel önüne konulmaz üzerine yüklenmez.
Peki, neden bazı ferdi, ailevi ve toplumsal engelleri aşamayız da bu bize çok zor ve çok ağır gelir? Öldüm, bittim, mahvoldum, takatim kalmadı feryatları yaparız?
Bazen nefis bazen şeytan keser yolumuzu, bizleri oyalar durur, menzili maksudumuza ulaştırmamak için. Bütün dert ve sıkıntılar beni bulur der, yığılır kalırız. Dertleri, sıkıntıları, bela ve musibetleri gözümüzde büyüttükçe büyütürüz.
Rabbimiz; “Nefsin arzusuna uyma, yoksa seni Allah’ın yolundan saptırır.” (Sad/26) buyurmaktadır.
Bazen eş ve çocuk, akraba engellerine takılır kalırız. Bazen de dost, arkadaş, komşu engelleri bizi oyalar. İhanetler, iftiralar, yalan dolanlar elimizi kolumuzu bağlar. Hâlbuki bunlar fani hayatın gerçekleridir. Bunlar yoldaki engellerdir. Yürümeyi bilirsek tüm engeller aşarız.
Rabbimiz; “Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır.” (Tegabun/15) buyurmaktadır.
Kul, hayatın bir deneme yeri olduğunu unutur da kendisi hayatı ve hayatı kendine bahşeden Rabbini denemeye kalkarsa kaybeder.
Rabbimiz; “And olsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara/155) buyurmaktadır.
İnsan hayattan güçlüdür. Çünkü yardımcısı âlemlerin Hâkimi olan Allah’tır. İnsanın iradesini aşan şeylerde yapacağı bir şey yoktur. Ecele müdahale edemez fakat sağlıklı yaşamaya gayret edebilir. Bazı hastalıklara mani olamaz fakat hastalandığında tedavi olabilir. Herkes zengin olamaz fakat herkes rızkını temin edebilir. Herkes makam mevki sahibi olamaz fakat herkes bir iş güç sahibi olabilir. Herkes dünya güzeli olamaz fakat güzel ahlak sayesinde dünya güzellerinden daha güzel olur. Herkes iri yarı, babayiğit olamaz fakat imanıyla devler yanında cüce kalır. Taksime rıza şarttır. Taksimi yapan âlemlerin Rabbi olan Allah’tır. Allah’ına güven, üzerine düşeni yap.
Rabbimiz; “Bilmez misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.” (Bakara/107)
“Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller vardır.” (Casiye/13)
“O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızları da O’nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir.” (Nahl/12)
“O, taze et yemeniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarmanız için denizi sizin hizmetinize verendir.” (Nahl/14)
“Biz, o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir. Bir kısmını da yerler.” (Yasin/72) buyurmaktadır.
Rabbimiz hayatı her şeyiyle insanın hizmetine vermiştir. Hayatın şifrelerini çözemeyen insan hayatın hizmetine girmektedir. Bineğini yüklenen insana aklıselim demek mümkün olur mu? İnsan, hizmetine verilenin hizmetine girmekle bineğini yüklenmiş olmaktadır. İnsana hayatı taşıma gücü verilmemiştir. Hayatı yüklenen insanın oflayıp puflama, şikâyet etme hakkı yoktur. Hayatı çekilmez hale getiren kendisidir. Hayat; bineğindir, ondan meşru şekilde faydalan.