Başlarken

Başlarken

Eğitim Bir Beka Meselesidir

Her eylemde yeniden dirilme enerjisiyle dolu heyecanlı gençlik dergimiz Genç Adam, 42. üçlüğüyle huzurlarınızda. Mevsimlik aralıklarla yani üç ayda bir yayınlandığımız için her sayımızı, basketbolda en büyük sayı değerinden ilhamla birer üçlüğe benzetiyoruz.

Ağustos sayımızın konusu “eğitim” çünkü bir sonraki ay yani Eylül demek Türkiye’de okulların açılması, yeni eğitim yılının başlaması demek. “Eğitim bir beka meselesidir” desek itirazlarla karşılaşacağımıza ihtimal vermiyoruz.

Bu ülkede herkes diyebileceğimiz kadar geniş ve kalabalık kesimler uzun süredir farklı tonlarda da olsa eğitimden bir şekilde şikâyetçi ama bu memnuniyetsizlik konuyu bir çözüme kavuşturabilmiş değil. Çünkü mevzu kronik bir hal aldı. Tartışmaları bitirmek zor ama azaltmak da bir çabadır gayesiyle yapılan her yeni atama ve dokunuş, meseleye yeni tartışma alanları ekleyebiliyor.

Neden mi? Türkiye Türkiye’den büyüktür bakış açısıyla değerlendirirsek eğitim işi Anadolu sınırlarını aşan, dışarı tabir edilen dünyanın mensuplarının da hakkında plan, program, proje geliştirdiği hayat-memat meselesi diyebileceğimiz bir kıymet konumunda.

Horozu çok olan yerin sabahı geç olur derler. Eğitim camiamızda biraz da bu yüzden bir türlü arzulanan sabah olmuyor, beklenen güneş doğmuyor.

Geniş bir kapak dosyasıyla konuya eğilerek zikredilen eğitim gündemleri hakkında inceleme yazıları hazırladık.

Prof. Dr. Rüştü Yeşil, eğitimin amaç mı yoksa araç mı olduğu soruları üzerinde durarak hepimiz için cevaplar aradı.

Ömer Faruk Özcan, atanmış öğretmen ile adanmış öğretmen arasındaki farklara değinerek hassas bir noktanın anlaşılmasına katkıda bulunmaya çalıştı.

M. Selçuk Özdoğan, merhum Zeki Soyak hocamızın “Eğitim Rehberi” kitabı hakkında bir tanıtım yazısı hazırladı.

Muhammed Başer, eğitim söz konusu olduğunda Enderûn Gönüllüleri’nin aklına ilk gelen tabirlerden biri olan “Oksijen Çadırı” söylemini anlaşılır kılmaya gayret etti.

İbrahim Çiftçi, eğitim tarihinin güzide ve fedakâr kurumlarından biri olarak dikkat çeken “Mefkûreci Öğretmenler Derneği”ni (MEFDER) anarak teşkilatın hedeflerinden bahsetti.

Metin Başbuğ, Peygamberimizin aleyhisselam en bariz ve önemli vasıflarından biri olan “ümmîlik” kavramını kaleme aldı. Eğitimi konu edinip de okuma-yazma bilmezlik hakkında bir şeyler söylemeye çalışmak önemli ama zor olsa gerek değil mi?

Furkan Bozkuş, eğitilen bir nesil diyerek andığı sahabe-i kiram’ı işaret etti. Ramazan Öncül, kasıtlı ellerde eğitimin nasıl kitle imha silahına dönüşebileceği üzerinde durdu. Muhammed İsmail Arık, eğitim ve yuva kelimelerini yan yana getirerek hangi manaları taşıdıklarına kafa yordu.

Kasım ayında, yeni sayımızda yine dolu dolu bir gündem ve yazılarla yeniden görüşebilmek ümidiyle.

Allah’a emanet olun.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.