Nisan 2016 Nureddin SOYAK A- A+
A- A+

Mutlu Edemeyen Mutlu Olamaz

Rabbimiz mükemmel şekilde yaratığı insanı, mükemmel şekilde yarattığı cennetine yerleştirdi. İnsan, iradesini ilahi rızaya muhalif kullandığı için cennetten kovuldu. Rabbimiz, onların tevbelerini kabul buyurdu ve onları affetti. Onlara vahyetti, vahye tabi olmaları şartıyla layık oldukları yere geri dönecekleri vaadinde bulundu. İnsan, şeytanın değil, Rabbinin vaadine kulak vermelidir.

Rabbimiz buyurdu ki; “Şeytan onlara vaadde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor.” (Nisa, 120)

“İman edip salih amel işleyenleri de ebedi olarak kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah, gerçek bir vaadde bulunmuştur. Kimdir sözü Allah’ınkinden daha doğru olan?” (Nisa, 122)

İnsan, cüzi iradesine teslim edilmiş mükemmel bir varlıktır. İradesini vahyin denetimine veren kurtulur. Şeytanın ve nefsinin denetimine veren helak olur. Dünya ve ahiret mutluluğunu veya mutsuzluğunu seçen, kişinin kendisidir. Vahyin nuruyla aydınlanan insan gerçek mutluluğun nerede olduğunu anlar ve ona göre tercihini yapar. Vahyin nurundan nasibi olmayan ise mutluluğu yanlış yerlerde arar ve bir ömür boyu da bulamaz. Mutluluk yaratıcının, iman, ibadet, ahlak ve muamelat hükümlerine tabi olmaktan geçer.

“İman edip iyi işler yapanlara mutluluk ve müjde var, güzel bir gelecek var.” (Rad, 29)

Tek başına mutlu olunamaz. Fertler mutlu olmalı ki aile mutlu olsun. Aileler mutlu olmalı ki komşular, akrabalar, köy, şehir, ülke, dünya mutlu olsun. Âdemoğullarının mutsuzluğunun temelinde ferdiyetçi, bencil bir mutluluk anlayışı yatmaktadır. İnsanların çoğu sadece kendi mutluluğu için gayret etmektedir. Tek başına mutluluk mümkün değildir.

Mutluluğun kaynağı, sevmek ve sevilmektir. Sevmeyen ve sevilmeyende hayır yoktur. İnsan varlık âlemine sevgiyle bakabilirse güzellikleri görür. Nefretle bakınca da kötülükleri görür. İman, insana sevgiyle bakmayı ve güzellikleri görmeyi öğretir. Allah’sız mutluluk olamaz. Allah bizimle beraberdir. Biz de Allah’la beraber olmayı öğrenebilirsek mutluluğa kavuşuruz.

Allah, şöyle demişti: “Sizinle beraberim. And olsun eğer namazı kılar, zekâtı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, Allah’a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve and olsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım.” (Maide, 12)

“Oysa sonraki hayat daha mutlu, daha kalıcıdır.” (A’lâ, 17)

“Mutluluğa erdirilenlere gelince, onlar cennettedirler.” (Hud, 108)

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu ki; “Bahtiyar kişi, fitneden kaçınan kimse ile belalarla karşılaşınca sabreden kimsedir. Ne mutlu ona!” (Ebu Davud)

Gariplik insanların hoşuna gitmez. İnsanlardan uzak olduğu halde Allah’a yakın olmanın hazzını alanlar, itilseler de hor ve hakir görülseler de yalnız kalsalar da garip olsalar da mutludurlar.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu ki; “İslam garip olarak başladı, tekrar başladığı gibi garip hale dönecektir. Gariplere ne mutlu!” (Müslim-Tirmizi)

İnsanı en mutlu eden şey hakiki imandır. İmanın mutlu edemediği insanı hiçbir şey mutlu edemez. Rabbimiz çalışıp gayret edenin rızkına kefildir. Bugün insanları en çok mutsuz eden şey rızık endişesidir. Hâlbuki rızık endişesi rızkı artırmaz. Huzuru azaltır. Mutluluğu azaltır.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu ki; “İslam hidayeti nasip edilen, yeterli miktarda maişeti olup buna kanaat edene ne mutlu.” (Tirmizi)

Mutlu olmayı bilmeyen, mutlu edemez. Öncelikle insan mutlu olmayı bilecek. Mutlu edemeyen de mutlu olamaz.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu ki; “İki haslet vardır, bunlar kimde bulunursa Allah onu şükredici ve sabrediciler arasına kaydeder: Dinde kendinden üstün olana bakıp ona uymak. Dünyalıkta kendinden aşağı olana bakıp Allah’ın kendine vermiş olduğu üstünlüğe hamd etmek. İşte böyle olan kimseyi Allah şükredici ve sabredici olarak yazar. Kim de dinde kendinden aşağıda olana bakar, dünyalıkta da kendinden üstün olana bakar ve elde edemediğine üzülürse Allah onu şükredici ve sabredici olarak yazmaz.” (Tirmizi)

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz mutluluğun temel ilkelerini ümmetine haber vermiştir. Mutlu olmak isteyen şükretmeli ve sabretmelidir. Sabretmeyi ve şükretmeyi bilemeyenler mutlu olamaz. Dinde değil de dünyada yarışanlar mutlu olamazlar. Din, hayırlı işlerde yarıştırıp mutlu ederken, dünya ise hayırsız işlerde yarıştırıp mutsuz eder. Mutluluk öncelikle gönül dünyasında gerçekleşmelidir. Mutluluğu sadece maddeye bağlayanlar, sadece madde ile mutlu olacağını düşünenler büyük hüsrana uğrarlar. Mü’min, gerçek mutluluğa ahirette ulaşacağını bildiği için fani hayattan beklentilerini ona göre belirler. Kendisine yetenle yetinir.

“Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir.” (Vakıa, 27)

Ahiret mutluluğu da sadece manevi zevklerden ibaret değildir. Orada maddi zevkler de vardır. Yiyecekler, içecekler, giyecekler, güzellikler, sevgiler, muhabbetler… Neler neler.

“Onlar için saklı inciler gibi iri gözlü huriler de vardır; işledikleri amellere karşılık bir mükâfat olarak.” (Vakıa, 22-24)

“Biz onları yepyeni bir yaratılışla yarattık. Onları ahiret mutluluğuna erenler için hep bir yaşta, eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.” (Vakıa, 35-38)

Rabbimiz, sevgiyi ahiret mutluluğuna erenler için bir nimet ve bir mükâfat olarak bahşetmiştir. Dünyada mutlu olamayanlar ahirette nasıl mutlu olsun? Mutlu olmayan baba, nasıl eş ve çocuklarını mutlu edebilir? Mutlu olmayan anne, nasıl eş ve çocuklarını mutlu edebilir? Mutlu olamayan çocukların bulunduğu aile mutlu olabilir mi?

Mutluluğun olmazsa olmaz şatlarının başında sevgi gelir. “Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler.” (Maide, 54)

Kötülükler ve günahlar mutsuzluğun kaynağıdır. “Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!” (Vakıa, 9)

Dünyada iman nimeti ile mutlu olanlar, ahirette cennet nimetleri ile mutlu olurlar. Dünyada mutlu olamayan ahirette de mutlu olamaz. Mutluluk iyilerin hakkıdır.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Nisan 2016

Sayı: 49