Temmuz 2024 Kadriye YILDIRIM A- A+
A- A+

 İsar

İsar Arapça bir kelime olup sözlükte 'bir nesneyi ihtiyar eylemek, tercih etmek, seçmek , yeğlemek, bir şeyi digerinden üstün tutmak, öne geçirmek, ikramda bulunmak, malını cömertçe vermek gibi anlamlara gelir.

İsar kelimesinin terim olarak anlamını Seyyid Serif Circâni  "Yarar sağlama ve zararı def etme hususunda insanin başkasını kendisinden önde tutmasıdır ki bu, kardeşlikte son noktadır." şeklinde

tarif etmiştir. Buna göre isâr bir fedakârlıktır. Isâr, "Başkalarının hak ve menfaatlerini kendi hak ve menfaatlerinden önde tutmaktır.

Isâr, terim olarak Haşr Suresinin 9'ncu ayetinde kullanılmakta olup anlamı şöyledir:

"Onlardan önce Medine’yi yurt edinmiş olup da iman gönüllerine  yerleştiren kimseler, hicret edip kendilerine gelen müminleri sever-ler. Onlara verilenlerden dolayı  gönüllerinde bir kıskançlık duymazlar, çekememezlik hissetmezler. Aksine kendileri zaruret içerisinde bulunsalar bile onlar kendilerine tercih ederler  kendilerinden önde tutarlar.

Kim böyle nefsinin hırs ve cimriliğinden korunursa, iste kurtuluşa

erenler  onlardır." (Hasr, 59/9)

Hasr Suresinin dokuzuncu  ayetinde sözü edilen daha önce  Medine’yi yurt edinmiş olanlardan maksat Ensar' dir. Ibn Kesîr' in de belirttiği gibi bu ayette Yüce Rabbimiz Ensarı  övüyor, onların faziletlerini, şereflerini,cömertliklerini, kıskanç olmadıklarını, muhtaç olmalarına rağmen kardeşlerini  kendilerine tercih ettiklerini belirtiyor. Ensar, Arapça bir kelime olup anlamı; yardımcılar, yardim edenler demektir. Medineli Müslümanlara, Mekke den yurtlarına hicret eden Hz. Peygamber ve ashabını evlerine alıp barındırdıkları ve her türlü yardimi yaptıkları için bu isim verilmiştir.

Medine ye daha önce yerleşmiş olan bu kimseler, daha sonra Mekke’den yurtlarına  hicret eden Hz. Peygamber ve ashabına kucaklarını açmışlar, onları bağırlara basmışlar, onların her türlü yardımlarına koş-muşlar, bu uğurda üstün fedakârlık sergilemişler, kardeşlik ve dostluğun

en güzel örneklerini vermişler, hatta mallarına ortak yapmışlardır. Onlara karşı  gönüllerinde hiçbir kıskançlık, çekememezlik  duymamışlar, kıskançlık şöyle dursun, yeme içme  ve diğer hususlarda onları hep kendilerine tercih etmişler, kendilerinden önde tutmuşlardır. Yüce Rabbimiz de bütün

insanlar okusunlar da örnek alsınlar, ibret alsınlar diye, onların bu güzel

tutum ve davranışlarını mukaddes kitabımız  Kur'an-ı  Kerim'de ebedileştirmiştir.

Enes b. Malik diyor ki: "Resulullah (s.a.v.) Medine ye gelince  muhacirler yanına gelip şöyle  dediler: “Ey Allah’ın Resulü, biz, gelip yanlarına yerleştiğimiz bu kavimden, çok olan malından daha çok harcayan ve az olan malından daha güzel yardim eden bir topluluk görmedik. Bunlar bizim masraflarımızı üstlendiler. Kolayca elde ettikleri mallara bizi ortak ettiler. Öyle ki bizler, onların, bütün sevapları tek başlarına alacaklarından korkar olduk."Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.): "Hayır, siz onlar hayırla andığınız ve onlar için Allaha dua ettiginiz müddetçe mutlaka size de ecir ve sevap verilir."   buyurdu.

İslamiyet  cemiyetin birlik ve beraberliğine çok önem verir. Müslümanların birbirlerine kenetlenmiş sağlam bir bina gibi olmalarını ister.Müslümanlardan meydana gelen toplumu bir vücut ve o toplumun fertlerini  de o vücudun muhtelif organları gibi görür. Vücudun herhangi bir yerinde meydana gelen elem ve ızdıraba diğer organlar nasil ilgisiz kalamazsa, bunun gibi cemiyet de kendisini meydana getiren fertlerin dert, ızdırap ve sıkıntılarına ilgisiz kalamaz. Nitekim Peygamber efendimiz "Her kim müslümanların derdini kendine dert edinmezse onlardan  degildir"  buyurmuştur.

Zenginlerin fakirleri gözetmeleri, onların yardımına koşmaları cemiyette

zenginlerle fakirlerin kaynaşmasını saglar. Zenginin fakiri sömürmeye kalkışmasının ve fakirin de zenginin malına göz dikmesini önler.   

 

Kaynakça : Kur'an'da İsar Kavramı

Durak Pusmaz  

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Temmuz 2024

Sayı: 82