HUCURAT SURESİ
Ocak 2022 Türkan UÇAR A- A+
A- A+

HUCURAT SURESİ

Allah’ın rahmeti, mağfireti, yardımı ve desteği siz saygıdeğer okuyucularımızın ve tüm müminlerin üzerine olsun. Bu sayımızda ele alacağımız suremiz, Hucurat Suresidir. Rabbim suremizi muradına uygun anlamayı, yaşamayı, bu doğrular istikametinde güzel örnekler olmayı nasip etsin. Suremizin kelime anlamı; odalar demektir. Hucurât sûresi, Tahrîm sûresinden önce ve Mücâdele suresinden sonra Medine'de, 9. hicret yılında nazil olmuştur.

  1. Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla... 1. Ey iman edenler! Allah ve Resulünün önüne geçmeyiniz, Allah'a itaatsizlikten sakınınız! Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir. Suremizin birinci ayeti böyle bir uyarı ile başlamıştır. uyarı hangi konudadır? Sözde veya davranışta Hz. Peygamber'in önüne geçerek veya onun sözünü kese­rek edebe aykırı davrananlar konusundadır. Hitap kıyamete kadar baki olduğuna göre bu hitabın muhatapları arasında bizler de varız demektir. Resulullah’ın önüne nasıl geçilir? O’nun sünneti olan Kuran’ı anlayış ve yaşayış şekline ters düşerek, hal ve hareketlerimizin peygamber efendimizin davranışlarıyla ayrı düşmesi ve O’nu sevdiğimizi söyleyerek eylemlerimizde yalanlamak… Allah ve Resulü’nün önüne geçmek, Kuran ve sünnete göre nasıl hareket etmeliyim sorusunu hayatımızdan çıkararak olur. Mümin olarak bize düşen tavır şu değil midir? Yaptıklarıma Rabbim ne der? Onay mı verir, yasaklar mı, uyarır mı? Rabbim benim bu hal ve tavırlarımdan razı mı? Değil mi? Nefsani hareket ettiğim her şey benim imtihan konum olacak. Rabbimin kitabına uymayıp kendi kitabıma göre hareket ettiğim her davranış benim sonumu hazırlayan hususlar olacak. İman etmek, Allah ne buyuruyor. Resululah bu konuda nasıl hareket etmiş diye düşünüp kitap ve sünneti seniyyeye göre davranmaktır.1.ayetin sonu şu cümleyle biter: “Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir” Siz, Allah yokmuş gibi davrananlar bu zannınızdan vaz geçin. Yazıcılar yazıyor; Allah görüyor bilinci ile hareket edin. Hesap var, terazi var, ödül var, ceza var…

Râzî'nin, sûrenin ana konularıyla ilgili olarak yaptığı sistematik açıklama il­gi çekicidir: Bu sûrede müminler, güzel ahlâk kurallarına yönlendirilmektedir. Ri­ayet edilmesi gereken edep ve ahlâk kuralları ya Allah ya Resulü yahut da başka­larıyla ilgilidir. Başkaları ya iman, ibadet ve güzel ahlâk yolunu tutanlardır yahut yoldan sapanlardır (fâsıklardır). Doğru yolda olanlar da ya bir arada bulunurlar ve­ya ayrı yerlerde. Böylece ahlâk ve davranış bakımından müminin karşısında beş farklı muhatap vardır. Sûrenin 1.2.6.11 ve 12. âyetlerine "Ey iman edenler" di­ye başlanmış ve her birinde yukarıda sıralanan muhataplardan biriyle ilgili ahlâk, edep ve davranış kurallarına yer verilmiştir.(1)

1. Ey iman edenler! Allah ve Resulünün önüne geçmeyiniz, Allah'a itaatsizlikten sakınınız! Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir.

2. Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinden fazla çıkarmayınız, birbirinize bağırdığınız gibi ona bağırma­yınız; sonra farkında olmadan amelleriniz boşa gider.

6. Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığını­za pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırınız.

11. “Ey İnananlar! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın, belki de onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da başka kadınları alaya almasınlar, belki de onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın; birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın; inandıktan sonra yoldan çıkmış olmak ne kötü bir addır. Tevbe etmeyenler, işte onlar zalimlerdir.”

12. Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakınınız; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayınız, birbirinizin gıybetini yapmayınız; her­hangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bak bundan tik­sindiniz! Allah'a itaatsizlikten de sakınınız. Allah tövbeleri çokça kabul et­mektedir, rahmeti sonsuzdur.

Yukardaki beş ayet üzerine söylenecek ve yazılacak o kadar husus var ki, hangi ayeti ele alırsak alalım Allah’ın yardımı olmadan hiçbir şey yazıp anlayamayız.1.ayet üzerinde durmuştuk.

2.ayete gelince ey iman iddiasında bulunanlar, seslerinizi Peygamber'in sesinden fazla çıkarmayınız, taşıyalım bu ayeti nasıl davranırsak sesimiz peygamber efendimizin sesinden fazla çıkar? Herhangi bir konuda karar vermemiz gerekiyor, o kararı verirken aklım, duygularım, sezilerim böyle davranmamı mı ön görüyor diyeceksiniz yoksa Allah ve Resulü bilir mi diyeceksiniz/diyeceğiz. Bu sorunun cevabı bizim imanımızı onaylayacak veya yalanlayacak. Bizim sürekli dua ederek Allah’tan yardım dilememiz gerekiyor. Yoksa şeytan bizi öyle bir doldurur ki ne yapacağımızı bilemez her gelen rüzgârla savrulur gideriz. Allahüm mahfazna…

6.ayete geldiğimiz zaman fasığın biri, yoldan çıkmışın biri size haber getirirse araştırmadan hareket etmeyin, bilmeden bir topluma zarar verirsiniz de dönüşü olmayan bir hata yaparsınız. Ne çok yara aldık, bu ayete uygun yaşamadığımız için, ne çok kul hakkına girdik, ne çok insanın arasının açılmasına neden olduk, ne çok suizan besledik/hüsnü zanna inat, ne çok kardeşin arası açıldı açılmaya devam ediyor, haber getiren kişiden o kadar emin miyiz ki hemen duygu ve davranışlarımıza etki etmesine izin veriyoruz, insan kaybetme lüksümüz mü var ki bu hallerdeyiz… Bazı soruların cevabı can yakar, canımızı yakar…

11.ayette ise, insan onurunu zedeleyen bir konuya yer verilir. Alay etmek, kompleks kaynaklıdır. Zaafiyetleri olan insanlar bu yönlerini gizlemek, örtmek gayesiyle böyle bir yola baş vururlar. Aslında onların dertleri kendileri iledir. Kendilerine söz geçiremedikleri için başkalarını aşağılarlar. Acınacak hallerini böyle şifalandırmaya çalışırlar… Kötü lakap da eleştirilir. İnsan, Allah için değerlidir, bu değeri düşürmeye çalışan her kişi ve hareketin karşısındadır rabbimiz… Kendimizi kınayıp durmak ve hatalarımız için dönüş yolları bulmamak da kınanır ayetimizde. Hatasını bilen, gören, anlayan kişiye düşen güzel bir tövbedir. İşte tüm bu yanlış tutumlardan dönmemeyi rabbimiz şöyle ifade ediyor: inandıktan sonra yoldan çıkmış olmak ne kötü bir addır…

12.ayette ise şu konular işlenir: Zannın çoğunun Allah katında bir yeri ve değeri yok. Günah olan zanlar bizim güzel amellerimizi yer bitirir, hayır adına bir şey bırakmaz. Kardeşinin gizliliklerine neden müdahil olmak istiyorsun, gayen/hedefin ne? Gizlisini öğrenmek sana ne sağlayacak? Kardeşlerim bir iş yapacağımız zaman kendimize şu soruyu soralım. Bu işi yapmam dünya ve ahiretime nasıl etki edecek, artısı ve eksisi ne olacak? Lüzumsuz işlerden ve sözlerden kaçmamız bizi Allah’ın izniyle birre götürecek. Kardeşinin etini yeme isteği ne üst seviyede… Canhıraş uğraşıyoruz daha çok ölü eti yiyelim diye.  Affı merhameti olmasa bizler ne yaparız, kime sığınırız? İtaatsizliğin adıdır gıybet, hastalıktır gıybet, bencillik, ahiret yurdunu akıldan çıkarıştır gıybet….Ahiret dönüş yurdudur rabbimize ve gerçek yurdumuza.. Dünyada tövbe ederek rabbine yönelmeyenin hakkı yoktur orda… Hakkı, bitmeyen bir pişmanlık ve azaptır…

Suremizin son ayetleri şu şekildedir: Onlar İslâm'a girdikleri için sana minnet edi­yorlar. De ki: Müslümanlığınızı benim başıma kakma­yın. Eğer doğru kimselerseniz bilâkis sizi imana erdir­diği için Allah size minnet eder.

Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah yaptıklarınızı görendir.

Bu suremizin maddi ve manevi hastalıklarımıza şifa olması umudu ve niyetiyle….

 

Kaynak:                                                                                                            

1- Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sabrettin Gümüş, Kur’an Yolu:V/39-40.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Ocak 2022

Sayı: 72