Gazzeli Akademisyen Nour Alhila İle Röportaj
“Eğer Niyetinizde Samimi İseniz…”
1-Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
İsmim Nour Alhila. Gazzeliyim. İSAM'da tahkik biriminde ve İbn Haldun Üniversitesi’nde görev yapıyorum. İlk, orta ve lise eğitimimi Gazze’de, Han Yunus’ta tamamladım. Gazze İslam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldum. Ardından Gazze İslam Üniversitesi'nde akademik asistanlık yaptım. Yüksek lisansımı Gazze’de Hadis Ana Bilim Dalı’nda “Tahkiku Tercemetü’l-Bulkini” adlı tezi hazırlayarak tamamladım. Doktora eğitimimi ise İstanbul Üniversitesi Hadis Ana Bilim Dalı’nda “Hadis Lafizlarinin Tesbiti: Sahîhu'l-Buhârî Örneği” adlı tezimi sunarak tamamladım. Şu anda İstanbul'da yaşıyorum, ailem ise Gazze'de.
2-Gazze’de büyümek nasıl? Bize sürecinizi ve hislerinizi anlatır mısınız?
Gazze’de çocukluk diye bir şey yaşamıyoruz, bir yetişkin gibi büyüyoruz. Filistin davasını omuzluyor, nereye gidersek gidelim Mescid-i Aksa’yı gözümüzün önünde görüyoruz. Bombaların sesi altında, şehit cenazeleri arasında büyüdük. Gazze’ye uygulanan acımasız abluka gölgesinde yetiştik. Oyun oynayacak alanlarımız yoktu, buna rağmen hayatı sevebildiğimiz kadar sevdik. Bizim için sabah vakti, yeni bir günün azim ve enerjiyle başlaması demektir. Günümüz sabah namazıyla başlar, ardından saat yedide başlayan derslerimize gitmek için okula doğru yola koyuluruz. İlmin, zalim düşmana karşı en güçlü silahımız olduğunu öğrendik ve ona sıkı sıkıya sarıldık. İlmi sevdik ve onunla düşmanımızın karşısında yükseldik.
3- Bir seneyi geçti, İsrail’in zulmü ve vahşeti bitmedi. Biliyoruz ki bu 1 sene değil aslında çok daha uzun bir zulüm süreciydi. Ancak bu sefer en şiddetlisiyle karşı karşıyayız. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gazze’de Siyonist işgal ordusunun başlattığı soykırımın üzerinden bir yıl geçti. Bu soykırımda on binlerce şehit verdik, yüz binden fazla kişi yaralandı. İşgalci Siyonist güçler, okul, hastane ya da üniversite ayırt etmeden her şeyi bombaladı, yaktı. Hastanelerdeki hastaları yaktı, okullardaki mültecileri bombaladı. Gazze halkının cesetleri, dünyanın gözleri önünde her yere dağıldı. Gazze’nin büyük bir kısmı, evleri bombalandıktan sonra yaz sıcağı ve kış soğuğu arasında çadırda yaşamak zorunda kaldı. İşgal güçleri, yoğun bir şekilde sivil yerleşim bölgelerini hedef aldı. Birçok ceset, çıkartacak makineler olmadığı için enkaz altında kaldı ve zamanla çürüyüp yok oldu. Gazze’nin birçok evladı ve kadını esir alındı ve türlü işkencelere maruz kaldılar. Gazze halkı aç bırakıldı, su ve elektrikten mahrum edildi. Öğrenciler eğitim haklarından yoksun bırakıldılar, soğukkanlılıkla öldürülenlerin haricinde.
4- Son olarak Türk halkına ne söylemek istersiniz? Filistin için neler yapılabilir?
Filistin davası sadece Filistinlilerin ya da Gazze halkının davası değildir. Gazze halkı, ümmet adına bedeller öderken yalnız bırakılmıştır. Hepimiz, Gazze halkının Türkiye’ye olan sevgisini ve Türkiye’den beklentilerini biliriz. Türk kardeşlerime diyorum ki: Gazze’deki kardeşlerinize destek olmak konusunda büyük bir sorumluluğunuz var, elinizden gelen her şeyi yapmanız gerekir. Bu dava sizin davanızdır, bu ülke sizin ülkenizdir, tıpkı bizim ülkemiz olduğu gibi. Nitekim Filistin, Osmanlı Devleti’nin kalbi konumundaydı.
Bu soykırımın üzerinden bir yıl geçtikten sonra artık "Gazze için ne yapabiliriz?" sorusunu sormaktan ziyade, sahada harekete geçme zamanı gelmiştir. Eğer Gazze’ye yardım etme niyetinizde samimi iseniz, Gazze’ye ve ardından Kudüs’e giden yolu Allah size açacaktır. Gerek maddi gerekse manevi olarak Gazze için yapılabilecek birçok şey var. Gazze’ye olan sevgisini dürüstçe gösteren Türk halkından, halka yönelik bilinçlendirici faaliyetler, yürüyüşler ve harekete geçme noktasında beklentilerimiz var. Ayrıca Türk akademik dünyasında yer alan akademisyenlerin, Gazze davasını, bu tür olaylar karşısında bir akademisyenin sorumluluğunu yerine getirerek sahiplenmelerini bekliyoruz. Onların ellerinde yetişen bir neslin, ümmetin davasını omuzlayan bir nesil olmasını arzu ediyoruz.
Türk öğrenci kardeşlerimize gelince, tarihte de gördüğümüz gibi öğrencilerin çok büyük bir rolü var. Bu noktada büyük bir sorumluluğunuz var, Gazze’deki kardeşleriniz, eğitimlerinden iki yıl üst üste mahrum bırakıldı. Filistin davası, defterlerinizde, kalemlerinizde ve öğrenci kulüplerinizde her zaman yer almalıdır. Herkes bulunduğu konuma göre ne yapabileceğini gözden geçirebilir, zira kardeşleriniz ümmetin onur ve izzeti, Mescid-i Aksa ve Peygamber Efendimizin emaneti için ağır bedeller ödüyorlar.
Allah Nour Alhila’dan, bu ümmetin neferlerinden,
Aksa’nın görünen ve görünmeyen tüm muhafızlarından razı olsun.
Katından bir rahmet indirsin, felaha kavuştursun.