Acılar Normalleşir Mi?
Gazze'de 7 Ekim'de başlayan katliam ve soykırımın üzerinden tam bir yıl geçti. Günlerce gözümüz yaşlı, kalbimizde derin bir hüzün, dilimizde dua ile Gazze'de olup bitenleri takip ettik. Normal, sağlıklı, içinde merhamet kırıntısı olan hiçbir insanın kabul etmeyeceği, edemeyeceği tüm zamanların en vahşi katliamlarını şaşkınlıkla izledik. En korkunç filmlerde bile göremeyeceğimiz parçalanmış bedenleri, minicik, el, ayak uzuvları izledik. Ağladık, üzüldük, ah ettik, vah ettik.
Ediyoruz da ne oluyor? Söyleyeyim hiç bir şey!. Gâvur gâvurluğunu yapmaya devam ediyor. Artık Gazze'den gelen parçalanmış cesetleri, annelerin feryatlarını izleyemiyorum. Bıraktım haber izlemeyi de vahşet görüntülerini de. Neden mi? Kendimde fark ettim ki vahşet ve katliam görüntülerini her gün izlemek vahşeti normalleştiriyor. Paramparça cesetleri görmek ilk aylardaki gibi kalbimi yakmıyor, uykularımı kaçırmıyor. Anladım ki, her yeni vahşet videosu İsrail soykırımını sıradanlaştırıyor, normalleştiriyor. Gazzeliler'in şehit olmalarından daha korkunç bir durum duyarsızlaşmak, bu zulme alışmak değil mi? Allah'ın mülkünde zulmeden zalimlere seyirci kalmak bu çok korkunç geliyor bana. Zaman zaman eş, dost ile konu komşu ile bir araya geldiğimizde, söz dönüp dolaşıp Gazze'ye geldiğinde. "Bizde üzülüyoruz ama elden ne gelir?" Diyorlar. "Boykot" diyorum. "Aman bizim aldığımız deterjanla mı duracak İsrail?" diyor. "Başka ürün kullanamıyorum, kokusunu seviyorum, kampanya var, fiyatı çok uygun" diyor. Çevremde gözlemlediğim de artık Gazze katliamları pek gündemimizde yok. (Gazze için çalışan dert edinenleri tenzih ederim.) İşimizde, gücümüzde, keyfimizdeyiz. Zalimler kendi davaları için her türlü çabayı gösterirken, bizlerde en basitinden boykotu yapabiliriz. Boykot ürünlerinin muadili bir çok yerli ürünümüz olduğunu da bu vesile ile öğrenmiş olduk. Rahmetli Kadir Mısıroğlu'nun Yahudileri anlattığı 3 sohbet videosu var YouTube kanalında izlemenizi tavsiye ederim. O, sohbetlerinde Yahudi Siyonistlerin para için neler yapabildiklerini, en büyük zaafının para olduğundan detaylıca bahsediyor. Tüm dünyaca malum oldu ki, dev şirketleri ile, teknoloji ile endüstriyel ürünleri ile, medyası ile Siyonistlerce kuşatılmışız. Onlarca holokost filmleri ile yüz yıldır toplumları uyutmuşlar. Her saha da çalışıp, güç devşirmişler. Gazze'de gerçekleştirdikleri katliamlar tüm dünyanın gözünü açtı. Malcolm X'in dediği gibi “Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter.” Gazze her yerin işgal altında olduğunu gösterdi. "Nice az topluluk çok topluluğa Allah'ın izniyle üstün gelmiştir, Allah sabredenlerle beraberdir"
Bakara Suresi 249.Ayet Rabbimizin buyruğu gereği ümitsiz değiliz. İsrail ve yandaşları yenilmez değil.
Bebek katili terörist İsrail'in bu zulüm sonunu getirecek İnşallah. Doğum belgesi çıkmadan, ölüm belgesi çıkan bebelerin, binlerce çocuk, kadın, masumların şehit kanlarında boğulacak .
Büyüklerin dediği gibi, zulümle abad olan olmamış Bu zulüm elbet bitecek bir gün. Temennimiz duamız böyle.
Rabbim vicdan sahibi iyi insanların sayısını artırsın.
Dünyanın her yerinden dini, ırkı fark etmeksizin vicdanın ortak sesi olarak İsrail soykırımını protesto eden, Filistin için meydanlara çıkan milyonlarca insanın protestoları, Diplomatik ilişkilerde Filistin'i devlet olarak tanıyan devlet sayısının artması. Türkiye tarafından her uluslararası platformda Filistin'in gündemde tutulması, İsrail'in yargılanması için verilen hukukî mücadele,
"Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim" diyen bir cumhurbaşkanımız, gördüğümüzden, bildiğimizden daha fazlasını yapan bir devletimiz var. Tabii bu süreçte "Bize ne Filistin'den" diyeni de gördük. "Onlarda topraklarını satmasaydı" diyen medyatikleri, "Hamas terör örgütü" diyen muhalefet partilileri de gördük. Bunun yanında Filistin'in yanındaymış gibi yapan ama Filistin'e hiç bir katkısı olmayan devleti itibarsızlaştırmaya çalısan pek çok manipülasyonlara da şahit olduk. Yeniden Refahlıların, Saadetgillerin, "Kürecik, Kürecik" diye algı yapanların, Dış İşleri Bakanlığı önünde Devletimizi protesto edip, İsrail ve ABD'ye hiç ses etmeyen İsrail ve yandaşlarını protesto etmesi gerekirken hedef şaşırtan ekran hocalarının, bilerek mi bilmeyerek mi devletimizi hedef gösterdiğini de gördük. Tüm algı operasyonlarına rağmen devletimiz bildiğimizden, gördüğümüzden çok Filistin davasına sahip çıkıyor. Siyonistlerce esir alınmış
8 milyar insanlığa Gazze direnişin dersini veriyor. Vatan nasıl beklenir? İmanlı, sabırlı, kanıyla, canıyla, kadını, erkeği, yaşlısı, genci, bebeleriyle direnmeye devam ediyor. Onlar kendi üzerine düşeni yaparken biz de dua ile, boykot ile elimizden gelen her ne var ise maddi ve manevi yardımlarımız ile Gazze'nin yanında olacağız zalimin karşısında olacağız. Devletimizin yanında olacağız. Allah Filistin'in, Gazze'nin, Doğu Türkistan'ın ve zulme maruz kalan tüm mazlumların yardımcısı olsun.