Kasım 2018 Ömer Faruk ÖZCAN A- A+ Sesli Dinle    |  
Sesli Dinle    A- A+

SOSYOLOJİK SİYER-İlahi Rahmetten En Önce İstifade Eden Annemiz: Hz. Hatice

Rahman ve Rahim olan Allah azze ve celle’nin kâinata ikramları sayılamayacak kadar fazla ve unutulamayacak kadar muhteşem güzellikler içeriyor. Saymaya kalktığınızda listenin kolay bitmeyeceği lütufların en önemlilerinden bir tanesi de bizzat rahmet sıfatıyla donatılmış önder ve örneklerin en güzeli Rasulullah aleyhisselam efendimizdir. Yeryüzünün manevi olarak en kurak dönemlerinden birini yaşadığı zamanda, ilk başlarda istifade edeni az olsa da kıyamete kadar yağacak bir rahmet yağmurudur peygamberimiz. Nur Dağı, Hira mağarasında “oku” ilahi emriyle başlayan vahyin ilk mü’minesi Hz. Hatice annemizdir.

Kadınların Öncüsü Ferasetin Zirvesi Hz Hatice Annemiz

On beş yıldır efendimiz aleyhisselam’la evli ve huzurun bizzat kaynağı olan annemiz, Rasulullah aleyhisselam’a sadece ilk iman eden kişi olarak destek vermekle kalmadı, her daim vaktini ve malını İslam’ın hizmetine adadı ve Resul-i Ekrem aleyhisselam’ın şu övgülerine mazhar oldu;

“Allah’a yemin ederim ki bana Hatîce’den daha hayırlı bir hanım verilmemiştir. İnsanlar beni inkâr ettiği zaman o bana iman etti. İnsanlar beni yalanladığı zaman o beni tasdik etti. İnsanlar beni mahrum ettiği zaman o bana malıyla sahip çıktı. Allah beni ondan, diğer hanımlara nasip olmayan çocuklarla rızıklandırdı.” (Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebir, XXIII, 13)

Rasulullah aleyhisselam’ın ilk hanımı olan Hz. Hatîce radiyallahu anhâ; asâleti, güzelliği, zekâsı, yumuşak huyluluğu ve serveti ile Kureyş kadınları arasında üstün bir durumda idi. Kendisini câhiliyye döneminde bile muhafaza etmiş, asil ve faziletli bir hanımefendi olan Hatîce validemiz, Rasulullah aleyhisselam ile evlendikten sonra tüm servetini İslâm’ın yayılması için harcayıp tüketmişti.

O, son Peygamber’in hanımı ve Rasulullah’a ilk iman eden hanım olma özelliğini ve şerefini taşıyordu. Ayrıca kaynaklarda Rasulullah efendimizin hanımları arasında, soy bakımından Peygamberimize en yakın olan hanımının Hz. Hatice olduğu belirtilmektedir. Hz. Hatice, Peygamberimizle evlenmeden evvel cahiliye döneminde iki evlilik yapmış ve bu evliliklerinden ikisi erkek, biri kız olmak üzere üç çocuğu olmuştur.

Hz. Peygamber ile Evliliği

Hatice validemiz, ticaretle uğraşan zengin bir hanımefendi idi ve işlerinin başına geçecek, güvenilir birine ihtiyacı vardı. Peygamberimiz aleyhisselam ise çevresinde dürüstlüğü ve güvenirliğiyle ün salmış bir genç idi. El-Emin lakaplı bu gençten haberdar olan Hz. Hatice, kölesi Meysere aracılığıyla Peygamberimize Şam ticaret kervanında çalışması için teklif gönderdi. Peygamberimiz aleyhisselam da bu teklifi hemen kabul etti. İşte o derin sevgi bağının ilk tohumları da bu iş anlaşmasından sonra atılmış oldu. Güvenilirliğinin yanında bir de çalışkanlığına şahit olan Hatice annemiz, 40 yaşındaydı efendimizle evlendiğinde. 25 yıllık evlilikleri süresince Peygamberimiz başka bir kadınla evlenmemiştir. Diğer evliliklerini Hz. Hatice vefat ettikten sonra yapmıştır.

Hz. Hatice’nin Fedakârlığı

Çok fedakâr ve alçak gönüllü olan Hatice validemiz, varlıklı bir hanım olmasına karşın evinin işini kendisi görür, hizmetçi kullanmazdı. Özellikle de eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını kendisi karşılardı. Şüphesiz isteseydi çok sayıda hizmetçisi olurdu. Fakat o sadeliği tercih etmiş ve kibirden uzak bir hayat sürmüştü.

Hz. Hatice’nin bu fedakârlığı yalnızca eşi ve çocuklarıyla sınırlı değildi. Rasulullah’ın aile efradına ve çevresine de ilgi ve alâka gösteriyordu. Peygamberimizin sütannesi Hz. Halime’yi düğünlerine davet ettiklerinde, Hz. Hatice, Halime’yi el üstünde tutmuş, ona ziyadesiyle alâka göstermişti. Hz. Hatice, kayınvalidesi konumunda bulunan Hz. Halime’ye çok sayıda dişi deve hediye etmişti. Kıtlık zamanında Halime radiyallahu anha, sütoğlu Rasulullah’a gelip sıkıntı çektiğini belirtince Hatice validemiz hemen kırk koyun ve bir binek devesi hediye ederek Hz. Halime’yi bu sıkıntılı durumdan kurtarmıştı.

Efendimiz aleyhisselam ile Hz. Hatice’nin aile hayatları, çok mutlu ve huzurlu bir şekilde geçmiştir. Her zaman birbirlerine karşı anlayışlı olmuş, desteklerini hiçbir zaman esirgememişlerdir. O zamanki ve günümüze kadar gelen tüm insanlara örnek bir aile olmuşlardır. Ahlâk, karakter ve hayata bakışları değerlendirildiğinde bu iki insandan birbirine daha münasip başka bir çift gösterilemez. İlişkilerinde asla bencilliğe yer yoktu, birbirlerini kendi nefislerine tercih etmişlerdi. İşte böyle olduğu için ortaya mükemmel bir evlilik çıkmış ve tüm insanlığa örnek olmuştur.

Efendimiz ile Hz. Hatice validemizin bu mübarek evliliğinden altı çocuğu olmuştur. İkisi erkek: Kâsım ve Abdullah; dördü ise kızdır: Rukiye, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Fâtımâ.

Vefatı

64 sene 6 ay yaşamış olan Hatîce validemiz, ölüm döşeğindeyken Rasulullah ve üç kızı, Zeyneb, Ümmü Gülsüm ve Fâtıma yatağının etrafında oturmuşlar, bu mübarek hanımefendiye son kez bakıyorlardı. Efendimiz aleyhisselam ise, ölüm ona biraz daha kolay olsun diye; Allah’ın cennette onun için hazırladığı nimetleri sayıyordu. Validemizin ise ağzından şu sözler dökülmüştür: “Allah’ım, sayamayacağım kadar övgüye layıksın! Allah’ım, senin huzurunda sana varmayı hoşnutsuzlukla karşılamam. Ancak ben, bana vereceğin nimetlere layık olabilmek için daha fazla fedakârlıkta bulunmayı istiyorum.”

Hz. Hatice’nin ölümünden sonra Peygamberimiz O’nu daima hayırla yâd etmiş, ne zaman bir kurban kesilse, merhum eşi Hatice’nin arkadaşlarını araştırır, bulur ve onlara et gönderirmiş. Hz. Aişe validemiz, bu durumdan rahatsızlığını şu sözlerle belirtir: “Neredeyse Rasulullah, Hatice’yi anmadan ve onu güzelce övmeden evinden çıkmazdı. Yine günlerden bir gün ondan bahsetti ve bu benim kıskançlık duygularıma dokundu. Dedim ki: ‘Allah sana o ihtiyar kadının yerine daha hayırlısını vermedi mi?’ Bunun üzerine Peygamber aleyhisselam öfkelendi ve şöyle cevap verdi: Hayır, Allah’a yemin ederim ki bana Hatice’den daha hayırlı bir hanım verilmiş değildir.”

Hz. Peygamber’den bir hadis rivayet eden Hatice validemiz; Ebû Talib’in ölümünden üç gün sonra, Hicret-i Nebeviye’den üç sene evvel, risaletin onuncu yılında Ramazan ayında vefat etmiştir. Efendimiz onu Hacun kabristanındaki kabrine kendi elleriyle yerleştirmiştir.

Kendisini görmeden çok sevdiğimiz annemizden çok şeyler öğrendik. İnsanlık, fedakârlığı ve samimiyeti ondan öğrenmeye devam edecektir. Salât ve Selam muhterem validemizin üzerime olsun.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr