Ekim 2021 Abdullah GÜLCEMAL A- A+
A- A+

LA HAVLE- Yüzümü Kıbleden Çevirme Benim

Rabbimiz buyuruyor ki:

“(Ey Muhammed!) Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) Elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle), Yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. (Bakara: 2/144)

“And olsun, sen kendilerine kitap verilenlere her türlü mûcizeyi getirsen de onlar yine senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. And olsun, eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, o takdirde sen de mutlaka zâlimlerden olursun.” (Bakara: 2/145)

Kıble terim olarak Müslümanların namazda yönelmeleri gereken istikameti, Kâbe’yi ifade eder.

Allah Rasûlü’nün (s.a.v.); Bu ümmetin firavunu, işte budur.” buyurduğu Ebû Cehil’in kocaman küflü kellesini, küçük ve zayıf cüssesi ile yüklenip Efendimizin huzuruna getiren Abdullah b. Mesud (r.a) diyor ki:

“-Öyle zaman gelecek, insanlar çok yüksek binalar yapacaklar, önemli bineklere sahip olacaklar, ama dinlerini ziyan edecekler. Sizin kıblenize doğru namaz kılacaklar, ama sizin dininiz üzere olmayacaklar.”

Demek bizim kıblemize doğru namaz kılacak, ama bizim dinimiz üzere olmayacaklar öyle mi? Aman Yâ Rab! Aman Yâ Rab! Ne büyük bir felâket!

Bütün bir ümmet coğrafyasında yaşanan sıkıntıların, çekilen acıların sebebi, bizim dinimiz üzere olmadıkları halde kıblemize doğru namaz kılanlar öyle mi? Oysa biz Kıblemize dönmeyenleri düşman biliyorduk şimdiye kadar. Bu gaflet uykusundan uyandır bizi Allah’ım.

Mü’minin kalbinin kıblesi Allah, bedeninin kıblesi Kâbe’dir. Yüzünü kalbinin kıblesinden çeviren de, bedeninin kıblesinden çeviren de hüsrana uğramaya mahkûmdur.

Allah’ım! Bizleri, ism-i âzâmın hürmetine, sevgili Habîbin hürmetine, indinde hürmete lâyık ne varsa onların hürmetine iman eden, sâlih ameller işleyen, hakkı ve sabrı tavsiye eden, kalbinin ve bedeninin kıblesinden yüz çevirmeyen kullarında eyle.

 

Rahman olan, Rahîm olan Allah’ım

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

Sen bilirsin, çoktur suçum, günâhım,

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

 

Sen benim Rabbimsin, ben Senin kulun.

Şüphesiz en güzel yol Senin yolun.

Esiri eyleme paranın pulun,

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

 

Batmayan güneşin doğduğu belde.

Nûrun karanlığı koğduğu belde.

Rahmetin durmadan yağdığı belde,

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

 

Muhabbetim Sana benim, hamdolsun.

Kâbe kıblem, İslâm dînim, hamdolsun.

Ehl-i küfre öfkem kinim, hamdolsun.

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

 

Şeytan yakın gösterirken uzağı,

Nefsim kurar çeşit çeşit tuzağı.

Biri iter, biri çeker kızağı,

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

 

Zaman olur, karlı dağ aşarım.

Zaman olur, düz yollarda şaşarım.

Takılırım, tökezlerim, düşerim.

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

 

Ağır-aksak sana doğru yürürken,

Ömrüm böyle kar misâli erirken.

Yardım eyle son nefesi verirken,

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

 

Nankör nefis devam eder tâlime,

Asla meyletmedim hiçbir zâlime.

Müştekî değilim, şükür hâlime.

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

 

İçim yanar, içsem su ile şerbet,

Bir mezar taşında bin tane ibret.

Âhiret sıladır, bu dünya gurbet.

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

 

Bir zaman düğümler atmışım dile.

Bırakmaz yakamı gam, keder, çile.

Yalvarırım Rabbim kabrimde bile

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

 

Hüküm Senin. Bilmem ne, nasıl, niçin?

Ersem idrâkine “hiçliğin” “hiç”in.

Habîbin Muhammed Mustafa (s.a.v.) için,

Yüzümü Kıble’den çevirme benim.

 

Bir arza bakarım, birde fezâya,

Vakti gelir kader döner kazâya..

Çıkmaya yüzüm yok rûz-i cezâ’ya,

Yüzümü kıbleden çevirme benim.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr