Mart 2024 Abdullah GÜLCEMAL A- A+
A- A+

LA HAVLE- Ramazan Ayının Farkında Olmak

“Yurduma milletime şeref geldi, şan geldi

Yaratana daha çok yalvaracak an geldi.

Gönüllerde rahatlık, ruhlarda bir yükseliş

En büyük terbiyeci, işte Ramazan geldi.”

H. Cengiz Alpay

 

Bizleri bu yıl da, hayat kitabımız Kur’an’ın indirildiği ay olan mübârek Ramazan ayına kavuşturan Allah’a hamd-ü senâlar, sevgili Habîbi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimize salât-ü selâm olsun.

Rabbimiz buyuruyor ki: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size da farz kılındı. Tâ ki (oruç tutarak) kötülüklerden sakınasınız.” (Bakara: 183)

“Ramazan ayı öyle bir aydır ki, Kur’an-ı Kerîm o ayda indirilmiştir. (O Kur’an ki) İnsanlara hidâyettir, doğru yolun ve Hak ile bâtılı ayırt eden hükümlerin nice açık delilleri vardır O’nda. Öyleyse sizden kim Ramazan hilâlini görür (bu aya erişir)se orucunu tutsun. Kim de hasta olur veya yolculukta bulunursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun (kaza etsin). Allah sizin için kolaylık diler, güçlük dilemez.” (Bakara: 185)

Rasûlulah’ın bir hutbesi: Selmân-ı Fârisî’nin anlattığına göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Şâban ayının son gününde ashabına şu hutbeyi îrad buyurdu: “Ey insanlar! Büyük ve mübârek bir ayın gölgesi başınıza düştü, rahmeti sizleri kuşattı. Bu ay öyle bir aydır ki, içinde, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi vardır. Allah Teâlâ bu ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde terâvih namazını kılmayı meşrû (nâfile) kılmıştır. Bu ayda bir hayır yapan, başka aylarda bir farz edâ etmiş gibi sevap kazanır. Bu ayda edâ edilen bir tek farza, başka aylarda edâ edilen yetmiş farzın sevâbını verir. Bu ay sabır ayıdır; sabrın karşılığı ise cennettir.

Bu ay, ihsân ve yardım ayıdır. Bu ay, mü’minin rızkının artırıldığı aydır. Bu ayda bir oruçluyu iftar ettirenin günâhları bağışlanır ve o kimse cehennem azabından kurtulur. Ayrıca iftar ettirdiği kimsenin sevâbı kadar sevâp kazanır, bununla beraber diğerinin sevâbından da bir şey eksilmez.”

Selmân-ı Fârisi diyor ki: Biz dedik ki: “Ey Allah’ın Rasûlü, bizler herhangi bir oruçluyu iftar ettirebilecek durumda değiliz.” Bunun üzerine Allah Rasûlü buyurdu ki: “Allah Teâlâ bu sevâbı bir yudum su ile bir içim süt ile bir tek hurma ile de olsa oruçluyu iftar ettirene verir. Allah Teâlâ bir oruçluyu doyuran mü’mini cennette benim havzımdan içirir. Ondan içen bir daha susamaz. Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur. Bu ayda emri altındakilerin yükünü hafifleten, onlara yumuşak davranan kimseyi Yüce Allah bağışlar ve onu cehennem azabından kurtarır.” (Tergîb ve Terhîb:2/94)

Âlemlerin Rabbi olan Allah, yarattığı her şeye ayrı bir hikmet, ayrı bir güzellik verdiği gibi; on bir ayın sultanı olarak her yıl bir önceki yıldan on gün önce gelen Ramazan ayına da öyle özellikler ve öyle güzellikler vermiş ki, bunları gereği gibi idrâk etmekten âciz kalıyoruz.

Bu ayda yapılan ibâdetler, hayır hasenatlar, sene boyunca yapılan ibâdetlerle, hayır hasenatlarla kıyaslanamayacak derecede üstünlük ve kudsiyet arz etmektedir. Ramazan öyle bir aydır ki, sene boyunca kaybettiğini bu bir ay içinde yeniden kazanma fırsatı bulabilir insan.

Her Ramazan yeni bir diriliş, bir yeniden var oluş, kendine dönüş fırsatı…

Bize ne oldu ki; başımıza gelen bunca musibete rağmen Ramazan ayında bile bir türlü kendimize dönemiyoruz?

Bize ne oldu ki; Ramazan ayında bile geçmişin muhasebesini, geleceğin plân ve hazırlığını yapamıyoruz?

Bize ne oldu ki; yılları, mevsimleri dolaşa dolaşa, zamanı yenileye yenileye gelen Ramazan ayı, ümmet olarak bize yakışmayan bazı huylarımızı değiştiremiyor.

Bize ne oldu ki; Ramazan ayında bile bize verilenlerden vermenin vakti, ekmeğin ve suyun hakkını sahibine verme vakti olduğunu unutuyoruz?

Filistinli, Gazzeli kardeşlerimiz biliyor, kendilerine verilenleri verme vaktinin geldiğini.

Kim bilir bu Ramazan ayında, imsakla iftar arasında kaç anne kucağında bebekleriyle, kim bilir iftarla imsak arasında kaç baba çocuklarının ellerinden tutarak âhirete gidip bizleri Allah’a şikâyet edecekler?

Onlar gerçek bayramlara kavuşmak için, onlar ebedi gülenlerden olmak için mahzun gidiyorlar.

Rabbim, bu Ramazan ayı hürmetine bizlere yeniden bir uyanış, basiret ve şuur ihsan eyle. Ümmet-i Muhammed olarak sevinebileceğimiz bayramlara kavuşmayı nasip eyle. Âmin. Âmin. Âmiiin!

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr