İLKADIM'DAN- Kur’an’daki Müslümanlar Nerede?

Kıymetli Okuyucu;

İlkadım dergimiz 434. kez huzurlarınızda.

Yaz ayları sona erdi, sonbahar geldi.

Eylül demek, okulların ve üniversitelerin açılması demek.

Yeni eğitim döneminin, adanmış eğitimciler sayesinde ülkemiz ve nesillerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyoruz.

Eylül sayımızın kapak konusuna gelirsek…

Dosyamız, asrısaadette Müslümanlarla Yahudiler arasındaki münasebetlerden seçilen başlıklardan oluşuyor.

Bunlar arasında; Uhud Gazvesi, Hendek Gazvesi, Yahudi cemaatlerinin Medine’den sürülme süreçleri, Hudeybiye Anlaşması ve Huneyn gibi konuyla doğrudan veya dolaylı alakası olan gündemler var.

Sinan Şahin, Uhud Gazvesi, sonuçları ve günümüze yansımaları hakkında yazdı.

Zekeriya Gültaş, Hendek Gazvesine giden süreci anlattığı yazısında o günlerden bugünlere dersler çıkarmaya çalıştı.

Arif Şanal, İslam tarihindeki kritik süreçlerden, dönüm ve imtihan noktalarından olan Hudeybiye Anlaşmasına değindi.

Mehmet Şentürk, Medine’de Müslümanlarla Yahudiler arasında yaşananlara eğildikten sonra Yahudi kabilelerin başına neler geldiğini nedenleriyle anlattı.

Salim Çelik, Huneyn Gazvesine odaklanarak bugünün Müslümanları için o zor günlerden yol azığı toplamaya çalıştı.

Köşe yazılarımızdan da bahsetmek gerekirse…

Nureddin Soyak imzalı başyazımızın levhası “Şeytanların Savaş Çığlıkları”.

M. Selçuk Özdoğan, İlkadım Kitaplığı’nda bu ay, M. Yaşar Kandemir’e ait Öğretmenlerimizle Başbaşa kitabını inceledi.

İbrahim Cücük, Dünya ve Ahiret Kurtuluş Sebebi Dört Şey başlığıyla serinin ikinci yazısını paylaştı.

İbrahim Çiftçi, muhalif olmakla ilgili düşünce ve tecrübeleri hakkında görüş sunmaya devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda seçtiği “Türkiye’de Muhalif Olmak, Muhaliflik Ne Kazandırır, Bana İktidar Yaramıyor” gibi çalışmalardan sonra bu ay ki yazısının başlığı “Muhalif Olmak Korunmakmış”.

Prof. Dr. Mustafa Ağırman, “Bize Bir Dâvût Lazım” yazısında “Bize bir Dâvût gönder yâ Rabbi” niyazında bulundu.

Yahudiler söz konusu olmuşken Abdurrahman Ateş’ten işittiğimiz üzücü tespiti hatırlamak kendimize çekidüzen vermemize aracı olabilir belki: “Yahudi, Kur’an’daki Yahudi. Müslümanlar, Kur’an’daki Müslümanlar mı?”

Yeni sayımızda tekrar görüşebilmek ümidiyle Allah’a emanet olun.