Şubat 2022 Mahmut AVEDER A- A+
A- A+

HADİS İKLİMİ- Efendimizin İbadet Hayatı

Muaz b. Cebel'den rivayet edildiğine göre, Rasulullah aleyhisselam O’nun elini tuttu ve şöyle buyurdu: "Ey Muaz! Sana her namazın ardından şu duayı söylemeyi terk etmemeni tavsiye ediyorum: 'Allah'ım, seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım et!" (Ebu Davud, Nesai)

İbadetleri kendisinden öğrendiğimiz ilk rehberdir Resul-i Ekrem aleyhisselam. O’nun gibi namaz kılmak, O’nun gibi oruç tutmak, O nasıl haccetmişse öyle haccetmek, nasıl Kur'an okumuşsa öyle Kur'an okumak, kısacası O’nun gibi ibadet etmek arzusu vardır her müminde. Asr-ı saadette bu arzuyu duyan sahabiler, Resul-i Ekrem'i ibadet ederken izlemekten yahut O’nun ibadet hayatını soruşturmaktan kendilerini alamazlardı. Zaten "Benim nasıl namaz kıldığımı gördüyseniz siz de öyle namaz kılın." "Hac ibadetinin gereklerini (beni izleyerek) öğrenin." buyuran bir peygamberin ümmeti, O’nun ibadet hayatına kayıtsız kalamazdı.

Resul-i Ekrem'in ibadet hayatında "gözümün nuru" dediği namazın özel bir yeri vardı. İnsanlara ilahi hakikatleri bildirmekle vazifelendirilmesinin akabinde, tıpkı diğer peygamberler gibi O da namaz kılmakla da emrolunmuştu.

Kulluk bilinci en yüksek düzeyde "insan" olan Allah Resulü'nün ibadet hayatında unutmak, yanılmak, güç yetirememek gibi insani haller de vardı. Bir savaş dönüşünde yorgunluk yüzünden ashabıyla birlikte uyuyakaldıkları için sabah namazına kalkamamış, bir defasında da namazda okuduğu ayetleri karıştırmıştı. Bir keresinde namaz rekâtlarının sayısında yanılmış, bir namaz esnasında da öksürüğe dayanamayıp kıraatini yarıda keserek rükûa gitmişti. O’nun ibadet hayatı, bütün bu insani halleriyle, uygulanabilir ve örnek alınabilir bir mahiyete sahipti. Bu yüzden O’nun peygamberlik sıfatına bakıp "O kim, biz kimiz!" diyerek ümitsizliğe kapılanlara, ibadet mantığını anlatarak kendisini örnek almalarının yeterli olacağını söylemişti. Bu konuda fakih sahabi Abdullah b. Mes'ud'un sözü çok anlamlıdır: "Sünnete göre hareket edip itidal üzere olmak, sünnet olmayan (bid'at) hususlarda çokça çaba göstermekten daha hayırlıdır.”

Hz. Peygamber'in, bütün ibadetleri esnasında elden bırakmadığı ana ilkeler vardı. Bunların başında ihlâs ve samimiyet geliyordu. Buna göre ibadetler sadece Yüce Allah için yapılır ve karşılığı O'ndan beklenir. İbadetlerini ifa ederken ''Allah'ı görüyormuşçasına" eda eden ihlâs sahibi kimseler için Peygamberimizin müjdesi pek büyüktür: "Kim Allah'a tam bir ihlâsla ve ortak koşmadan kulluk eder, namazını kılar ve zekâtını verirse bu dünyadan ayrılırken Allah'ın rızasını kazanmış olarak vefat eder.”

İhlâs, aynı zamanda sahibini derin bir huşu ve haşyet duygusuna sevk eder. Hz. Peygamber'i namaz kılarken gören Abdullah b. Şıhhir, O’nun huşuunu şöyle anlatmıştır: "Allah Resulü'nü aleyhisselam namaz kılarken gördüm. Ağlamaktan dolayı göğsünden değirmen sesi gibi bir hırıltı geliyordu." Bu durum bir başka rivayette şu şekilde ifade edilmektedir: "Allah Resulü namazdayken göğsünden kaynayan bir tencerenin fokurtusunu andıran bir ağlama sesi geliyordu." Namaz vesilesiyle Rabbinin huzuruna çıkmak, Allah Resulü'ne bütün kederlerini unutturuyordu. Belki de bu yüzden, sıkıntılı bir işle karşılaşınca namaz kılar, kalbini sıkıntı kapladığında da günde yüz defa istiğfar ederek Rabbinden bağışlanma dilerdi.

Allah Resulü, insanlara ibadetlerinde aşırılıktan sakınmalarını, itidal üzere olmalarını ve devamlılığı tavsiye eder, kendisi de ibadetlerini böyle eda ederdi. Ayrıca iki şey arasında seçim yapacağı zaman -günah olmadığı sürece- onlardan kolay olanını seçerdi. İnsanlara ibadetlerin azimet yönlerini öğrettiği gibi ruhsatlarını da öğretir, yolculuk ve hastalık gibi zaruret hallerinde bizzat kendisi de bu ruhsatlardan yararlanarak ibadetini hafif tutardı.

Günlük hayatın bitmek bilmeyen meşguliyetleri arasında, Yüce Allah'ın övgüsüne mazhar olmak için "ne ticaretin ne de alışverişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı erlerden" olmak isteyenler, Peygamberimizin her namazın sonunda okunmasını tavsiye ettiği şu duayı dillerinden eksik etmemeliler: "Allah'ım; seni zikretmek, sana şükretmek ve güzelce ibadet etmek için bana yardım et!"

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr