Ahmet Tevfik İleri (1912-1961)

1960 ihtilalinde, müebbet hapse mahkum olduğunda Kayseri hapishanesinden kerimesi Cahide Aksoy’a şu mektubu yazar: “ Yavrum Cahide ! elli sene yaşadım. Yirmi sekiz senedir Vasfiyemle dünyanın en mes’ud karı-koca hayatına nail oldum. Allah’a şükür dağ gibi üç evladım var. Şimdiye kadar seksen kazadan kurtuldum. Çoktan ölmüş olabilirdim. Demek ecelim gelmemiş… Allah bana aç kalmayacağımızı gösterdi. Bunun tadını tattırdı. Sizin yaşadığınız dünyadayım. Hasret kelimesini kullanmayın. Hasret değilim. Çünkü sizden uzak değilim ki hasret olayım. Maddenin ne kıymeti var, manen hep beraberiz.
Allah her şeyi görüyor ve biliyor… gerisi lafû gûzaf. Yapılacak tek şey tebessüm etmektir.
Size mal, mülk, servet bırakmadım. Yalnız size şerefli, namuslu bir ad bıraktım.
Hiçbir zaman başınızı yere baktırmadım. Bununla müteselliyim, siz de bununla iftihar edeceksiniz.” Mütevekkil hali ve ailesine düşkünlüğü dikkat çeken İleri;
50 yıllık ömrüne sayısız ve saygın hizmetler sığdırmış; övgüye layık bir hayat yaşamıştır.
Babası Hafız Celal Efendi, annesi Fatma Hanım’dır. Doğumdan birkaç yıl sonra İstanbul’a göçmüşler. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da Gelenbevî Ortaokulu’nda yaptıktan sonra İTÜ yüksek mühendislik okulunu bitirdi. Aynı yıl evlendi.
Öğrenciliğinin son yıllarında Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) başkanlığını yaptı. Talebeliğinden itibaren hareketli bir hayat sürmüştür. Türkçenin daha iyi ve yaygın kullanılması, yerli malına gerekli önemin verilmesi; İstiklal Marşı çalınırken ayağa kalkması, 16 Mart günleri Çanakkale Şehitlerinin anılması gibi mutad merasimler onun öncülüğünde başladı.
Görevleri ve Hizmetleri
Mezuniyetine müteakiben, Erzurum karayolları mühendisliği, daha sonra Çanakkale Karayolları mühendisliği, ardından Samsun bayındırlık müdürlüğü yaptı. Samsun Karayolları 7. bölgenin ilk müdürü oldu.
1950 seçimlerinde Demokrat Parti (DP) milletvekili olarak TBMM’ye girdi. 9. 10. ve 11. dönem Samsun milletvekilliği yapan İleri, meclise girişinin hemen ardından; sırasıyla Ulaştırma, Milli Eğitim, Devlet Bakanlığının yanı sıra Başbakan yardımcılığı ve Bayındırlık Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur. Bir dönem de TBMM başkanvekilliği yapmıştır.
Gerçekleştirdiği icraatlarının bazıları şunlardır:
1- Din derslerini ilköğretim programlarına koydu.
2- Ortaöğretimde seçmeli ders olarak koydu.
3- İmam Hatiplerin açılmasını sağladı.
4- İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsünü kurdu.
5- Köy Enstitülerini yeniden düzenleyerek öğretmen okullarıyla birleştirdi.
6- Atatürk ve Ortadoğu Teknik üniversitelerinin açılışını gerçekleştirdi.
7- İlk boğaz köprüsü projesi onun zamanında ihale aşamasına getirildi. İhtilal yüzünden 10 yıl sonra yapıldı. (1)
Tevfik İleri büyük bir vatanseverdi. Milletimizin çilesini yüreğinde taşıyanlardandı. Dosdoğru bir adamdı. Türkçe onun dilinde bir çağlayan gibiydi. Milli Eğitim Bakanlığı’nda, Bayındırlık Bakanlığı’nda, Devlet Bakanlığı’nda, Meclis Reis Vekilliğinde ve Başbakan Yardımcılığında hep ciddi, ağırbaşlı, çalışkan, dürüst ve üstün bir devlet adamı olarak gönüllerde taht kurdu.
Üniversite gençliğine yaptığı bir konuşmada;
“Sevgili gençler;
Bizim en büyük düşmanımız cehalettir! Beynimizi kezzap gibi kavuran cehaletten kurtulmadıkça ne Çanakkale’de yatan şehitlerimize layık olabiliriz, ne de bizden sonraki nesillere zengin, hür, aydınlık bir vatan bırakabiliriz… Kahramanlık sadece savaş zamanlarında cephelere koşup savaşmak, vatan toprakları için canımızı-kanımızı vermek değildir. Bizim barış zamanlarında da yapacaklarımız var. Barış zamanlarında, Türkiyemiz’in kalkınması için gayret sarf edenler de, edebiyatımıza, ilmimize, tekniğimize, köylümüze, kentlimize hizmet edenler de, kendi çaplarında bizim isimsiz kahramanlarımızdandır.
Sevgili gençler!
Şimdi çıkalım dışarıya. Caddede bir takım insanlar göreceğiz. İçlerinden herhangi birini çevirip soralım. Ona:
Vatanını seviyor musun? Diyelim. Bize vereceği cevap mutlaka şöyle olacaktır:
Evet vatanımı çok seviyorum!
Ona tekrar soralım
Peki çok sevdiğin bu vatan için ne yaparsın sen?
Bize kesinlikle şöyle cevap verecektir:
Gerekirse vatan toprakları için ölürüm!
Tevfik İleri, sesini yükselterek devam etti:
Sevgili gençler!
Vatan toprakları uğruna ölmek, biz Türkler için artık nefes alıp nefes vermek gibi tabii bir haldir… Koşmadığımız, kanımızı sebil etmediğimiz cephe kalmadı. Ama artık yeter! Biraz da bu vatan için yaşamasını bilmeliyiz!
Ne demektir vatan içim yaşamak? Vatan için yaşamak demek, vatan topraklarına şuurla sahip çıkmak vatanı güzelleştirmek, bizden sonra gelecek nesillere daha zengin, daha huzurlu, daha kuvvetli bir vatan bırakmak demektir…” (2)
Anlaşıldığı gibi hayatını insanlığın hizmetine adayan, genç yaşta vefat eden, arkasında sayısız hizmetler bırakan, nâ-hak yere suçlanıp müebbet hapse mahkûm olan Tevfik İleri ye Mevla dan rahmet diliyorum.
KAYNAKLAR:
1- İslam Ansiklopedisi (DİB) 22. cilt
2- Gidenlerin Ardından: Yavuz Bülent Bakiler: S. 104-119