AHMET İSLAMOĞLU HOCA ile MÜLAKAT

AHMET İSLAMOĞLU: Zeki Bey Hocamızla irtibatımız daha çok İmam Hatip Müdürlüğünden ayrıldığı yani emekli olduktan sonra başladı. Zaten kendilerinin rahat faaliyetleri de ondan sonra başladı. Çok samimane, muhibbane, sevişirdik, görüşürdük. Sık gelirlerdi, bir grup maiyetleriyle sohbetlere iştirakleri olurdu. Bu çeyrek asır sağlam devam etti. Sonra da Maşallah ilmi çalışmaları, ilmi yönünü ispata tevsike kâfi geldi. Allah razı olsun her basılan eserlerini gönderdiler. Bu gelen eserler mütalaa ediliyordu. En son maşallah kendilerinin abdestsiz tek kelime yazmadım dediği İslam Ahkâmı geldi.
Eğri yazılar bizi çok sıkar fakat Zeki Bey’in hele hele İslam Ahkâmı kitabını böyle yağ gibi, sıkılmadan kendi yazımız gibi rahatça mütalaa ettik. Diğerleri de öyle. Herhalde onlar da yine abdestsiz yazılmamış ki rahat okuyoruz. Tabii gençlikle ihtiyarlığın mütalaası bir olmaz.
Tahir Hocamızı 1985 yılında ziyaret etmiştik de bize şöyle söylemişti: “25–30 sene evvel bayram sabahları erkenden kahvaltı yapardık Konya’da. Eli öpülecek zevatın elini öpmeye çıkardık. Akşam kavuşurdu da eli öpülecek zevatın elini öpüp bitiremezdik. Şimdi yarım milyonluk Konya’da bir tek eli öpülecek kimse kalmadı.” 1985, 7 sene dediğini iyi hatırlıyorum hocamızın. Ya orayı bırakalım.
“Sene 1265 tamam/ Okunur ezanlar boş bekler imam,/ Seyrani bu nutkun sonu vesselam/ İnanın dünyanın ucuna kaldık.” diyor şair 1265 hicride. Şimdi 1426’dayız.
İman mahalli kalp ile beraber secde azası da 8, cennet de 8. İnşallah namaz niyazıyla gidenlerin secde azaları cehenneme girseler bile yanmayacak ve 8 cennetten birine girecekler. Cenab-ı Hak cümlemizi cennetine, cemaliyle şerefyab olan kullarından eylesin inşallah.
Biraz kaba düşer ama Ne diyor sonra Seyrani baba: “Bu iyiler âlemden göçtü çekildi, bizler zamanenin piçine kaldık.” Ta 200 sene evvel. İki manaya gelir piç: Bir, gayri meşru veled-i zinaya, bir de hububatın taşlı kararçıklı elentisine denir, pek yemeği olmaz. Hadis-i şerifte var ya “salihler ve âlimler çekilecekler, arpa ve hurma elentisi gibi halkın elentisi kalacak, dökülecek Cenab-ı Hak da onlara zerre kadar değer vermeyecek.” Tabii iyiler hiçbir zaman hele devirler nazikleştikçe cemiyette seçilmez.
İLKADIM: Efendim, Hocamın Kıssalar Hisseler kitabını tetkik ettiniz mi?
AHMET İSLAMOĞLU: Birinciyi kâmilen okuduk. Alaattin hafız götürmüş, o okuyordu. İkincide de 100. sahifeyi geçtim. Geceleri rahatsızlığıma bakmadan okuyoruz. Musa aleyhisselamla Tur-i Sina’ya geldik. Maşallah…
İLKADIM: Kıssalar ve Hisseler kitabının yazılışı, zamanımızda gerekli miydi efendim?
AHMET İSLAMOĞLU: Elbette her zaman gerekli. Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak daha çok Musa aleyhisselamdan bahsediyor. Niye? Birincisi; Rasul-i Kibriya efendimizi teselli ediyor. Çünkü hiçbir peygamber onun gibi ezaya maruz kalmadı, Musa aleyhisselam pek sıkıntılı bir hayat geçirdi. Malum erkek çocukları doğrandı bir sene Harun aleyhisselam bu kesilmediği sene doğdu. Abisi Harun aleyhisselamla aralarında bir yaş var. Gece yarısı operasyonlar polis, jandarma, doktor, ebe hamileler tespit edilir, neler çektiler neler.
Ne kadar güzel izah etmiş Zeki Bey hocam, maşallah. Halisane, muhlisane, manevî bir ruhla yazmış. Zaten kalpteki niyetler, sadırlar satırlara nakşediliyor. İslam Ahkâmında tek kelime abdestsiz yazmadım dediklerine göre inşallah bunlar da abdestsiz yazılmamıştır. Bunlar da çok rahat okunuyor. Pek isabetli ama tabii ibret alana değil mi? Herkes nasibi olduğu kadar alır. Pek isabetli maşallah, çok güzel tavsiyeler, davetiyeler var. Kıssalardan hisseler alınacak noktalara basa basa, bugünkü nesle hitap edilmiş. Cenab-ı Hak tesirini halk eylesin.
Cenab-ı Hakk’ın inayeti sübhaniyesi ile ölmez bu eserler. Mesela Tefsir-ü Beyzaviye nasip olan inayet hiçbir esere nasip olmamış. 250’nin üzerinde şerh ve haşiye yazılmış. O Beyzavi hazretlerine Cenab-ı Hakkın hususi bir ikramı. Keşşaf’a bile, sahibi mutezile olduğu halde, 80’in üzerinde şerh ve haşiye yazılmış ama Beyzavi hazretleri itizali cımbızlarla çekmiş. Okuyanlar, cımbızlarla Keşşaf’tan itizali söküp almıştır diye izah ederler. Beyzavi hazretleri ehlisünnet mezheptir. Tarikata intisaptan sonra mürşidinin emriyle bu mübarek tefsiri yazdılar. Herhalde üzerindeki ağır himmetle o mübarek tefsir bu kadar inayete, bu kadar siyanete mazhar oldu. Bu, eserlere Cenab-ı Hakk’ın müellifinin ihlâsına göre verdiği bir bereket. Zeki Beyin eserlerinde de maşallah bereketler gittikçe hissediliyor. Bazı gıda maddeleri olur, durdukça tatlanır ya onun gibi olacak inşallah. Mevlamız tesirini halk buyursun.
İLKADIM: Efendim, İslam Ahkâmı kitabında günümüzde gençlerimizin ve insanımızın en çok ihtiyaç duyduğu ilmihal bilgileri, itikat bilgileri var. İslam Ahkâmıyla ilgili olarak ne diyorsunuz?
AHMET İSLAMOĞLU: Çok güzel, hem doyurucu, hem de genç nesle nüfuz edecek şekilde, kuru bilgilerin ötesinde ruhlara tesir edecek şekilde yazılmış maşallah. İnşallah nesiller faydalanır. Bereketi ihlâsa göre gittikçe artar.
Nasıl ki ehlullah hazeratının üç asır, beş asır on asır sonra hayatları kaleme alındığı, panellere, konferanslara, sohbetlere konu olduğu gibi, bu eserler de müellifin ihlâsına göre gittikçe tatlanır, kıymetlenir ve idrak seviyesine, anlayış seviyesine, özlere ve kulaklara hitap eder. Zeki beyin bu kıymetli eserlerinden biz de faydalanıyoruz. İnşallah ilâhî inayete mazhar olur da Rabbimiz tesirini halk eder. Genç neslin çok ihtiyacı var. Adeta ameliyat yapar gibi meseleleri yatırmış masaya maşallah. Cenab-ı Allah Tevfikini refik buyursun.