“Kul Hakkı”

“Kul Hakkı”

Abese Suresi 33-37’nci Ayetler Bağlamında

Sonsuz esirgeyen ve bağışlayan Yüce Allah’ın 99 adı ile…

İlk önce konumuzla ilgili ayeti kerimelerin mealini vereceğiz:

“Kulakları sağır eden o ses geldiğinde… İşte o gün kişi kardeşinden, annesinden-babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. O gün onlardan her birinin işi başından aşkındır.”(Abese, 33-37)

Kıyamet ve ahiretten bir kesitin son derece canlı bir tasvirini veren abese suresinin bu son ayetleri, dünya hayatının geçici zevk ve tasalarını aşıp varlığının anlamı, değeri, amacı ve akıbeti üzerine düşünebilme seviyesine ulaşmış her insanı sarsıcı gerçeklerle yüz yüze getirmektedir. Kıyamet gününde evrende meydana gelecek olan olaylar korkunç sesler çıkaracağı için ona 33. âyette “sâhha” adı verilmiştir. O gün geldiğinde aralarında akrabalık bağı bulunanların birbirinden kaçışının sebebi çeşitli şekillerde izah edilmiştir:

a) Kıyamet olayları herkesi dehşete düşüreceği için o ortamda insanların birbirini düşünmeleri mümkün değildir; herkes kendi başının derdine düşer

b) Akrabalıktan doğan haklarını isteyecekleri endişesiyle insanlar birbirinden kaçarlar

c) Kişi, akrabaları onun içinde bulunduğu sıkıntılı durumu görmesin diye onlardan kaçar

d) İnsan, akrabasının içinde bulunduğu kötü durumu görmesine rağmen onlara yardım edemeyeceğini ve başlarına gelenlere engel olamayacağını bildiği için kaçar.

Ayet-i Kerimelerde okunduğu ve anlaşıldığı üzere hesap günü pek çetindir. Özellikle herkes bizzat o günde kendi sıkıntılı durumuyla meşgul olacaktır. Bu ayetlerde özellikle akrabaların, yakınların zikredilmesinin sebebi hayatta iken onların yeterince hakkını hukukunu gözetememekle ya da gözetmemekle alakası olabilir. Tahrim suresinde de belirtildiği gibi “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun” buyurulmaktadır. İnsanoğlu kendi ailesine ve yakınlarına güzel ahlakı, imanı, iyiliği, salih ameli tavsiye edemezse kime edebilir?

Her birimiz en çok bakmakla, ilgilenmekle mükellef olduğumuz insanların haklarını daha fazla çiğnemekteyiz. Çocuklarımızın, eşimizin, akrabalarımızın elinden tutmadığımız her gün daha da hüsrana uğramaktayız.

Kızı umurunda olmayan, evladının tesettürüyle, namazıyla ilgilemeyen baba hüsrana uğrayan ve hesap günü bunun vebaliyle de kavrulacak bir insan değil midir?

Kızına ya da oğluna bir anne olarak güzel ahlakı vermekle en çok mükellef olan ana bunu başaramadıysa hesabı çetin olmayacak mıdır?

Sebep oldukları zarardan dolayı evladından bile kaçmayacak mıdır?

Ya da bir evlat ana babasının rızasını alamadıysa hangi gölgelik onun hesap gününün hararetinden, şiddetli sıcağından muhafaza edecektir?

Akrabasıyla ilgilenmeyen, halini hatırını sormayan kimse akrabalık bağlarını koparan yakınlarına sert ve kötü davranan kimse cennete nasıl kolaylıkla girebilecektir?

Evini Müslüman Okulu yapmayan kimse nasıl kıyametin korkutucu halinden kendini emin hissedebilecektir?

İşte Abese suresinin bu ayeti kul hakkının en fazla çiğnendiği ortamları “aile ortamı” olduğunu bizlere haber vermektedir. Rasulullah aleyhisselam elinden gelen her türlü tebliği, güzel örnekliği gösterdikten sonra akrabalarına çoluk çocuklarına şunu demişti. “Allah’tan gelebilecek bir azabı sizden savmaya gücüm yetmez.” Bizler de Allah Resulü gibi –inşallah- dertlenip en güzel örnek olma yolunda muvaffak oluruz. Allah Teâlâ cümlemizi hayırlı kul eylesin. Hayatın ve memâtın fitnesinden cümlemizi berî eylesin….

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.