KAPAK- Değişen Dünyada Değişmeyen Gerçek: Bağımlılık

KAPAK- Değişen Dünyada Değişmeyen Gerçek: Bağımlılık

 

Bağımlılık, bir kişinin belirli bir madde, davranış veya aktiviteye karşı kontrolünü yitirdiği ve bu madde, davranış veya aktiviteye aşırı derecede bağımlı hale geldiği durumu ifade eder. Bağımlı kişi, bağımlı olduğu şeye karşı aşırı derecede fiziksel veya zihinsel bir uğraş içerisindedir ve zamanla bu uğraş artma eğilimindedir. Bağımlılık denilince akla ilk gelen şeyler alkol, uyuşturucu ve tütün gibi fiziksel şeyler olmakla birlikte bağımlılık nesnesi kişinin işi, telefonu, alışveriş, spor, yeme, bir yakını ya da benzeri şeylere karşı olabileceği de bilinmektedir.

Bağımlılık genelde kişiye başlangıçta zevk veren, kişinin sıkıntısını azaltan bir şeyken sonradan kişinin bağımlı olduğu şeye ulaşamadığında kendi başına sıkıntıya sebep olan bir durumdur. Aynı zamanda bağımlı bir kişi bağımlı olduğu şeye ulaşmak için elinden geleni ardına koymaz, zihinsel olarak sürekli bir uğraş içinde olması, zarar görmesine rağmen yaptığı şeye devam etmesi ve bu davranışı bırakamaması durumu daha da kötüleştirir. Haliyle bu durum kişinin sosyal, akademik ve maddi şartlarını oldukça zorlayan bir hale gelir.

Aynı deneyimleri yaşayan insanlar aynı şekilde bağımlı olmazlar. Bu da bazı kişilerin bağımlılığa daha yatkın olduğunu göstermektedir. Burada impulsivite (dürtüsellik) ve kompulsivite (takıntılı olma durumu) kavramları öne çıkmaktadır. Dürtüsel bireyler kendilerine zarar verecek şeyleri denemeye ve bunları yüksek dozlarda almaya ya da yapmaya açık kişilerdir. Kompulsif kişiler ise kendilerini sıkıntıdan uzaklaştıracak eylemleri tekrar tekrar yapmaya yatkındırlar ve bu şekilde bağımlılık geliştirmeye ve bunu sürdürmeye açıktırlar.

Aynı zamanda çevresel faktörler de azımsanmayacak şekilde önemlidir. Yatkın kişilerin bağımlılık unsuruna kolay ulaşmaları işleri çok daha kötü bir hale getirebilir. Yatkın kişilerin bağımlılık yapıcı unsura ulaştıkları takdirde ödül merkezi (nükleus akumbens) etkilenir ve bağımlılık bir kısır döngü halinde artmaya devam eder. Psikolojik ve çevresel faktörlerin anlaşılması ve düzenlenmesi bağımlılıklardaki en önemli müdahale alanlarıdır.

Bağımlılık belki de insanlık tarihiyle birlikte başlamış fakat yöneldiği şeyler zaman içinde değişmiştir. Bilinen en eski bağımlılık nesneleri alkol, tütün ve afyon gibi keyif verici maddelerdir. Son yıllarda ise teknolojinin gelişmesiyle hayatımıza giren teknolojik ve dijital cihazlar ile davranışsal bağımlılıkların oranı bir hayli artmıştır. Bunların başında ise sosyal medya bağımlılığı, internet bağımlığı, oyun bağımlılığı ve sanal kumar gelmektedir. Özellikle çocuk ve ergenlerin daha fazla gündeminde olan bu durumlar birçok insanın hayatını yaşanmaz hale getirmekte, kişilerin işlevselliklerini büyük oranda etkilemektedir.

Davranışsal bağımlılıklar arasında ilk tanımlanan bozukluk kumar oynama bozukluğudur. Kumar daha az gayretle daha fazla kazanç sağlamak için elindeki değer taşıyan herhangi bir şeyi riske atmaktır. Bir yönüyle faize de benzeyen bu durum insanların bir kısmında psikolojik problemlere, maddi zorluklara, ailevi ve sosyal sorunlara hatta kimi zaman intihar girişimlerine sebep olabilir. İslam dini kumardan uzak durmak suretiyle hem toplumu hem de bireyleri bundan korumaktadır. Son yıllarda kumar, sanal ve legal olmayan siteler üzerinden oynanmaya başlanmış ve bu durum yatkınlığı olan kişilerin buna her an ulaşabilmesine sebep olmuştur. Toplumdaki genel yaygınlığı yaklaşık %1 olarak belirtilen fakat üniversite öğrencileri arasındaki yaygınlığın araştırıldığı bazı çalışmalarda bu oranın %5-32 gibi oranlara yükseldiği görülmektedir. Bu oranlar konunun ciddiyetini ve konu bağlamında yapılacak çalışmalarının önemini göstermektedir.

Henüz literatürde tam olarak bir bozukluk olarak nitelendirilmese de teknoloji bağımlılığı; özelde internet üzerinden oyun oynama bozukluğu, sosyal medya bağımlığı gibi durumların araştırılması önerilmektedir. Sosyal medya, oyun, teknoloji ya da internet kullanımı gibi sınırlara dikkat edildiğinde faydalı ya da nötr olabileceğini söyleyebileceğimiz durumlarda normal ya da bozukluk sınırını belirlemek zorlayıcı olabilmektedir. Hangi durumda bağımlılık, hangi durumda normal?

Bir hastalık olup olmadığı tartışılmaya devam ederken üst çatı olarak teknoloji bağımlılığı diyebileceğimiz bu durumda yapılan beyin görüntüleme çalışmalarında spesifik (özgül) bulgular görüldüğü ve diğer bağımlılıklara benzer şekilde oyun, sosyal medya ya da internet kullanımını kısıtlamaya yönelik girişimlerdeki başarısızlık, zihinsel ve fiziksel olarak aşırı uğraş ve tolerans gelişmesi (halihazırdaki kullanım süresinin yetmemesi) durumun bir bozukluk olduğunu düşündürmektedir.

Alkol, madde, tütün ya da kumar gibi durumların bağımlılığında önerilen bağımlılık unsurundan tamamen uzaklaşmak, sosyal ortamı buna göre dizayn etmek gibi öneriler davranışsal bağımlılıklarda çok daha zor olmaktadır. Akıllı telefonların ve internet kullanımının bu kadar yaygınlaştığı bir dünyada teknoloji bağımlılığından korunmak belki de daha incelikli bir iş olmaktadır. Bu noktada ifrat, tefrit ve itidal kavramlarını tekrardan gündeme getirmek ve sosyal medya, internet, bilgisayar oyunları, teknoloji kullanımı gibi durumları itidal kavramı çerçevesinde tekrardan ele almak gerekir.

En güzeli de sosyal medya gibi şeyleri kendi lehimize bir enstrümana çevirmeye çalışmak olacaktır. Bunun yanında hayatın bundan ibaret olmadığı, keyif alınabilecek ya da faydalı olunabilecek çok şeyin dijital değil gerçek dünyada var olduğunu hatırlamak ve hatırlatmak gerekmektedir.

Teknoloji kullanımının artışı ve suiistimali ile hayatımıza giren önemli bir kavram da siber zorbalık kavramıdır. Bu noktada çocuklarımızı, kardeşlerimizi yeterince bilgilendirmek, zorbalığa uğrayan kişinin öncelikle yapması gerekenin durumu kendi başına çözmeye çalışmaktansa yardım istemek olduğunu öğretmek gerekmektedir. Ayrıca sosyal medyanın hayatımıza verdiği en büyük zararlardan olan mahremiyet sınırlarını korumayı öğrenmek ve öğretmek gerekmektedir.

Özetle zamanımızda bağımlılıkların unsurları çeşitlenmiş; alkol, tütün, madde gibi fiziksel şeylerin yanına teknoloji ve ilişkili durumlar eklenmiştir. Bunların da yanında spor yapma, yemek yeme, alışveriş yapma, işkoliklik gibi durumlar da ifrata kaçıldığında bir çeşit davranışsal bağımlılık sayılabilir. Bizim bunların tamamından korunabilmemiz için yapmamız gereken ise kendimizi ve içinde bulunduğumuz riskleri tanımak ve yatkınlıklarımız doğrultusunda önlem almaktır. Bu önlemler bazen sosyal ortamımıza değiştirmek ve düzenlemek bazen de kendi psikolojik durumumuzu daha iyi tanımak ve bilişsel esnekliğimiz arttırmak yolu ile olabilir.

Davranışlarımızda aşırıya kaçmamak, orta yolu tutmak, sınırları ihlal etmemek ve itidal üzere bir hayat yaşamaya çalışmak bu bağımlılıklardan korunmamıza yardımcı olacaktır. Bu noktada gençlerle ilgilenecek kişi ve kurumlara düşen yükün de farkında olmak gerekmektedir.

Rabbim bizlere tüm bağımlılıklardan korunmayı ve kendi yolunda sıratı müstakim üzere yürüyebilmeyi nasip etsin.

Not: Yazı hazırlanırken Türkiye Psikiyatri Derneği Yayınları’nın Davranışsal Bağımlılıklar kitabından yararlanılmıştır.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.