Bizi Bize Bırakın, Bizde Allah’a Bırakalım

Günümüzde, yeryüzünün neresinde halkı Müslüman bir ülke varsa, orada Müslümanlar zulüm görüyor olmasın. Müslümanlar, bazı ülkelerde fiziken zulüm altındayken, bazılarında da fikren zulüm altındalar. Bu zulümden kurtulmanın tek reçetesi, yeniden İslam’a doğru, Kur’an ve Sünnet’e sımsıkı sarılmaktan geçiyor. Ne zaman ki bizler “Bana Allah Yeter” demeyi öğreniriz, o zaman Müslüman kardeşliğimizi dilimizde değil de yüreğimizde hisseder ve küffarı yeneriz. Ey Zalim Topluluk! Müslüman ülkelerden, Müslümanlardan elini çek! Bizi bize bırak! Biz de Allah’a bırakalım!
Fiziksel veya ruhsal saldırı altında olan tüm dünya ülkelerinden, Müslüman kardeşlerimizin derdiyle dertlenelim diyerek 3 tanesini inceleyelim. Myanmar, Moro ve Gazze.
Çadır Kentlere Sürgün Edilen Halk: Myanmar, Güneydoğu Asya’da, denize kıyısı olan bir ülkedir. Ülke halkı çoğunlukla Budist inanca sahiptir. Müslüman azınlık, Myanmar’a bağlı Rakhine (eski adıyla Arakan) eyaletinde yaşamaktadır. Rakhine eyaletinde yaşayan Müslümanlara “Rohingya” adı verilmektedir.
1840’lı yıllarda İngiliz Sömürgesi olan Myanmar Devleti, Myanmar’a Rohingya’lıların İngilizler tarafından getirildiğine inanıyor. Bu nedenle Myanmar Ordusu ve hükümet destekli Budist çeteler, 1942 yılından beri evleri ve köyleri gasp edip yakmakta, Rohingyalıları zorunlu göçe maruz bırakmaktadır. İhtiyar, genç, kadın, çocuk demeden önüne çıkan herkesi öldüren Budistler, 600 bin kişiyi Bangladeş’e göç etmeye zorlamış, geride kalanları ise çeşitli işkencelerle vahşice katletmiştir. 2012, 2016 ve 2017 yıllarında, Müslüman köylerine büyük ölçekli saldırılar yapılmış ve günümüzde de halen yapılmaya devam etmektedir. Mülteci kamplarında çadır ve barakalarda kalan Rohingyalılar, zor şartlar altında yaşam mücadelesi vermektedir.
Bağımsızlık Mücadelesi Verilen Yer: Moro, Filipinler’in güneyinde Müslümanların çoğunlukta olduğu özerk bir bölgedir. Müslüman tüccarların adaya yaptıkları ziyaretlerde, yerli halk tüccarların ahlak, dürüstlük ve samimiyetlerinden etkilenip Müslümanlığı benimsemiştir.
Uzun yıllar İspanyollar tarafından sömürülmüştür. Daha sonra İspanyollar, bölgedeki sömürgelerini Amerikalılara satmış ve ülkedeki Müslüman nüfus giderek azalmıştır. 1946 yılında Amerikalılar, yönetimi Hristiyan Filipinler idaresine bırakmıştır.
Bu tarihten sonra Hristiyanlar, yönetimin de kendilerinde olmasının avantajıyla Müslüman halkı katletmeye başladılar. Buna karşılık Moro’lular, 1970’li yıllarda Moro İslami Kurtuluş Cephesi’ni (MİKC) kurarak kendilerini silahlı olarak savunma kararı aldılar. 2000’li yılların başlarına kadar geçen 50 yıllık sürede 120 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği bilinmektedir.
Son Kale: Gazze, Filistin’deki Müslümanların yoğun olarak yaşadığı kıyı şehri. 7 Ekim Aksa Tufanı başladığından itibaren, gökyüzünden bombaların yağmur gibi yağdığı belde. Ve masal kitaplarındaki sahte kahramanların aksine, gerçek bir kahraman Ebu Ubeyde.
Katil İsrail kurulduğundan beri Filistinlilerin toprakları gasp edilmekte, yaşama hakları ellerinden alınmaktadır. Aksa Tufanı ile birlikte başlayan olaylarda şehit sayısının 29 bin, yaralananların sayısının ise 60 bin civarında olduğu biliniyor. Tüm bu yaşananlara rağmen, oradaki bir avuç Müslüman, tüm dünyaya izzet ve şeref dersi veriyor. Ebu Ubeyde’nin dediği gibi “Bu işi bir avuç yetimle bitireceğiz inşallah”.
Allah’a tam manasıyla iman edildiğinde sayının, teçhizatın ve askeri malzemenin öneminin olmadığını görüyoruz. Bedir’de, Uhud’ta, Çanakkale’de ve Gazze’de. Bu ruh ve bu iman hiç şüphesiz Siyonistleri denize dökecek. Katil israil yenilecek ve mücahitler galip gelecek.