KAPAK- İslami Tebliğde Hâl Dili mi Kâl Dili mi?

KAPAK- İslami Tebliğde Hâl Dili mi Kâl Dili mi?

İslami tebliğde; muhatabın eğitim seviyesini dikkate alıp uygun bilimsel metodlar kullanarak ona yaklaşılmalıdır. Somut delillerden faydalanılmalıdır. İnsanlara yarar sağlayacak, akıllarına ışık tutacak, onların vicdanlarını harekete geçirecek örneklerle davet etmek uygun olacaktır. Muhatabın önce hekim gibi hastalığı teşhis edilmeli ve ona göre zihin ve kalbi uyarılarak tedaviye başlanmalıdır. Bu konuda Allah azze ve celle: “Onlarla güzel bir şekilde münakaşa et” (Nahl, 125) buyurarak yumuşak bir dille konuşmayı ölçü olarak belirlemiştir.

Hem dünyamızı hem de ahiretimizi güzelleştirecek İslam’ın hakikatlerini başkalarına anlatmaya başlamadan önce donanımlı bir ilim adamı olunmalıdır. İslami ilimleri tam olarak öğrenmeden başkalarına aktarmaya kalkmak hem doğru bilgiyi öğretme hem de muhatabı etkileme yönünden başarısız olmaya sebep olur. Rabbimiz bu konuda “Kendilerine ilim verilenler ise sana rabbinden indirilen gerçeğin ta kendisi olduğunu ve onun yüceliğinin sonu olmayan her türlü övgüye layık Allah’ın yolunu gösterdiğini görüyorlar.” (Sebe, 6) buyurarak ilim sahibi olmanın önemini vurgulamıştır.

Davetçi; öncelikle inanılması gereken iman esaslarını kendisi kabul ettikten sonra inandığı şeyleri tam olarak yaşamalı ve yaşadığını da göstermeli ki muhatabı karşı çıkacak bir şey bulamasın. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de: “Ey iman edenler, niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz.” (Saf, 12) buyrularak Müslümanın kendi yapmadığı bir şeyi söylemesinin yanlış olacağı belirtilmiştir.

Tebliğci, karşısındakiler tarafından ciddi bir şekilde dinlenmek istiyorsa kılık kıyafetiyle, hareket ve tavırlarıyla onları etkilemelidir. Muhatabına saygıyla davranmalı ki saygı görsün ve iletişimi kolaylaşsın. Karşısındakini iyi dinlemeli ve onu anladığını ona hissettirmelidir. Yani iyi bir dinleyici olmalıdır. Konuşmasında müşfik bir dil kullanarak güler yüzlü olmalıdır.

Tebliğci, daveti esnasında karşısına çıkacak sorunlara ani çözümler bulabilmesi için basiret sahibi olarak önceden hazırlıklı olmalıdır. Bir insanın basiret sahibi olabilmesi için inanç ve amel dünyasını geliştirmiş olması gerekir. Allah’a itaat, salih bir amel ve güzel ahlak Müslümanı üstün bir basiret sahibi yapar. Hz. Peygamber, “Mü’minin ferasetinden korkun, zira o Allah’ın nuruyla bakar.” (Tirmizi) buyurarak mü’mindeki basiret ve kavrama kabiliyetinin üstünlüğünü göstermiştir. Basiret sahibi bir insan önce kendi kusur ve eksikliklerini görür.

Davetçi, Allah azze ve celle ile arasındaki bağı iyi tutmalıdır. Allah’a bağlılığı iyi olan kişinin O’nun dinini anlatma gayreti de o derece iyi olacaktır. Tebliğci bütün işlerinde Allah’a güvenir ve O’na dayanır. Bilir ki Allah’ın dilediğini kimse engelleyemez. Allah’ın dilemediğini de kimse gerçekleştiremez. Allah’a duyduğu bu güven onun hem cesaretini artırır hem de onu diri ve canlı tutar. Davetçi bilir ki idealleri olan peygamberler her durumda İslam’ı anlatmaya çalışmışlar ve dayanakları hep rableri olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadisinde “Eğer siz gereği gibi Allah’a tevekkül etmiş olsaydınız tıpkı sabahları kursakları boş olarak çıkıp doymuş bir şekilde dönen kuşların rızıklandırıldığı gibi rızıklandırılırdınız.” buyurarak işlerimizin yolunda gitmesinin rabbimize bağlılığımızla alakalı olduğunu dile getirmiştir.

Tebliğde bulunan kişi nerede nasıl konuşacağını iyi bilmelidir. Buradan da anlaşılıyor ki toplumdaki düzelme ağızdan çıkan sözün tesirine bağlıdır. Kullanılan dil olumlu ise tebliğ başarıya ulaşır. Atalarımız bunu: “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” diye tecrübe etmişlerdir. İnsanlığın yaşaması için kullanım kılavuzu olan Kur’an-ı Kerim’in belirttiği çerçevede söz söylenmelidir. Kur’an ve sünnet çerçevesinde kullanılan dil hem Allah’ın rızasını hem de muhatabın gönlünü kazanmaya vesile olur. Öyle bir dil vardır ki bu dili tüm yaratılmışlar anlar. Bu dil hâl dilidir. Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” sözü tebliğde her kapıyı açacak mahiyettedir. Yumuşak dilli ve güler yüzlü insanlar toplum tarafından her zaman sevilir ve sayılırlar. Bu ortam İslami hakikatlerin daha iyi dinlenmesine, anlaşılmasına vesile olur. Tatlı ve güzel söz kalpteki yaraları iyileştirir, katılıkları giderir. Muhatabın gönlünü Allah ve Resulünü kabule hazır hale getirir. İnsanları sevgi ve saygı etrafında toplar. Hz. İbrahim’in put yapıcı babasına “babacığım” diye hitap etmesi, merhamet dilinin kalpleri yumuşatacağının güzel bir örneğidir.

Tebliğde merhamet ve hoşgörü dili kullanılmalıdır. Rabbimiz bu konuda Âl-i İmran suresi 159. ayette; “O vakitte Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın, şayet sen kaba ve katı yürekli olsaydın hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi, şu anda onları affet, bağışlanmaları için dua et.” buyurarak tebliğde merhametli olmanın önemini vurgulamıştır. Sabırla mücadelede peygamber efendimizin kendisine her türlü eziyet ve hakaretleri yapanlara bile “Ya rabbi bilmiyorlar, bilselerdi böyle yapmazlardı, onları affeyle” diye dua etmesini örnek gösterebiliriz. Yine ecdadımız olan Osmanlı devletinin asırlarca dünyanın birçok bölgesinde hüküm sürmesi, fethettiği topraklara İslam’ın hoşgörü ve adalet prensiplerini götürmeleri sayesinde olmuştur.

Sonuç olarak tevhid mücadelesi ilk peygamber olan Hz. Adem’den itibaren başlayan ve kıyamete kadar devam edecek olan bir mücadeledir. İslam davetçileri bu görevi yerine getirirken gerek bu mücadelenin en büyük düşmanı olan şeytan ve onun insan ve cinlerden oluşan aveneleri tarafından, gerekse kendi nefsi tarafından birçok zorlukla karşılaşacaktır. Bu uzun bir süreçtir. Çok sabırlı ve metanetli olmayı gerektirir. Peygamber efendimizin tek başına başladığı İslam yolculuğu O’nun ve arkadaşlarının sabır ve gayreti ile kısa sürede yüzbinlere ulaşmıştır. O’nun bütün Müslümanlara miras bıraktığı tebliğ vazifesini kendine görev bilen tevhid erleri vasıtasıyla bu rakam günümüzde milyarlara ulaşmıştır. Kıyamete kadar sürecek olan tevhid mücadelesi ile bu davet tüm cihana yayılacaktır inşallah.

Selam ve dua ile.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.