Çocuklarınızı Ve Çocukları Öldürmeyeceksiniz!

Çocuklarınızı Ve Çocukları Öldürmeyeceksiniz!

İnsanoğlu herhangi bir yanlış, suç ve haramı işlediği zaman bireysel olarak içinde bir rahatsızlık hissetse dahi, nefsini temize çıkarma adına daha büyük yanlışlar yapar. İşlediği suçu bile geçecek dereceye varır kabahati. Daha sonra çevresine kendini anlatmak için yeni sosyolojik sapmaları bir çıkış yolu olarak gösterir. İnsanlıktan nasibini almamış çevresinin onayıyla kavimlerin helakını hazırlayan sonuçlar çıkar ortaya. Kimi zaman terazideki hile, kimi zamanda neslin ifsadına yol açacak sapkınlıklar okuruz hayat kitabımızdan. Kavimlerin helakini okuduğumuzda şaşılacak sonuçlar çıkar karşımıza. Ve şunu söyleyebiliriz; bu dönemde bu haramların hepsi işleniyor ve daha fazlası da var. Sahi helak niye gelmiyor bu topluma?

 

İlahi Emri Anlamak

Yoksulluk kaygısıyla evlâtlarınızı öldürmeyiniz. Onların da sizin de rızkınızı veren biziz. Onları öldürmek ağır bir suçtur.(İsra, 31)

İnanç sisteminde baş gösteren bozukluk, toplumun pratik hayatında da etkisini gösterir. Bu sapma ve bozulma sadece inanç bozukluğu ve ibadet niteliği taşıyan eylemlerle sınırlı kalmaz. Duyguların sağlıklı biçimde işlemesi ve yanlış algılamadan kurtulması sosyal hayatın da düzelip sağlıklı biçimde işlemesi ve yanlış algılamadan inanç sisteminin doğruluğundan kaynaklanır. Kızların diri olarak toprağa gömülmesi örneği insanın sosyal hayatı ve pratiğinde inancın etkilerini en açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu örnek gösteriyor ki hayatın inançtan etkilenmemesi mümkün değildir. İnancın da hayattan kopuk biçimde yaşaması düşünülemez.

Şimdi de Kur’an-ı Kerim’in hayret verici ifade inceliklerini dile getiren bir örnek üzerinde kısaca durmak istiyoruz. Burada çocukların rızkı babalarının rızkından önce gelmektedir.

“Onların da sizin de rızkını veren biziz.”

En’am suresinde ise babaların rızkı çocukların rızkından önce gelmekteydi.

“Sizin de onların da rızkını veren biziz. (En’am, 151)

İfadelerin bu şekilde verilmesinin sebebi her iki ayetin anlamlarındaki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Önce ayetlere bakalım:

“Yoksulluk kaygısıyla evlâtlarınızı öldürmeyiniz, onların da sizin de rızkını veren biziz.”

Diğer ayet ise şudur:

“Yoksulluktan evlâtlarınızı öldürmeyiniz. Sizin de onların da rızkını veren biziz.”

Bu surede çocuklar fakirliğe sebep oldukları için öldürülmüşlerdir. Bu nedenle onların rızkı ayette öne alınmıştır. En’am suresinde ise, onların öldürülüşü babalarının bilfiil fakir olmaları nedeniyle olduğundan, babalarının rızkı öne alınmıştır. Dolayısıyla rızıkların ileriye-geriye alınışı her iki yerde de ifadelerin anlamlarına göre uygun yere yerleştirilmiştir.

Sadece kendi çocuklarını açlık endişesi ile öldürmek değil, haksız yere cana kıymak, hele bir de masum ve günahsız çocukların hayatlarını karartmak Allah’ın yasakladığı fiillerdendir. Yaratma, yaşatma, rızık verme ve öldürme Allah’a aittir.

İnsana düşen çocuklar için daha iyi yarınlar hazırlamak için çaba sarf etmektir. Özellikle yeni neslin yetiştirilmesinde daha da hassas davranmak gerekmektedir. İllaki öldürmek gerekiyorsa, bencilliği, adaletsizliği ve cehaleti öldürelim. Eğitimi, ahlakı ve fedakârlığı diriltelim. Hayatın rengi olan çocuklarımıza sahip çıkalım ve geleceğe umutla koşalım.

Selam ve dua ile…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.