SOSYOLOJİK SİYER- Bir Hadis Bin Hadiseyi Çözer

SOSYOLOJİK SİYER- Bir Hadis Bin Hadiseyi Çözer

Toplumsal sorunların geniş çaplı bir röntgenini çeksek, başka bir ifadeyle sorunların zerresine kadar bir insek, en büyük problemin kainatı yaratan Rabbimizin yazılı nizamını ve örnek uygulayıcıları olan Peygamberlerini dikkate almamak olduğunu söyleyebiliriz.

Ülkelerin ve bireylerin defolarına mercek tutacak olursak, hak ve hukuk kurallarının sadece madden ve manen güçlü olanlardan yana olduğunu görmekte zorlanmayız.

Bu yazımızda, yaşandığı zaman binlerce sorunu ortadan kaldıracak nebevi bir öğretiyi detaylı şekilde ele almaya gayret edeceğiz.

“Kim bir Müslümanın dünya sıkıntılarından bir sıkıntıyı giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir.”

İnsanlığın en büyük sıkıntısı teslimiyet sıkıntısıdır. Allah’a azze ve celle teslim olmayan insanoğlu, kendisinden üstün olmayan nice faniye kul ve köle olmaktadır. Bu bağlamda kainata halife kılınan insan, kendini de inkar ederek kendi dünyasını sıkıntıların en büyüğünün içine atmış oluyor.

Rabbine teslim olarak değerine değer katan ademoğlu, kendi sıkıntılarını çözmek için çaba sarf ettiği gibi, Allah’ın azze ve celle kullarının dünya sıkıntılarını çözmek için güç ortaya koyar. Öyle ki, bu çabası ona tahmin edemeyeceği kadar mükafat kazandırır. İnsanın dünya dertlerini milyarla katlayacak kıyamet sahnesinde Rabbinin yardımı onun dermanı olacaktır.

Kim darda kalan bir kimsenin işini kolaylaştırırsa, Allah da dünya ve âhirette onun işlerini kolaylaştırır.

Kara kıta diye adlandırılan ama aslında emperyalist devletlerin hayatlarını kararttığı mazlum coğrafyaların başına yazabileceğimiz Afrika halkının imdadına koşmak, bir yudum su, bir lokma ekmek, vasat bir hırka götürmek, onlara biz buradayız demek bize büyük bir kazanım olacaktır. Sadece Afrika değil yardıma ihtiyacı olan bölge. Bize sığınan kardeşlerimizin elinden tutmak, onlara ensar olmak da aynı anlamda değerlidir. Ülkemizde de hatırı sayılır yetim, yaşlı, ihtiyaç sahibi vatandaşımız yaşamaktadır. Bize düşen ise onların vesilesi ile “yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabından korunmaktır.”

“Kim bir Müslümanın ayıbını örterse, Allah da dünya ve âhirette onun ayıplarını örter.”

Yaptığımız en büyük ayıpların başında şu geliyor; kendi dev günahlarımızı pire, başkalarının küçücük hatalarını kocaman haram gibi anlıyor ve anlatıyoruz. Ayıplara karşı savaş açmamız gerekiyor. Kendi ayıplarımızı yok etmek, kardeşlerimizin ayıplarını örtüp, onları kurtarmanın derdini taşımalıyız. Örttüğümüz ayıp ahirette manevi tesettürümüz olacaktır.

“Kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece Allah da onun yardımcısı olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 60)

Muhammed suresinde Rabbimiz “dinine yardım edene, yardım edeceğini” açıkça beyan etmektedir. Dinine yardım etmeyi dar anlamda anlamayıp olabildiğince geniş tutmalıyız. Allah rızasını kuşanarak, yarattığı varlıklara merhamet ederek başlayabiliriz yolculuğa. Rabbimizin yolunda yardım edeceğimiz sayamayacağımız kadar çok insan ve yardım listesi var.

Allah’ın azze ve celle bize yardım etmesini istediğimiz her konu, belki de bizim de başkalarının aynı ihtiyacına yardım etme çabamıza bağlı olabilir.

İnsanlara maddi ve manevi olarak yardım edeceğimiz birçok alan var ama en çok onları dinlemek galiba yapılacak ilk yardımdır.

Elinden tutulacak insanların sayısı her geçen gün artmakta. Müslümanların yardım alanları da bir o kadar genişlemekte.

Biz bu yazımızda bir hadis-i şerifin bin derdimize derman olacağını ortaya koymaya çalıştık.

Hadis okumak, ezberlemek, anlatmak yetmez. Önce yaşamak gerekir.

Selam ve dua ile…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.