KAPAK- Daru’l Erkam, Daru’l İslam

Dinlerin, davaların, toplumsal hareketlerin kuruluş günleri her zaman zorlu ve çetin mücadelelerle geçmiştir. İslam’ın doğuşu da bu mücadelenin en şiddetlisine sahne olmuştur. İşte o günlerde yapılan destek ve yardımlar çok kıymetli ve çok önemlidir. Erkam b. Ebi’l-Erkam da değeri hiçbir dünyevi kıymetle ödenemeyecek büyüklükte bir hizmet yapmıştır.

İslam, doğum sancıları yaşıyor. Müslümanlar zorda. Müslümanlar darda. Yeni dini, insanlara ulaştırmaktan sorumlu olan Efendimiz (S.A.V.) çıkış yolları, farklı yöntemler aramakta. Mekke müşriklerinin üzerine üzerine geldiği bir zamanda, Müslümanların toplanacağı, eğitileceği, ibadet edeceği bir mekan arıyor. Erkam b. Ebi’l-Erkam, 18 yaşında ve daha yeni evlenmiş, Mekke’nin büyük kabilelerinden Mahzumoğullarına mensup tertemiz bir delikanlı.

Kabilesinin Efendimiz (S.A.V.)’e olan büyük düşmanlığı, O’nda bir ön yargı oluşturmamış. Tam tersine merak uyandırmış. Çünkü O’nun tanıdığı Muhammed (S.A.V.); güvenilir, doğru sözlü, hiç kimseye yanlış yapmamış, kötülük yapmamış bir insan. Kainatın Efendisi (S.A.V.)’ne gidiyor ve İslam’ı anlatmasını istiyor. Sonra da Müslüman oluyor. Eşine bahsediyor ve o da Müslüman oluyor. İlk Müslümanlardan olma şerefine eriyorlar. Sanki Rasulullah (S.A.V.)’ın arayışını bilir gibi “Evim evindir Ya Rasulullah! İstediğin gibi kullanabilirsin.” diyor. Böylece çok önemli bir hizmete adım atıyor. Erkam (r.a.) evini Daru’l İslam’a (İslam’ın Evine) çeviriyor.

Erkam’ın evi Kâbe’ye çok yakın. Safa tepesinde. Bahçeli, geniş salonu olan, Mekke’nin güzel evlerinden biri. Konumu itibariyle insan hareketliliğinin çok olduğu, etrafında ticarethanelerin, çarşının olduğu bir yer. Bundan dolayı da Müslümanların oraya girip çıkmaları çok dikkat çekmiyor. İşte Allah Resulü (S.A.V.), İslam dininin temellerini atacağı evi böylece seçiyor.

Daru’l Erkam artık evlerden bir ev değildi. Orası seçilmiş bir evdi. Daru’l İslam olmuştu. İslam’ın doğuşuna yakından şahitlik ediyordu. İslam’ın ilk mektebi olmuştu. Öyle bir mektep ki muallimi Alemlerin Efendisi Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) olan. Talebesi Hz. Ebubekir, Ali, Osman, Abdullah İbn-i Mesud, Erkam b. Ebi’l-Erkam, Sa’d b. Ebi Vakkas, Talha b. Ubeydullah, Hz. Ömer ve birçok yıldız olan. Allah onlardan razı olsun. Seçkin insanlar. Ne güzel talebeler.

Daru’l Erkam okulunun ana müfredatı İslam’dı. İnsanlık İslam’ın esaslarını oradan tanıdı. İnsanlar Allah (c.c.)’ı orada tanıdı. Tam, kamil ve doğru bir Allah inancına oradan sahip oldu. Bir olan, diri olan, hiçbir şeye muhtaç olmayan, her şeyin kendisine muhtaç olduğu, dengi olmayan, Rahman, Rahim, Gafur, iyiyi kötüden ayıran, hesaba çeken ve intikam alan olduğunu orada öğrendiler.

İslam’ın temel kavramlarını Daru’l Erkam da öğrendiler. Bu kavramlarla birbirlerini inşa ettiler. Efendimiz (S.A.V.) vahiyle onları yoğurdu. Onların zihin ve gönül dünyalarına vahiy mayası ile İslam’ı mayaladı. Bu öyle bir maya idi ki cahiliyeyi asr-ı saadet çağına çevirdi. Bu İslam mayası sahabeleri yerinde durdurmadı. Dünyanın dört bir tarafına gönderdi. Emevilere, Abbasilere, Selçukluya, Osmanlıya, Türkiye’ye, Hindistan’a, Mısır’a, Afrika’ya, Japonya’ya ve tüm dünyaya, tüm zamanlara, bütün insanlara İslam’ın ulaşmasına başlangıç oldu.

“Nasıl ki Daru’l Erkam bir model olduysa, Daru’n Nedve de bir model oldu. Şimdi biz Daru’l Erkam’ı anlamaya çalışırken diyoruz ki bu evin azıkları iman, Kur’an, namaz, ilim, gözyaşı, ahlak ve adalettir. Eğer bir evde bunlar varsa, o ev Daru’l Erkam’ın şubesidir. Yok bir evde şer, küfür, günah, dedikodu, gıybet, yalan, iftira varsa, o evde Daru’n Nedve’nin şubesidir. Dolayısıyla bir yerin hangi evin şubesi olduğunu ortaya koyacak şey isimlerinden ziyade o evin azıklarıdır.” (Muhammed Emin Yıldırım & Bekir Develi, Herkes İçin Siyer, sayfa 132)

Ey Erkam b. Ebi’l-Erkam! Ey güzel genç!

Sen evrensel din olan İslam’ın yeşerdiği toprağı sulayanlardan oldun. En sıkıntılı zamanlarından birinde Efendimiz’in (S.A.V.) yüzünü güldürdün. O’nu ferahlattın. Müslümanlara sığınak, korunak oldun. Müşriklere karşı perde, kalkan oldun. İslam’ın doğuşuna en yakından şahit oldun. İnsanoğluna huzur, adalet, emniyet veren bir dinin teşekkülüne vesile oldun. Allah (c.c.) senden sonsuz defa razı olsun.