MAVERADAN MACERAYA- Deh Deh Düldül! Bahçevan Geldi!

Merhaba Akıncılar,
İstanbul’un fethinin 568. yılı anısına kaleme aldığım makalemize merhum Yahya Kemal Beyatlı’nın mısraları ile başlıyorum: “Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik; Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik! Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle.”
Cenab-ı Hakkın, insanoğlunun yolculuğu esnasında kendini ve yükünü taşıması, savaşlarda cihada katılması ve cuma günleri camilere gidip gelmesi amacıyla hizmetine verdiği sevimli hayvanlardan birisi de attır. “Yemin olsun nefes nefese koşanlara; sonra çakarak kıvılcım saçanlara, sabahleyin ansızın baskın yapanlara; derken o sırada tozu dumana katanlara, peşinden orada bir topluluğun ta ortasına dalanlara ki!”
Adiyat suresinde savaş sırasında düşman üzerine saldıran atlar tasvir edilmekte ve eski savaşların insandan sonra en önemli unsuru olması dolayısıyla atlar üzerine yemin edilmektedir. Nahl suresinin 8. Ayetinin “Binmeniz ve güzelliğini seyretmeniz için atları, katırları, eşekleri de yarattı. O, sizin bilmediğiniz başka şeyler de yaratır.” şeklindeki meal ve tefsirinde insanoğlunun aklının eseri olarak icat edilen karada motorlu taşıtlara, denizde yüzen dev gemilere, havada uçan insanlı-insansız uçaklara işaret edilmiştir.
İnsana en sadakatli atlar bu ayette hayl kelimesi ile ifade edilmiştir. Bu yüzden at binme eğitimi almadan habersiz ve izinsiz ata binen ve attan düşen gençlere de haylaz denilmesi bundandır. Ehliyetsiz araba kullanan ve asfalt ortasında dirift atan, pandemi döneminde bile sokağa çıkma yasağını delerek jandarma ve polis araçları önünde kovalamaç oynayan Z kuşağı da haylazdır.
Güzel Atlar Diyarı vilayetimizin sabık şehreminlerinden Rasim Arı tarafından otogar girişine, kalenin yokuşuna ve Kayseri çıkışına alçıdan dökme kabartma atlar yerleştirilmişti. Ne de olsa merhum Menderes Döneminde Bakanlar Kurulu Kararı ile vilayet olan Nevşehir 20 Temmuz 1954 yılından bu yana Demirkırat’ın kalesi idi! Çünkü bu tarihte vilayet olmuştu. Şehrin 2021 yılında 67. yılı anısına kutlamalar yapılacaktı! Hadi bunu anladık diyelim. Ondan önce de sabık reis Hasan Ünver döneminde de şehitliğin harimine tarihe mal olmuş ekâbirin kafa tastan heykelleri dikilmişti.
Yani bir zamanlar resim ve heykel sanatını eleştiren zihniyet artık bu işleri kendileri yapmaya başlamıştı. Bir menhiyatı birileri işlerse zinhar haram ve günah, bizimkiler yaparsa hüner ve mübah olmuştu. Biz kendi aramızda ‘’seksen serat, doksan dorat, yüz bin kırat nalı mıhı ne eder?’’ sorusuna bilmece çözer gibi cevap arar dururken atını alan beyaz atlı prens Üsküdar’ı geçmiş payitahtın göbeğine oturmuştu.
TRT‘de yayımlanan Diriliş Ertuğrul, Kuruluş Osman, Payitaht Abdülhamid vb. dizilerde azgın beygir kişnemesi, hırçın kısrak sesleri, kılıç ve kalkan sahneleri ile önden giden atlılar yâd edilirken sanki milletin gazı alınıyor. Milli ve manevi değerleri konu alan en ciddi dizi, belgesel, yarışma ve canlı program aralarında, duygular tavan yaptığı esnada verilen faiz yuvası bankaların reklamları, yarı dekolte kadınların alet edildiği yabancı hayranlığı içeren reklam spotları arasında kalan müslüman milletimizin satlıcan ve şap hastalığına tutulmuş bir kadanaya dönüşmesine ramak kalmıştır.
Toplum mühendisleri sanal âlemdeki satranç oyunları ve algı operasyonları ile egemenliklerini korumuştur. Onlar için ‘’at ölür meydan kalırmış, atın ölümü arpadan olurmuş, at yedi günde it yediği günde kendini belli edermiş, cins at sinirine işemez ve kendine kamçı vurdurmazmış, yarış atı çifte koşulmazmış, at kendi adımına göre değil üzerindeki adamına göre yürürmüş, merkebin canı sıkılırsa atı geçermiş, acemi taylar yavuz atın ya huyundan ya da suyundan etkilenirmiş’’ hiç önemli değildir. Onlar için önemli olan at binenin kılıç kuşananındır.
Gelin ata binmiş ya nasip demiştir. Saman Pazarındaki at hırsızları tarafından onca rahvan atlar, kısrak ve beygirler çalındıktan sonra haranın kapısını kapatmanın bir anlamı yoktur. Adalardaki at cambazlarının at meydanındaki cirit oyunlarını seyredenler at izinin it izine karıştığı şikâyetine devam etsin dursunlar. Bizden adam olmaz diyen adamlar Veli Dede Hipodromundaki at yarışlarına, at üzerinden bahis oynamaya/oynatmaya ve malı götürmeye devam etmektedir.
Ata nal çakıldığını gören kurbağa tipli insanlar ayaklarını boşuna nalbanta uzatmasınlar. Artık bu ülkede düztaban yirmiliklerin askerlikten bile muaf olduklarını bilsinler. Zamanında at nalı kadar madalyalarla taltif edilen bahriyeli bazı emeklilerin yılkı atlar misali kişnemeleri ve devlete kıyam etmeleri anlaşılır gibi değildir. Demek ki, Jakem ve Atlı Süvari Birliklerinde verilen at eğitimlerinde atın yemine ve gemine dikkat edilmelidir.
At bakıcısı seyisler bilirler. Atın gemini ne kadar kısa kısa tutarsanız ipine dolaşma ihtimali daha az olacaktır. İpine dolaşan ve ademe mahkûm olan beygirleri ham etmek için Kandil’in yalçın kayalıklarında gözetleyen çakallar “at eti it eti illa bir adam eti” diye ulumaya devam etmektedir. Pastırma sektörünün, at etinin ve kımızın helal olması için Din İşleri Yüksek Kuruluna müracaat etmesi beyhudedir. At etinin sadece savaşa katılan süvarinin ölmeyecek kadar yemesine müsaade edilmiştir. Varlık âlemindeki ekolojik dengesine ve insanın midesine bağlı alnındaki barkot sistemine uyulmalıdır. Helal ve haram hukuku ilahi iradenin tasarrufundadır.
At bakıcısına seyis denir. Siyaset kelimesi bu işin mastarıdır. Bunun için at sahibine göre kişner denilmiştir. Sarayın Şehzadelerinin 7 numaralı hamut boyunlarına geçmeden ve falakaya/oka basmadan önce Ömer Seyfettin’in Kaşağı isimli eserini okuması gerekir. Bir zekâ oyunu olan satrançtaki at figürüne, her yöne L şeklinde ilerleyebilen taşa dikkat etmelidir. At vezirin yoldaşı ve en önemli manevrasıdır. At ile iyi manevra yapan şaha mat çekebilir. Vezir ata şah da kaleye bakar. İkisi de düşerse savaş/oyun biter.
Askeri manada yaya askere piyade, atlı birliğe süvari denir. Mekanize birliklerden önce süvari alayları vardı. Günümüzde Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı başta olmak üzere sahil ve turistik şehirlerimizde atlı jandarma ve polis birlikleri dikkat çekmekte, kısa adıyla JAKEM olarak bilinen Jandarma At ve Köpek Eğitimleri Merkezlerinde cins atlar ve eğitimli köpekler sayesinde halkın güvenliğini sağlama ve uyuşturucu ile mücadelede önemli işler yapılmaktadır.
Tarihte eğitimli cins Arap atları ile Ergenekon’dan çıkıp Çin Seddi’ni aşan Türklerin, 21. asırda da ümmetin beklenen son ümidi ve kalesine tezgâhlanan ekonomik kuşatmayı asil ve zengin Arap sermayesi ile aşacağına inanıyorum.
Bahşiş atın sade dişine değil, yaşına da bakılmaz nalına da. Madem öyle, vekilin veya kefilin saçı ya da sakalı denilmeden önce atımızı yemlemeli sonra çayımızı demlemeliyiz. 2023 Haziran ayına kadar daha kat edilecek daha çok yolumuz vardır. Ey Süvari Birliği! Atınızı mahmuzlayın! Deh deh düldül! Bahçevan geldi. Taksim’de güller açtı. Ey akıncılar ve ülkücüler! Sayenizde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Yükselme Devrini yaşıyor.
Âşık Yunus’a bir daha kulak verelim: “Beri gel barışalım yâd isen bilişelim. Atımız eğerlendi eştik elhamdülillah. İndik Rum’u kışladık çok hayr ü şer işledik. Uç bahar geldi geri göçtük elhamdülillah.