ALİ GÜMRAH BEY ile MÜLAKAT

İLKADIM: Efendim, Bir dönem Zeki Soyak Hoca Efendinin Mefkûreci Öğretmenler Derneği çalışmalarında Konya teşkilatı olarak görev aldığınızı öğrendik. Hocamızla tanışmanızın nasıl olduğunu merak ediyoruz. Oradan başlayalım inşallah, mevzuumuza.
ALİ GÜMRAH: Allah razı olsun. Zeki Bey gibi çok değerli bir kardeşim hakkında böyle bir görevi yerine getirmek önemlidir. Çok sevdiğim Zeki Bey hakkında bildiklerimi inşallah anlatmaya gayret edeyim.
1967’lerde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde öğrenciydim. İlim Yayma Cemiyeti üniversite öğrencilerine yurt ve burs temininde yardımcı oluyordu. Ben de onların bu yardımına karşılık Cemiyete yardımcı olmak kastıyla, bir kurban bayramında İstanbul Aksaray’da Valide Camiinde kurban derisi toplama görevini yapıyordum. Cami çıkışı tanıştığımız arkadaşlarımız olmuştu. Aradan yıllar geçti. Bu arkadaşlarımızı ben zamanla unutmuştum. Nevşehir’e Mefkûreci Öğretmenlerin Konya şubesinin açılması için Zeki Bey kardeşimizin yanına gittiğimizde kendimi tanıtırken: “Ali Gümrah, tarih öğretmeni, Konya.” deyince Zeki ağabey: “Ali Bey kardeşim, sizinle İstanbul’da Aksaray Valide camiinde bir namaz çıkışı tanışmıştık hatırlıyor musunuz?” dediler. Ben hatırlayamadım. Hatırlayabilmem için açıklamalarına devam ettiler: “Siz, İlim Yayma Cemiyeti adına kurban derisi topluyordunuz.” O zaman hatırlamıştım. Zeki Beyle Nevşehir’deki Mefkûreci Öğretmenler için bu tanışmamız ikinci oluyormuş artık. Bu Zeki ağabeyinin gerçekten adı gibi çok zeki olduğunu ve hafızasının güçlü olduğunun da işaretiydi. İlk tanışmamız ve ikinci tanışmamız böyle olmuştu.
İLKADIM: Allah razı olsun. Mefkûreci Öğretmenler Derneği Nevşehir’de kuruldu. Siz Konya’da şubesini açmak için uğraştınız, kimler vardı efendim o dönemde?
ALİ GÜMRAH: O dönemler ülkemizde sağ-sol tartışmalarının çok hızlı olduğu, İslam’a rağbet edenlerin çok hor görüldüğü, şer güçlerin alabildiğine yaygınlaştığı bir dönemdi. Elhamdülillah ailemizden aldığımız İslamî eğitim ve terbiye sayesinde bulunduğumuz toplumda hep İslam’ı hâkim kılmak için arayış ve çaba içinde olan çevrelerle arkadaşlığım oldu. Konya’ya gelip öğretmenliğe başlamamdan itibaren lise öğrencilik yıllarımdan da kalma böyle bir çevrenin içine girdim.
İslam’ın hâkimiyeti için mutlaka insanlarımızın İslam’la yeniden tanıştırılması, İslam’ın hâkim güç olduğunun onlara anlatılması, şuursuz müslümanların uyandırılması gerekiyordu. Bu da tek başına olmazdı, mutlaka teşkilatla olması gerekirdi. O günde bu amaçla çalışan tüm teşkilatları gözetliyor ve işbirliği içinde oluyordum. Tabii İslam karşıtı öğretmenlerin kurmuş olduğu dernekler o gün epey revaçta ve yaygındı. Biz de buna karşı bir çabanın içerisindeydik.
Nevşehir’de gaye sahibi, fikir sahibi, İslamî inançlarına mûtî ve onların yayılmasını isteyen bir grubun Mefkûreci Öğretmenler Derneğini kurduklarını duyduk. Arkadaşlarla irtibat kurmak üzere Konya’dan bir minibüsle yola çıktık. O gün için başkanlığını düşündüğümüz Yüksek İslam mezunu Bekir Başarıcı ağabeyim Mardin İmam Hatip Okulundan Konya’ya gelmişti. Orhan Sert, Psikoloji öğretmeniydi. Yine İmam Hatip de beraberdik. İsmet Demir, Matematik öğretmeniydi. İsmail Kaya Yüksek İslam Mezunuydu. Allah rahmet eylesin çok değerli bir kardeşimizdi. Nevzat Arabacı Bey bulunuyordu. Daha sonraları Haşim Bayram katıldılar. Ahmet Hamdi Öger ağabey vardı. Allah selamet versin şu anda en yaşlı ağabeyimizdir.
Minibüsümüz de tarikatta bir miktar yol kat etmiş olacak ki giderken sesli zikre başladı. O kadar sallanıyordu ki bu işe biraz yabancı olan birkaç arkadaş acaba direksiyon hâkimiyeti bozulur mu diye korktular. Ama alışık olanlar Elhamdülillah hiç aldırış etmedi. Çok güzel bir yolculuğumuz olmuştu. Nevşehir’e vardık. Zeki Hocam bizi karşıladılar, derneğin merkezine gittik. Tanışma merasiminden sonra çalışmalar hakkındaki gerekli bilgileri aldık, bize çok bereketli ikramlarda bulundular. Nevşehir’in çok güzel tarihî yerlerini bizzat kendileri anlatarak gezdirdiler. Zeki Hocamın hakkındaki birinci intibaımı unutmuş olduğum için o günkü intibam, çok fevkalade oldu, çok sevmiştim. Hayalimde canlandırdığım bir mücadele kardeşini, arkadaşını bulduğuma inanıyordum.
İLKADIM: İlk dikkatinizi çeken yönü adı gibi zeki olması mı idi?
ALİ GÜMRAH: Evet, zeki olması idi. Çok güzel konuşuyordu. Kulaklarım biraz ağırdır benim. Her konuşanı pek anlayamam ama O’nun konuşmalarını anlıyordum. Anlatmak istediklerini benim anlayacağım şekilde, tek tek güzel anlatıyordu.
İLKADIM: Mefkûreci Öğretmenler çalışmanızda zaman zaman Hocamla görüşmeleriniz oluyordu, teşkilatçılığında dikkatinizi çeken yönü neydi?
ALİ GÜMRAH: Zeki Bey Hocamın teşkilatçılık yönüyle dikkatimi çeken tarafı, ta ailesinden aldığı eğitim, bilgi ve ahlâkla, etrafına topladığı, konuştuğu, arkadaş olduğu insanları hiç bırakmaması, onları sürekli takip etmesi, hele hele davasında kendisine yardımcı olabileceğine kanaat getirdiği insanları nerede olurlarsa olsunlar arayıp bulması, hal hatırlarını sorması, onlara değer vermesi ve cana yakın olmasıydı. Öyle bir arkadaşımız, öyle bir kardeşimizdi. Bugün baktığımızda başladığı günden bu yana gelinen noktada başarılı olduğunu da söylemek doğrudur. İlkadım dergisi etrafında oluşturduğu ekol bunun en güzel örneğidir.
İLKADIM: Hocamda dikkat çeken, sorunların içerisinde boğulmak değil, çözüm bulma yönünde fikir üretmesidir.
ALİ GÜMRAH: Zeki Hocam, çözüm bulma yönünde fikir üretir. Geçmişteki tarihi vakalardan ibret alarak, çok okuyarak kendisini yetiştirdiğini görüyorum. Kıssalar Hisseler eserini bu bilgilerin sonucu olarak ortaya çıkarmıştır. İslam’ın hâkim olduğu devirleri, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ve diğer peygamber efendilerimizin hayatlarını çok iyi araştırmış, biliyordu. Bu konuda bugünkü insanlarımızın o kıssalardan hisseleri alarak bu badireden nasıl çıkacağının formüllerini üretmek, çalışmalarını yapmak noktasında çok uyarıcı olduğunu, Türkiye’deki aklı eren, bilgisi olan tüm din adamlarına bu konuda çok çağrılar yaptığını makalelerinde hatırlıyorum.
İLKADIM: Hatta Ahmet İslamoğlu hocam Kıssalar Hisseler kitabı için: “zamanımızın insanına Peygamberi bir metotla anlatım tarzı” demişti. Nasıl efendim? Deyince: “Önce ayet-i kerimeyi genel olarak alıyor, genelden özele indirgiyor, bugünkü yorumunu yaparken tekrar bir daha tekrar ediyor ayet-i kerimeyi ki işaret veriyor.” dedi. İşte Kur’an’ı Kerimde sorunlarınızın çözümünü böyle bulursunuz diye. Gerçekten insanlar, özellikle gençler Kıssalar Hisseler kitabından çok faydalandıklarını söylüyorlar.
ALİ GÜMRAH: Zeki Beyin öğrencileriyle birçok sohbetlerine de katıldım. Konya’ya geldiklerinde önceden tanışmış olduğu arkadaşlarını bu sohbetlere çağırıyordu ben de katılıyordum. Bu sohbetlerde Zeki beyi hem bir din adamı, hem bir teşkilat kurucusu, hem bir eğitimci, hem her yönüyle bir mücahit kardeşimiz olarak gördüm.
İLKADIM: Tasavvufî yönünü biliyor musunuz efendim?
ALİ GÜMRAH: Tasavvufi yönünü sonradan öğrendim. Bugünün Türkiye’sinde tasavvufla ilgilenen üst seviyedeki insanlarla oturup kalktım. Fakat bazen bazı müşahedelerimde tasavvufla bugün meşgul olanların nedense birbirleriyle irtibatlarının olmadığını, kopuk olduklarını, birbirlerini sevmez derecede bir hallerinin olduğunu gördüm, inşallah ben yanılıyorumdur. Bu hallerinin de tasavvufla ilgisinin olmadığı kanaatinde olduğum için, önce girdim, sonra kenardan seyretmeye başladım.
Bir zamanlar bir hac kafilesinin başında görevlendirilmiştim. O kafilede çeşitli hoca efendilere tabi arkadaşlar vardı. Konakladığımız yerlerde baktım herkes kendi grubuyla namaz kılmaya gidiyor. Birkaç defa ikaz ettim, bu halden bir türlü kurtulamadılar, gönüllü olarak kurtulamadılar. Birbirlerine tâbi olup, bir cemaat olmakta bile bir gönülsüzlük gördüm. Bu çok zoruma giden durum benim dışardan bakmama sebep olmuştu. Ama Zeki beyin, kendisi gibi diğer cemaatlerin, ekollerin başındaki arkadaşlarımızla diyalog kurmaya çalıştığını gördüm. Bu benim çok hoşuma gitti.
Ülkemizin bu zihniyetlerden, bu kölelikten kurtulması, İslam’ın hâkim olması, müslümanların idarede söz sahibi olabilmeleri için her şeyden önce, birlik ve beraberliğe ihtiyaçları var. Müslümanlar kendi aralarında birlik, beraberliği sağlayamazlarsa bunu nasıl yapacağız? Bugün bizim pek inanamadığımız ama Türkiye’de çoğunluğun inandığı bir demokrasi var. Eğer bu iş bu yolla olacaksa yine de çoğunluğa ihtiyaç var. O bakımdan müslümanların aralarında birlik ve beraberliği sağlamaları gerekir.
İLKADIM: Bunu da Hocamda gördünüz.
ALİ GÜMRAH: Hocamın bu konudaki gayretlerini gördüğüm için seviniyorum ve seviyorum. Çünkü İslam birlik, kardeşlik dinidir. Ayet-i kerimelerde kardeşliği emrettiğine göre niçin ayrı olalım. Birlik ve beraberliğin, güç sahibi, iktidar sahibi olmanın mümkün olması gerektiğini İlkadım dergilerinden sonuncularından birinde “Niçin olmasın?” cümlesiyle anlatmıştı.
Bu çalışmalarında daha çok bereketli verimler almasını da Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
İLKADIM: Allah razı olsun efendim.
ALİ GÜMRAH: Müslümanlarla işbirliği yapılması gayretini çok önemsiyorum. Grubunda bir taassup oluşmaması yönünde Rabbimden niyaz ediyorum. Konya’daki kardeşlerimizde böyle bir hâl olmadığını görüyorum. İnşallah yanılmıyorum.
İLKADIM: Hocamızla ilgili teşkilat çalışmalarınızda veyahut özel hayatınızda hatıralarınız varsa alabilir miyiz?
ALİ GÜMRAH: Misafirimiz oldular, evimizde kaldılar, yedik içtik veya çeşitli yerlere gittiğim, çalıştığım zamanlarda arayıp, sorup orada buldular, ziyaretime geldiler. O günlerde konuştuğumuz konuları, tek tek aynı cümleleri tekrar etme konusunda zaafiyetim var. Ama genel olarak onun istek ve arzuları, arkadaşlarına, öğrencilerine anlatmak istedikleri konusunda bilgiler hafızamda tamamen mevcut. O konuda istenirse bir şey söyleyebiliriz. Ama bunları en güzel dergide, kitaplarında ve makalelerinde ortaya koyuyor. Ben herkese bunların okunmasını tavsiye ediyorum.
İLKADIM: Allah razı olsun efendim. Hocamızı yetiştiren hocalarıyla, arkadaşlarıyla görüştüğümüzde bir şey dikkatimizi çekiyor ve soruyoruz. Hocamızın vefası nasıldı?
ALİ GÜMRAH: Vefalıdır diyorum ben, işte kendimden örnek verdim. Nerede olursam olayım arayıp buldu. Tahmin ediyorum Konya’daki arkadaşlarımıza bu konuda belki de bir ricada, istirhamda bulundular emir verdiler ki onlar da beni bırakmıyorlar.
İLKADIM: Gelecek nesillere bu hizmet önderlerini, bu hizmet insanlarını tanıtmada yardımcı olmamız için Rabbimizin bize güç kuvvet vermesi ve yılmamamız için dua etmenizi diliyoruz.
ALİ GÜMRAH: Hani dilimizin ve bilgimizin yetersizliğinden, belki yeteri kadar anlatamadık ama O’na sevgimiz Allah bilir sonsuzdur. Bu da inancımızdandır, İslam kardeşliğindendir, İslam’a hizmet noktasında aynı düşünceleri paylaştığımdandır.
İLKADIM: Allah razı olsun hocam.
ALİ GÜMRAH: Allah sizlerden de razı olsun.