İLKADIM KİTAPLIĞI-Hazret-i Muhammed Mustafa / Osman Nuri Topbaş

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucuları! Bu ay sizlerle Erkam Yayınlarından çıkan Osman Nuri TOPBAŞ Hocaefendinin kaleme aldığı Hazret-i Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem isimli eseri inceleyeceğiz.
Osman Nuri Topbaş Hocaefendinin eserlerini İlkadım Kitaplığı köşemizde daha önce çokça tanıtmaya gayret ettik. Çünkü gerçekten gerek muhteviyatı gerek dili gerek üslubu itibariyle her kesim tarafından okunmasını istiyoruz. Çok meşhur olan öyle kitaplar var ki okuduktan sonra ne anladığımıza bakıyoruz, elimizde pek bir şey kalmıyor.
Maddi menfaat kaygıları ile yazılmış kitaplar ya da vermek istediği mesaj itibariyle değerlerimize ters birçok kitap popüler hale getiriliyor. Kıymetli kardeşlerim! Ne okuduğumuza da çok dikkat etmemiz gerekiyor. İnsan aldığı gıdalarla nasıl ki midesini besler ve midesine zarar verecek gıdalar almazsa; beynimizin besini olan bilgilerde de aynı hassasiyeti göstermemiz gerekir. Olur olmaz her bilgiyi beynimize göndermememiz gerekiyor.
Onun için bu köşede tanıtımını yaptığımız kitapları ince eleyip sık dokuyarak tanıtmaya gayret ediyoruz. Osman Nuri TOPBAŞ Hocaefendinin kitaplarını çok rahat bir şekilde tanıtıyor ve siz değerli okuyucularımıza tavsiye ediyoruz. Çünkü Osman Nuri TOPBAŞ Hocaefendinin eserleri, eser okumaya başlayan kişiyi cezbediyor, adeta içine çekiyor ve besliyor. Okuyucunun hem dili gelişiyor hem de beynine faydalı bilgiler gidiyor.
Hazret-i Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem isimli eser daha önce 4 cilt halinde yayınlanan Nebiler Silsilesi kitaplarının dördüncü kitabının genişletilmiş hali olarak karşımıza çıkıyor. Tek cilt olan kitap iki cilt haline getirilmiş ve birinci ciltte Mekke Dönemi, ikinci ciltte Medine Dönemi ayrıntılı olarak anlatılmış.
Mekke dönemi Osman Nuri TOPBAŞ Hocaefendinin ifadesiyle şöyle özetlenebilir: “Böylece bütün peygamberlerin ve insanlığın ebedi nuru olarak cihanı şereflendiren o sonsuz güneşin Mekke Devri, şirkle kirlenmiş gönülleri tevhid-i İlahi çerçevesinde yüce itikad ile temizlemek, küfürle kurumuş dalları iman ve hakikat pınarıyla yeşertmek, nefsaniyet ve zulümleri dolayısıyla ham meyve haline gelmiş beşeriyeti, ruhaniyet ve Nur-i Muhammedi ile olgunlaştırmak faaliyetiyle geçti.”
Medine dönemi ile ilgili ise şu özet yapılabilir: “…Medine Devri Allah’ın dinini ikame ile geçmiştir. Gönülleri cennete döndüren yüce esasları, sarsılmaz temeller üzerinde muhteşem saraylar misali inşa etmiştir. O güller gülü, Medine’de oluşturduğu münevver iklimde, hayatının sonuna kadar güzelliğin ve doğruluğun rehberi olmuş ve şerefli hayatı; her türlü yanlış, kötülük, terör ve zulme karşı mücadele içinde geçmiştir… Ne mutlu dünyada, Allah Resulü’nün izini takip ederek o sırat-ı müstakimden, yani dosdoğru yoldan yürüyüp de ahiretteki kıldan ince sıratı geçecek olanlara!”